Herkese selamlar! Bugün sizlerle birlikte Black Metal’in anavatanı olan Norveç’e doğru yelken açacağız. Fiyortların ülkesinin karanlık ve puslu havası elbetteki Black Metal’in oluşması için muazzam bir atmosfer oluşturmayı başarıyor. İskandinav ülkeleri hem refah seviyesi yüksek hem de sanat seviyesi yüksek ülkeler olduğu için Black Metal’in de bu denli tüm dünyada yükselen ve her geçen yıl daha çok dinlenen bir tür olması da kaçınılmaz oldu. Norveç ve çevresinde çıkan Black Metal oluşumları bugün tüm dünyaya ilham kaynağı olmayı başardılar. Her ne kadar bugün bana göre Avrupa Black Metal konusunda İskandinav ülkelerinden çok daha yaratıcı ve üretken oluyor olsa da Norveç’in tanrısal konumu yerini korumaktadır. Bugün de sizlere Norveç’ten çıkan ve henüz Black Metal camiasında yeni olan Tenebral Rift’in bu yılki ilk albümleri Umbra’dan söz edeceğim.
Tenebral Rift, Black Metal ille Doom’u harmanlayan bir grup. Daha önceki yazılarımda da söz etmiştim. Bu iki türü birbiri ile sentezlemek çoğu zaman benim yüzümü güldürecek sonuçlara ulaşmıyor. Son zamanlarda özellikle Black ve Doom karışımı yapan Metal gruplarına sıkça denk gelmeye başladım. Fakat bu türün ne denli tutulur olduğunu bilemiyorum. Benim nazarımda henüz etkileyiciliğini gösterebilen bir tür olmasa da muhakkak bu türü çok iyi icra eden gruplar ve onların da hatırı sayılır hayranları vardır. Tenebral Rift’in çıkış albümü olan Umbra’yı birkaç gündür dinliyorum. Evet, gerçekten de Black ve Doom Metal’i olabildiğince iç içe geçirmeyi başarmışlar. 6 şarkıdan oluşan bir albüm ve albümün süresi 1 saati az bir şey geçiyor. Açıkçası albümü ilk dinlediğimde herhangi bir sıkıntı yaşamadım. Zaten albümü ilk dinlediğimde genellikle işin prodüksiyon ve rifflerin ne denli etkileyici yazılıp yazılmadığına bakıyorum. İşin teknik kısmı ile ilgileniyorum. Bu yüzden duygusal etkileşimlerim bazı albümleri ilk dinlediğimde ikinci planda kalabiliyor. Umbra’da da öyle oldu. Albümü ikinci defa dinlemeye başladığımda ise ikinci şarkıdan sonra beni sıkmaya başlayan bir albüm olduğunu fark ettim. Beni kendisine çekebilecek çok az noktası var. Özellikle genel atmosfer olarak kaotik bir atmosferin benimsenmiş olması ve onu da etkileyici bir şekilde veremiyor olması Umbra’yı dinlenebilirlik açısından benim nazarımda arka plana atıyor. Zaten Doom ve Black Metal ikilisini bir arada dinlemeyi pek seven biri değilim. Beni etkilemesi için çok iyi şarkı yazımlarının olması gerekiyor. Umbra’da böyle bir durumun söz konusu olmadığını gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Grubun henüz bu camiada yeni olduklarını biliyorum ve bu albüm nazarında grubun geleceği ile ilgili herhangi bir şey söylemek henüz erken. Özellikle vokal konusunda kesinlikle farklı bir şeylerin denenmesi gerekiyor. Black Metal tınılarının da Doom kadar yoğun olması ve en azından bazı şarkılarda Black Metal iskelet yapısını görmemiz de gerekiyor. Albümü dinlemek için kendinizi tamamen vermeniz gerekiyor ve özellikle Doom seven biriyseniz sizi daha çok kendine çekecektir diye düşünüyorum. Öteki türlü Black Metal’in daha yoğun olmasını bekliyorsanız bu albüm size göre değil. Açıkçası bana göre de değil. Fakat yine de Tenebral Rift’i keşfetmekten dolayı elbette ki mutlu oldum. Henüz yeni bir grup ve ileride bu türde neler yapacağını görmek istiyorum.
Albüm Puanı: 7/10
Yorumlar
Yorum Gönder