Albüm Kritik 635 (Deafheaven / Infinite Granite)

Herkese selamlar! Bugün bu yazıyı yazmaya başlamadan önce epeyce bir düşündüm. Acaba bunu yazsam mı yoksa artık “Deafheaven”ı artık ıskartaya mı ayırsam diye epeyce düşündüm. Aslında bu grubu keşfettiğim 2018 yılında da aynı düşüncelerdeydim. Aradan geçen 3 yılın ardından durum yine aynı olunca artık bir noktada siteyi bu grupla meşgul etmenin çok da gerekli olmadığını düşünüyorum. Sizler de görüyorsunuzdur zaten birçok Metal grubunun adını asla burada anmıyorum bile bırakın albüm incelemelerini yazmayı. Deafheaven’i de bu albümünden sonra bir kez daha sitede yazacağımı sanmıyorum. Durum bu kadar kötü yani benim için. Çünkü grubun çıkış noktasına baktığımızda Post-Black Metal ve Shoegaze’i görüyoruz. Bu arada bu Post-Black Metal gruplarının bence bir hizaya çekilmesi gerekiyor. Zira Black Metal harici her türü yapıp Black Metal’in başına Post kelimesini getirince sanki Black Metal ile alakalı bir şeyler yapıyorlarmış gibi bir hava estiriyorlar. Ya kardeşim kimi kandırmaya çalışıyorsunuz anlamıyorum ki? İlla bir tür ismi vermek zorunda değilsiniz ki yaptığınız müziğe. Dinleyenler zaten kendileri bir kategoriye sokarlar sizi. Shoegaze tınılarında da grup bu albümünde oldukça fedakârlık yapmış ve onları da neredeyse sıfıra indirgemeyi başarmış. Giriş kısmında öfkemi kustuktan sonra Deafheaven’ın 2021 yılında çıkardığı “Infinite Granite”ten sizlere söz edeceğim kısaca.

ABD menşeili Deafheaven’ın albüm diskografisine baktığımız zaman ilk başlarda oldukça etkileyici işleri olduğunu görüyoruz. Sonra arkalarına aldıkları rüzgarla işleri bok etmeye yemin etmiş olmaları da oldukça ilginç olmuş. Zaten birçok grup kariyerlerinin bir noktasında bunu yapmazsa rahat edemiyorlar. Herhalde üzerlerindeki pisi atmanın bir yolu olsa gerek. Neyse daha fazla geyik yapmadan albümün müzikal açıdan neler sunduğunu veya sunamadığını sizlere anlatayım. Öncelikle artık Deafheaven’ın Black Metal kategorisinden bu albümle birlikte tamamen kendilerini soyutladığını söylemem gerek. Zaten 2018 yılında çıkarmış oldukları “Ordinary Corrupt Human Love” albümlerinde de bunun sinyallerini kuvvetli bir şekilde vermişlerdi. O albümde yine Black Metal’in çok az da olsa kalıntılarını bulabiliyordunuz. Fakat Infinite Granite’te artık Black Metal’in varlığından ne yazık ki söz edemiyoruz. Atmosferi güçlü bir Alternative Rock albümünden başka bir şey dinlemiyorsunuz. Atmosfer kısmını güçlü tutmaları buradaki en akıllıca hareket olmuş zaten. Öteki türlü tamamen Pop-Rock sounduna sahip ama tam olarak da öyle olmayan, ne olduğu belli olmayan bir albüm dinliyormuş havasına girerdik. Zaten aslında albümün kendisi böyle de işte atmosferik öğeler bu albümü sis perdesinin arkasında tutmayı başarmış. Yazılan rifflerden falan bahsetmek isterdim ama ortada öyle riff diyebileceğimiz çok fazla bir şey yok. Genellikle akorlar üzerinden oluşturulmuş şarkılar dinliyorsunuz. Şunu söylemekten kendimi alamıyorum ama bu albümü bizden yerli birkaç Rock grubu yapmış olsaydı çok da şaşırmazdım. O derece popülist ve o derece sığ bir albüm yapmışlar. Bizdeki Rock gruplarını itin götüne sokmuş oldum ama hiç de pişman değilim. Elbette hepsini dahil etmiyorum. Popülist olan ve müzikten başka her şeyi yapan popülist gruplarımızdan söz ediyorum. Aslında bu albümden öyle uzun uzadıya bahsetmek de pek anlamlı olmayacak. Netice de artık Deafheaven yolunu değiştirmiş bir grup. Aslında öncesinde Black Metal ile ilgili bir şeyler de yapmamış olsalardı ve hep bu minvalde albümler yapmış olsalardı zaten bu eleştirileri getirmezdim ben de. Hatta daha farklı bir perspektiften incelerdim. Fakat daha farklı bir pencereden baksam bile bu albümün çok etkileyici bir iş olmadığını söylerdim her halükârda.


Infinite Granite için söyleyebileceğim tek şey Deafheaven’in sert müzik yapmayı tamamen bıraktığı ve ne yapmaya çalıştığını da bir türlü anlamadığım bir albümü olmasıdır. Sitede bir daha Deafheaven albümü yazacağımı sanmıyorum. Artık kendilerine hayatta başarılar diliyor ve sizlere de görüşmek üzere diyorum.

Albüm Puanı: 5,5/10



Yorumlar