Albüm Kritik 616 (Batushka /Carju niebiesnyj)

Herkese selamlar! Bugün sizlere bahsedeceğim albüm konusunda epeydir muallaktaydım. Çünkü benim için neredeyse hiçbir anlam ifade etmeyen bir grubun albümünü buraya yazı yazmama konusu taktir edersiniz ki benim için pek de kolay olmayacaktır. Fakat geçmişte bir süreliğine de olsa beni etkileyen bir grup olduğu için siteye bu albümü yazmaya karar verdim. 2015 yılında bir anda Black Metal camiasının en çok konuştuğu albümlerden birisi peyda olmuştu, “Litourgiya”. Polonyalı “Batushka” bir anda herkesin ilgi odağı olmuş ve müzikleri ile ne denli ruhani olduklarını yavaş yavaş herkese gösteriyorlardı. Kimlikleri gizli olan elemanlar, sahne şovlarında adeta bir ayin havası gibi tüyleri diken diken eden bir konsept ve karanlık giysilerinin altında cayır cayır icra edilen müzik… İşte bütün bunlar haliyle Metal camiasında oldukça merak uyandırmış ve zaten Polonya’nın Black Metal’e olan katkıları da iyiden iyiye artışa geçince Batushka’nın üzerine ayrı bir düşülmüştü. Gerçekten de Litourgiya hala benim en sevdiğim ve değerli bulduğum Black Metal albümlerinden birisidir. Fakat sonrasında bir grubun başına gelebilecek en çirkin olaylardan birisi Batushka isminin başına geldi. Grup elemanları arasında yaşanan kavga ve tartışmalar mahkeme salonlarına taşındı ve Batushka ismi bir anda yerle yeksan oldu. Öyle ki çift başlılık meydana geldi ve grubun gitaristi ve şarkıların çoğunu yazan adam “Krzysztof” esas Batushka benim diyerek yine aynı adla yola devam ederken, grubun vokalisti olan “Bartłomiej Krysiuk” ise yine Batushka ismi ile müzik hayatına devam etme kararı aldı. Ortada bir anda iki Batushka oldu. Krzysztof’unki Kiril harfleri ile yazılırken vokalistin Batushka’sı latin harflerle yazılıyordu. Aradaki fark sadece isimlerin yazılışında da değildi. Krzysztof tek başına ortada kalırken, Krysiuk’un Batushka’sı Metal Blade Records gibi bir dev ile anlaşma yapmış ve bolluk bereket içinde albüm yazımına başlamıştı. Hoş, bu bolluk bereket bile Batushka’yı kurtarmaya yetmedi. Bugün artık kimsenin umurunda olmayan ne yapıyorlarmış ne ediyorlarmış diye hiç merak edilmeyen bir forma dönüştü Batushka. Krzysztof’un Batushka’sının zaten tek atımlık kurşunu vardı ve onu sıkarak bu sahneden çekildi. Bugün bahsedeceğimiz Krysiuk’un Batushka’sı ise acınası halde hala yoluna devam ediyor ve gerçekten de acınası halde kısmının altını çizmek gerekiyor.

2019 yılında “Hospodi” ile aslında tekrar bir kıvılcım uyandırmıştı Batushka. Fakat bu kıvılcım ne yazık ki kıvılcım büyüklüğünde kaldı ve hiçbir zaman bir ateşe, aleve veya yangına dönüşmedi. Zaten 2019 yılında çıkan iki Batushka albümünün kazanını Krzysztof’unki olmuştu. En azından ben ve benim gibi düşünen birçok eleştirmen böyle değerlendiriyordu. Orada para bile Hospodi’yi kurtaramamıştı. Fakat yapısal olarak baktığımızda Litourgiya’dan alıştığımız o geleneksel ayin ve ritüel havasını da en çok veren Hospodi idi. Müzikal anlamda belki cılız kalsa da atmosferik anlamda da çok daha başarılıydı. 2020 yılında yayınladıkları “Raskol” adlı EP’yi dinlemiş olsam da dinlememiş olmayı tercih ederdim. Buraya yazarak zaman kaybetmek de istemedim açıkçası. Bugün sizlere bahsedeceğim “Carju niebiesnyj” EP’si de aslında bende hemen hemen Raskol’da hissettiğim duyguları hissettirse de bir tık daha kabul edilebilir olduğu için yazmak istedim. Carju niebiesnyj’i dünden beri çok kez dinledim. Zaten EP olduğu için akıp gidiyor. Fakat daha da önemlisi artık Batushka’da kompleks herhangi bir şarkı yazımı göremediğimizi için dümdüz şeyler dinliyorsunuz. Atmosfere ve koroya abanarak yapılmış bir başka Batushka işinden başka bir şey değil. Carju niebiesnyj başlı başına aslında bir ağıt EP’si olmuş. Gerek şarkıların içinde barındırdığı müzikal tabloya bakarak gerekse de yaratılan atmosfere bakarak bunu çok rahat anlıyorsunuz. Evet, atmosfer başarılı olmuş fakat günün sonunda bizler bir Black Metal albümü dinliyoruz. İşte esas dram burada başlıyor. Çünkü Black Metal adına neredeyse hiçbir şey duymuyorsunuz. Ortada bolca atmosferik öğe var ve birkaç şarkı da sadece eli yüzü düzgün, oturaklı birkaç riff duyuyorsunuz o kadar. Açıkçası Batushka ölmüş gömeni yok gibi bir durumla karşı karşıyayız. Bu yüzdendir ki kimse bu grubun artık ne yaptığını merak etmiyor. Hatta Batushka diye bir grubun varlığı neredeyse unutulmak üzere diyebilirim. Zaten ben bu EP’yi dinlemeden önce herhangi bir beklenti içinde değildim. Sıfır beklenti ile dinlediğim ve iyi mi, kötü mü olur diye asla düşünmediğim bir EP’ydi Carju niebiesnyj. Günün sonunda oturup bir ağıt albümü dinlediğim gerçeği ile karşı karşıya kaldım. Müzikal olarak hiçbir şey vermeyen fakat atmosfer olarak yaşatmak istediği dramı ve hüznü iyi bir şekilde yaşatan bir albüm oldu Carju niebiesnyj.


Söyleyecek daha fazla bir şey olduğunu düşünmüyorum. Batushka nereye kadar devam edecek bilmiyorum. Fakat bu şekilde silik bir gruptan öteye gidemeyeceği de aşikâr. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere hoşça kalın!

Albüm Puanı: 6/10



Yorumlar