Albüm Kritik 596 (Carcass / Torn Arteries)

Herkese selamlar! Bugün sizlere albüm kapağı ile oldukça ilgi çekmeyi başaran ve uzun süredir Metal camiasında da birçok kişinin ilgi odağında olan “Carcass”ın bu yıl çıkardıkları “Torn Arteries” adlı albümlerinden söz edeceğim. Açıkçası Carcass’ı öyle merak eden bir kişi hiçbir zaman olmadım. Bazen bir iki şarkısına denk geliyordum ve dinleyip geçiyordum. Fakat öyle isteyerek bir albümlerini oturup da baştan sona dinlemiş değildim. 1986 yılından bu yana Metal camiasında varlığını sürdüren bir grup Carcass. Yaptıkları müzik için ise birçok türü etiketleyebiliriz aslında. Grindcore, Death Metal, Melodic Death Metal ve Groove Metal gibi türlerin birçok tınısını bünyesinde barındırıyor Carcass. Daha önceki albümlerini oturup dinlemediğim için bu sözümü elbette sadece Torn Arteries nezdinde söylüyorum. Metal’in icat olduğu yer olan İngiltere’de tohumları atılmış Carcass’ın da. Hal böyle olunca işin membaından geliyorlar diyebiliriz. Bu zamana kadar Carcass’ı dinlemeyip de şimdi neden dinlemeye başladım diye soranlarınız olabilir. Açıkçası bunun tek sebebi grubun albüm kapağını yapan “Zbigniew M. Bielak”ın ortaya muazzam bir iş koyması oldu. Bu adamı ilk olarak “Ghost” albüm kapaklarında keşfetmiş olsam da aslında Metal camiasında oldukça eskiye dayanan bir geçmişi olduğunu öğrendim sonradan. Sizlerin de gördüğü üzere oldukça ilgi çekici bir kalp tasarımı ile albüm kendisini merak ettirmeyi başarıyor.

Yukarıda da dediğim gibi Carcass’ın yaptığı Metal türü için birçok alt türün birleşimi diyebiliriz. Bu albümde ise benim en çok duyduğum Grindcore ve Groove Metal oldu. Yine de diğer türlerden tınılar duymanız da mümkün elbette. Groove elbette bir “Pantera” kadar ağır basmasa da yine de kendisini iyide iyiye belli ediyor. Albüm dinlemekten gerçekten keyif aldım. Fakat albüm kapağının beni etkilediği kadar etkilediğini de söyleyemem. Ya da ben çok büyük bir beklenti ile albümü dinlemeye koyuldum. Tabi ki benim büyük beklenti dediğim şey albümü dinler dinlemez etkilenip, hiçbir puan kırmadan 10 puanı vermekti. Yine de albüm için yazılmış riffleri ve soloları oldukça beğendim. Bu yıl çok fazla Grindcore ve Groove albümü dinlemediğim için orada bir açlık hissi varmış meğerse. Carcass işte bu açlığımı domates, biber, kabak ile gidermiş oldu. Açıkçası grubun albüm kapak resminde vermek istediği mesajı bir türlü anlayamadım. Zira grubun önceki albümlerine şöyle bir baktım bu yazıyı yazmadan önce. Gayet et ve kan düşkünü temalarla bezenmiş olduğunu gördüm. İşin bir de tuhaf tarafı var; grup elemanlarından “Jeff Walker” aslında bir veganmış. Şimdi işe bu perspektiften baktığımız zaman albümün bir vegan kapakla geliyor olması önceki albümlerin günah çıkarması mıdır acaba diye düşünmeden edemiyorum. Bir de kalbinize iyi bakmanız için sebze yiyin gençler gibi daha anaç bir mesajı da olabilir mi diye de düşünmeden edemedim? Tabi ki bu son dediğim biraz hayal ürünü gibi gelse de yine de bende böyle bir intiba uyandırdı. Albümün temposu Groove ağırlıklı olduğu için öyle uçan kaçan şarkılar dinlemeyi beklemeyin. Fakat şarkıların her birinde gayet güzel riff yazımları ve oldukça etkileyici davul partisyonları var. Bu durum da albümün bütününün sizleri tatmin etmesini sağlıyor. İlk defa bir Carcass albümünü baştan sona dinlediğim için haliyle birazcık gerildim. 35 yıllık bir gruptan bahsediyoruz. Albümün kötü çıkma olasılığını hiç düşünmeden dinlemeye girişmiş olmama beni bir optimist mi yoksa saftirik mi yapar bilmiyorum. Yine de bu şekilde Torn Arteries’i dinlemeye koyulmam bende çok büyük bir hayal kırıklığına yol açmadı. Evet, çok daha efsanevi bir şeyler duymayı beklerdim. Fakat 35 yıllık deneyimin verdiği (-ki bu deneyimin uzun bir süresinde albüm çıkarmamışlar o da ayrı bir durum) bir oturaklılık havası da olabilir bu durum. Yine de dinlemekten genel anlamıyla hoşnut kaldığım bir albüm oldu Torn Arteries.


Carcass'ı ilk defa Torn Arteries albümüyle tam anlamıyla keşfetmiş biriyim. Albüm kapağı beni etkilemeseydi belki dinlememeye devam edecektim grubu. Bazılarınız albüm kapağında ne var, ne abarttın lan diyebilir. Fakat resim konusunda az buçuk fikir yürütebildiğimi düşündüğüm için bu albüm kapağındaki gerçeklik etkisinin çok iyi olduğunu söyleyebilirim. Sebzelerin adeta fotoğrafı çekilmiş gibi bir görüntüsü yok mu sizce de? Neyse lafı daha fazla uzatmadan sizlere veda edeyim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 8/10



Yorumlar