Albüm Kritik 593 (Fluisteraars / Gegrepen door de geest der zielsontluiking)

Herkese selamlar! Bu hafta sonu da nasıl geçti anlamadım. Yani hafta içi de hızlı geçiyor bana göre ama tatil günleri daha hızlı geçiyor sanki. Zaten birçok kişi için de durum aynıdır diye düşünüyorum. Neyse bu sabah erkenden kalkıp yapmam gereken işleri çabucak hallettim ve sonrasında yine klavyemin başına oturdum. Siteye yazı yazmak için güzel bir gün olduğunu düşündüm. Normalde hafta sonları sitenin ilk zamanlarında oldukça pespaye bir şekilde yazmış olduğum albüm değerlendirmelerini tekrar elden geçiriyordum. Fakat bu yıl çıkan albümleri yazmak için zamanım giderek daralıyor ve daha yazmam gereken epeyce bir albüm beni bekliyor. O yüzden yeniden yazma işine bir süre ara vereceğim. Bugün ise sizlere söz edeceğim grubun adı başlıkta da gördüğünüz üzere “Fluisteraars”. Hollandalı bir Black Metal grubu olan Fluisteraars’ı ilk defa dinledim. Geçen günlerde bu grubun albümüne sıra gelmişti. Ben de hazır bir iki gün siteye yazacak kadar müsait değilim diyerekten sıkça Fluisteraars’ı dinledim. Albümün adı ise “Gegrepen door de geest der zielsontluiking”. Oldukça uzun bir albüm adı ile daha karşı karşıyayız. Felemenkçe bir albüm adı olduğunu söyleyerek isterseniz albüm bizlere neler veriyor ondan kısaca sizlere bahsedeyim.

Öncelikle bu albümün buram buram bir Atmospheric Black Metal albümü olduğunu hemen başta söylemek istiyorum. Yaratmak istediği atmosferin de oldukça karamsar bir atmosfer olduğunu albümü dinlediğim 2 gün boyunca iyi bir şekilde idrak ettim. Zaten albümde sadece 3 şarkı bulunuyor. Fakat bu 3 şarkının toplam süresi yaklaşık 36 dakika kadar. Yani oldukça uzun süreli şarkılar dinliyorsunuz albümde. Atmospheric Black Metal albümü dinliyorsanız zaten bu tarz uzun şarkılara alışıksınız demektir. Bu türde biz biliyoruz ki önemli olan yazılan gitar rifflerinni kompleks olup olmaması değil, bizlere verilmek istenen atmosferin ne denli başarılı olup olmadığıdır. Açıkçası Gegrepen door de geest der zielsontluiking’i dinlerken gerçekten de insanın içi kararıyor. Ruhunuza bir garabet çöküyormuş gibi hissediyorsunuz. Gerek yazılan rifflerin dramatik bir havada olması gerekse de vokal performansının oldukça kaotik bir şekilde bağırması olsun bizlere yaşatmak istedikleri karanlık duyguyu iyi bir şekilde yaşatıyor grubumuz. Fakat benim için vokal performansı aşırıya kaçmış gibi geldi. Evet, atmosfer açısından böylesi bağırış çağırış vokalleri çok dinledim. Yine de buradaki vokalin dengesinin biraz şaştığını söyleyebilirim. Öte yandan bu albümde gerçekten iyi riffler var. Bu iyi rifflerin kendini tekrar eden yapıda olmaları bu defa bir sorun yaratmıyor. Hatta rifflerden çok daha ön plana çıkardıkları şey davul olmuş. Şarkı bir anda es verip davul solosu dinliyorsunuz. Ya da şarkının bitişinde davul solosu dinliyorsunuz. Enstrüman kullanımı açısından oldukça iyi bir noktada yer alan bir albüm olduğu aşikâr. Açıkçası ben bu albümü 2 gün boyunca çok sık dinlediğim için bende sıkılma hissi uyandırdı sonlara doğru. Fakat ara sıra açıp dinlemek istediğinizde muhtemelen sizleri memnun edecek ve ruhunuzu karartma konusunda başarılı olacak bir albüm olacaktır.


2009 yılından bu yana Metal camiasında olmasına rağmen benim henüz keşfettiğim Fluisteraars’ı dinlemekten genel olarak memnun kaldım. Gayet başarılı bir albüm yapmışlar. Fakat daha iyisini elbette dinledi bu kulaklar. Yine de bu yıl içinde dinlediğim memnun edici albümler arasına yerleşti Gegrepen door de geest der zielsontluiking. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 8/10



Yorumlar