Herkese selamlar! Bugün sizlere mermi gibi bir albümden söz edeceğim. Evet, böyle bir tabir kullandığıma ben de inanamıyorum pek ama albümün bana hissettirdiği nedense silah, mermi, top, tüfek gibi savaş araç gereçleri oldu. Kıta değiştiriyoruz ve Amerika Birleşik Devletleri’ne geçiyoruz. Death ve Thrash Metal ikilisini çok iyi bir şekilde harmanlayan ve uzun zaman sonra dinlediğim en kallavi Thrash Metal albümü (benim için daha ağır basan yönü Thrash olduğu için sadece bu türü hesaba katıyorum) oldu diyebilirim. Amerikalı “Steel Bearing Hand”i daha önce hiç duymamıştım. Fakat grup 2010 yılından bu yana aktif bir şekilde Metal camiasında yer alıyor. Yine benim cahilliğim söz konusu yani. Bitmiyor! Keşfedecek daha bir ton grup var. Neyse, insanın böyle dertleri olsun öyle değil mi? Bugün sizlere söz edeceğim bu mermi gibi albümün adı ise başlıkta da gördüğünüz üzere “Slay In Hell”. Şimdi bu harikulade albümün içine giriş yapalım.
Albümü dinlemeden önce grubun ne tür yaptığına hiç bakmadım. Öyle bodoslamasına albümü dinlemeye giriştim. Bir yandan albümü dinliyor bir yandan 36 derece sıcaklık yetmezmiş gibi çayımdan yudumluyorum. Albüm başlar başlamaz zaten hemen dikkatimi çekti. Şarkılar birer birer geçiyor, hava ve çayın sıcaklığı yetmiyormuş gibi bir de albümün cayır cayır yanan ateşi beni yakmaya ortak oluyor. Yüzümde istemsizce pis bir sırıtış ve sürekli “vay babayııın” gibi yöresel ağızla tepkiler veriyorum. İşte albümü ilk dinlemede hemen hemen yaşadığım duygular böyleydi. Gerçekten de albüm kendisine öylesine bir çekiyor ki “ulan daha önce ben bu adamları nasıl dinlememişim” diye hayıflanıp durdum. Dur durak bilmeyen şarkılar arasında nefes almak için temponun sadece çok az düştüğü anları beklemeniz gerekiyor. Öyle zamanlar da öylesine az ki bu albümde hani soluksuz izledim diye bir tabir vardır ya işte siz o izlemek fiilini dinlemek ile değiştirebilirsiniz. Albümdeki şarkılar sadece hızından dolayı çekici değil elbette. Yazılan riffler gerçekten de çok başarılı olmuş. Evet, bu albüm Thrash ve Death sentezi bir albüm ama hissiyat olarak Thrash Metal çok daha ağır basmakta. Thrash Metal’in üzerine serpilmiş ölü toprağından daha önceki birkaç albüm değerlendirmelerimde bahsetmiştim. Steel Bearing Hand gibi grupların bar olması bu ölü toprağının atılmasına da ön ayak oluyor en azından. Şu albümü dinleyip beğenmeyecek Thrash Metal seven arkadaşlar büyük ihtimalle eskiye saplanıp kalmıştır. Eh, onlar da haklı bir bakıma Thrash Metal adına icra edilenler pek de kulaklara şenlik olmuyor genellikle. Fakat benim gibi keşfe çıkarlarsa onlar da şirinleri görebilirler belki. Şaka. Kötü şaka. Albümün bana sorarsanız en vurucu özelliği gitar soloları kesinlikle. Arkadaş epeydir Thrash şarkılar üzerine yazılan gitar soloları dinlemediğim için resmen aç kalmışım buna. Dibim düştü dinlerken. Gözlerim ışıl ışıl parıldadı. Bu albümdeki her şey bana sorarsanız çok iyi derecede olmuş. Sadece albümün son şarkısı “Ensanguined” gereksiz yere uzatılmış. Bana öyle geldi yani. Bunun haricinde vokalinden davuluna, basından gitar riffleri ve sololarına kadar her şey jilet gibi olmuş.
Slay in Hell, bana sorarsanız bu yılın en iddialı albümlerinden birisi olmuş. Hatta Metal Music Share Plus’un “Yılın En İyi 15 Albümü” listesine de daha şimdiden göz kırpıyor. Steel Bearing Hand’i keşfettiğim için çok mutlu oldum. Albümden muazzam haz aldım. Sizlerin de kesinlikle bir kulak vermenizi dilerim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 10/10
Yorumlar
Yorum Gönder