Bu çalışma haftasının da son gününe geldik. Zaman oldukça hızlı bir şekilde akıp gidiyor. Bu akıp giden zaman bir de olağandışı bir durum içinde olunca hepten iç burkan bir durum oluyor. Mesai saatlerimizin dışın bize kalan zamanda yapacaklarımız hep aynı şeyler oluyor artık. Eh, biraz entelektüel bir insansanız yapacak verimli şeyler bulma oranınız biraz daha yüksek oluyor. Öteki türlü işler daha da çekilmez bir hal alıyor. Böylesi depresif bir giriş yapmayı istemezdim. Fakat artık havaların ısınmasıyla birlikte de evlerde kapalı kalmak çekilmez oluyor. Klavyenin başına otururken bile birkaç kez düşünmek durumunda kalıyorum artık. Halbuki en çok sevdiğim iş yazı yazmaktır. Neyse daha iyi günler umarım çok uzakta değildir diyerek optimist bir düşünce ile bu serzenişi sonlandırıp esas konuya geçeyim. Aslında bu depresif ruha ve söylemlere neden olan bir albüm dinlediğim için belki de böylesine sesli dile getirdim. Bugün, nevi şahsına münhasır gruplardan biri olan “Panopticon”un yeni albümü “...and Again into the Light”tan sizlere söz edeceğim. Panopticon da sitede bolca yer verdiğim tek kişinin yürüttüğü projelerden bir başkasıdır. Grup ile 2018 yılında tanışmıştım. O zamandan bu zamana da takip ediyorum kendilerini. Grubun 2018 yılında çıkardığı 2 bölümden oluşan albümleri “The Scars of Man on the Once Nameless Wilderness Part 1 & The Scars of Man on the Once Nameless Wilderness Part 2”yi büyüm bir zevkle dinlemiş ve siteye bu albümleri ayrı ayrı olarak yazmıştım. Aradan geçen 3 yılda Panopticon “Beast Rider” adında bir EP ve birkaç ortaklaşa albüm çalışmaları da yayınladı. Fakat benim gözüm açıkçası çıkaracağı LP’deydi. İşte o LP de geldi.
Panopticon, “Austin Lunn” adlı dostumuzun yürüttüğü bir Atmospheric Black Metal & Folk Metal sentezi bir müzik yapıyor. Bana kalırsa bu iki türü en iyi şekilde bir araya getiren sayılı gruplar arasında yer alıyor Panopticon. Özellikle bançosu ile ürettiği melodik partisyonlar ile şarkıları bambaşka bir havaya bürüyor. Lunn çok iyi bir müzisyen gerçekten. Gerek işin sert tarafında olsun gerekse de daha sofistike tarafında olsun, ürettikleriyle birçok Metal severin de saygısını kazanmıştır. Lunn, sert ve soft müziği bir araya getirmede oldukça iyi bir yöntem kullanıyor. İşin içine atmosferik öğeleri de katarak müziği bir anda bambaşka boyuta getirebiliyor. Öyle ki Panopticon’un ürettiği şarkılar bir hayli uzun sürelere sahip oluyorlar. Bu uzun süreli şarkılar ise kendi içlerinde birçok değişkene sahip oluyor ve bizler bu şarkılar dinlerken adeta mest oluyoruz. En azından ben öyle oluyorum. ...and Again into the Light’ta da Panopticon aslında çok fazla şaşırtmıyor. Yine ortaya müzikal kalite ve atmosfer bakımından oldukça niş bir albüm sunmayı başarıyor. Albümün açılış şarkısından bitişine kadar ruhunuza değen şarkılar dinliyorsunuz. Yer yer öfkeleniyor, yer yer hüzünleniyorsunuz. Lunn’un müziği kavrayışında duygular çok önemli yer ediyor. Bu duygular ne olursa olsun dinleyiciye geçmeli diye düşünüyor ve bunu da başarıyor. Albüm atmosferik yönden gerçekten kusursuz olmuş. Dinlediğiniz albümün görkemli bir albüm olduğunu iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Ben Panopticon için “Agalloch”un hanedanlığını devralmış bir grup diyorum. Bu iki grubun gerçekten de çok fazla ortak noktası var. Eh, Agalloch artık sanat hayatına devam etmediği için de bu ipi Panopticon göğüslüyor ve üzerindeki sorumluluğun ağırlığını adeta biliyormuşçasına muazzam albümler üretiyor. Yazılan melodik riffler her bir şarkıda sizlere kendilerine hayran bıraktırıyor. Şarkıların kendi içindeki geçiş yoğunluğu ve tekdüzelikle asla alakası olmayan bir müzikal formun varlığı albümü bütünsel anlamda da en iyilerin olduğu noktaya yerleştiriyor.
Lunn, Panopticon ile gerçekten harikalar yaratıyor. Bu albüm hakkında söyleyebileceğim negatif bir şey yok. Belki vokalin biraz daha sesinin yüksek olması daha iyi olabilirdi. Fakat bunun da bilerek tercih edildiğini bildiğim için sadece kendi isteğimi dile getirmiş oluyorum. Muhakkak dinlenmesi gereken albümler arasına ...and Again into the Light’ı da dahil ediyoruz. Bir sonraki yazıda görüşene dek hoşça kalın!
Albüm Puanı: 9/10
Yorumlar
Yorum Gönder