Safkan Black Metal albümlerinden birine daha denk geldim. Haliyle bu denk gelme beni hem heyecanlandırdı hem de gerdi. Zira old-school tarzda Black Metal albümlerini dinlemeden önce her zaman bu duyguları yaşıyorum. Özellikle bazı gruplar bu old-school işini öylesine kötü yapıyorlar ki onlar sayesinde bu türden albümlere denk geldiğim zaman artık ihtiyatlı davranıyorum. Geçtiğimiz hafta albüm kritik listeme dahil ettiğim Kanadalı Black Metal grubu “Spectral Wound”un daha müziğini dinlemeden albüm kapaklarına şöyle bir göz atınca zaten ne gibi bir pislikle karşılaşacağımı tahmin etmiştim. O yüzden de bu yıl içinde çıkardıkları “A Diabolic Thirst”ü dinlemeden old-school bir albüm dinleyeceğimi tahmin etmiş ve nitekim bu tahminim de doğru çıkmıştı. Dinlediğim en muazzam old-school / safkan Black Metal albümlerinden birisi olduğunu belki söyleyemem fakat o noktaya ulaşmasına da neredeyse ramak kalmış. Şimdi, bu şeytana susamış albümün derinliklerine inelim.
Kanadalı bir Black Metal grubunun tıpkı İskandinav abileri gibi oldukça içli ve kaotik bir Black Metal üretiyor olması gerçekten de taktire şayan. Albüm dinlerken sanki “Sargeist”in bir albümünü dinliyormuşum hissine kapıldım. Açıkçası bu hissi bende uyandırıyorsa bir grup, o grup zaten çok iyi konumdadır benim nezdimde. Zira Sargeist, bu camiadaki en önem verdiğim Black Metal gruplarından birisidir. Spectral Wound matematiksel açıdan Black Metal’in tradisyonel metotlarını çok iyi bir şekilde uyguluyor ve albümlerindeki her şarkılarında bu formülün ve uygulayışın şarkılara görkemli bir hava da kattığını görüyorsunuz. Şeytanın ihtişamından güç alarak üretilen müzik kendisini çok belli ediyor. Bu albümün ve albümü oluşturan şarkıların pislikten ve karanlıktan var olduğunu hemen anlıyorsunuz. Özellikle o çiğ gitar tonları ve davulun daha çok tiz seslerle kaydedilmiş olması konunun ne kadar ciddi olduğunu bizlere gösteriyor. Öyle ya A Diabolic Thirst’ün şakası yok. İçinize şeytan tohumlarını serpmek için yaratılmış bir albüm olduğu da su götürmez bir gerçek. Yazılan riffler öylesine kaotik ve karanlık ki şarkılar adeta ruhunuza işliyor ve sözde saflık ve beyazlıkla temsil edilen ruhlarımızı alabildiğince siyaha boyuyorlar. Gerçekten de ne yapmak istediğini çok iyi biliyor Spectral Wound ve bunu işin kurallarına harfiyen uyarak yapıyor. Safkan bir Black Metal albümü dinlediğiniz için haliyle kendisini tekrarlayan riffler oldukça fazla fakat bu riffler çok iyi bir şekilde yazıldığı için hiçbir sıkıcı etkisi de bulunmuyor. En azından ben albümü dinlerken bir dirhem bile sıkılmadım. Vokalin çığırtkanlığını da sevdim. Öyle gitar rifflerini örtbas edecek bir şekilde tutulmamış ses düzeyi. Biraz daha geride kalıyor vokal ve bu şekilde şarkıların müzikal taraflarını daha çok duyuyoruz. İyi bir kulaklıkla, orta ses düzeyinde bu albümü dinlediğiniz zaman albüm için yazılan her riffi çok daha iyi idrak edeceksinizdir. Davul yazımını da gayet başarılı buldum. Bildiğimiz, klasik Black Metal davulculuğunun yanında arada sırada farklı çeşitlemeler de duyuyorsunuz. Gitar soloları da yine şarkılarda bulundukları sürede üstlerine düşeni fazlasıyla yerine getiriyorlar ve o kaotik havayı bozmadan ortamın dehşetini koruyorlar.
Bu albümde benim canımı sıkan hiçbir şey olmadı. Her şey öylesine düzgün bir şekilde yapılmış ki, herhangi bir şarkının, herhangi bir noktasında sıkılmadım. Albümü baştan sona birkaç kere dinledim ve dinlemekten de büyük keyif aldım. Çalma listeme hemen girdi ve Spectral Wound benim keşfetmekten büyük mutluluk duyduğum bir grup oldu. A Diabolic Thirst, grubun üçüncü stüdyo albümü oluyor. Önceki iki albümlerini de hemen dinleyeceğim. Sizlerin de muhakkak kulak vermeniz gereken bir grup olduğunu söylüyor ve bir başka yazıda görüşmek üzere diyorum.
Albüm Puanı: 9/10
Yorumlar
Yorum Gönder