2013 yılında kurulmuş olan “Suffering Hour”ı biraz daha geç keşfetseydim muhtemelen kahrolurdum. Sonunda sıradan işler yapan grupların albümlerinden sıyrıldım. Sonunda karşıma efsane ve görkemli bir albüm çıktı. Özellikle son birkaç albümdür gerçekten içim şişmişti. Hem yapılan müziğin kalitesinden hem de yaratıcılığın yerle yeksan edilişinden… Neyse ki Suffering Hour’a sıra geldi listemde ve bu yıl içinde dinlediğim en efsanevi albümlerden birine şahit oldum. Nasıl hasret kaldıysam yaratıcı bir şeyler dinlemeye, resmen ilaç gibi geldi bu grup. ABD’nin Black Metal konusundaki yükselişini epeyce bir albüm değerlendirmesinde sizlere söz etmiştim. Suffering Hour da işte bu yükselişin en önemli kanıtlarından biri oluyor. 2013 yılında kurulan bu Black Metal grubu 2 EP ve 2 LP ile diskografisini şimdiden güçlü tutmayı başarmış. Lafı daha fazla uzatmadan grubun bu yıl çıkardığı şahane albümleri “The Cyclic Reckoning”in derinliklerine inelim.
Albümü dinlemeden önce açıkçası pek bir beklentim yoktu. Zira birkaç albümdür sizin de fark ettiğiniz üzere vasat ve vasat üstü albümleri siteye yazmıştım. O albümler bir ay öncesinde yaptığım keşiflerde denk geldiğim ve listeye aldığım albümlerdi. Suffering Hour’ın The Cyclic Reckoning albümü de işte o keşfedişten listeye alınmıştı. Bundan dolayı da aynı teranede olacağını düşünüyor ve muhtemelen yine beni ihya etmeyecek bir albümün kritiğini yazacağım diye düşünüyordum. Fakat Suffering Hour bütün bu düşüncelerimi alaşağı etti ve yüzüme balyoz gibi bir albümü fırlattı. Grubun yaptığı Black Metal için kesinlikle Avant-garde Black Metal diyebiliriz. Daha önce sitede albümlerine yer verdiğim “Ignis Haereticum”a benzettiğim bir tarza sahip Suffering Hour. Bu durum da daha en başında beni kendilerine bağlamalarına yetti zaten. Adı geçmişken Kolombiyalı efsanevi grubun da 2017’den beri ses soluk çıkarmıyor oluşu beni üzmüyor değil. Neyse konumuz Ignis Haereticum değil. Fakat onun yolundan ciddi bir şekilde yürüyen Suffering Hour da bu türde neler yapabileceklerini The Cyclic Reckoning’de oldukça etkili bir şekilde gösteriyor. Önceki albümleri de oldukça yüksek beğeni toplamış. Bu da demek oluyor ki keşfettiğim bu grup ileriki yıllarda daha dehşet işler sunacak bizlere. Suffering Hour’ın yaptığı müziğin sıradanlıktan çok uzak olduğu ve Black Metal DNA’sına sadece yer yer davul çeşitlemeleri ile, brutal vokal ile, atmosferin güçlü olması gibi etmenler ile sahip. En önemli etmen olan yazılan riffler ise Black Metal’in boyutsal olarak üzerine çıkan ve bu türü zenginleştiren bir yapıya sahip. Hafif bozuk riff yazımları ve melodik anlamda oldukça tuhaf ses alt yapısına sahip çeşitlemeleri ile bambaşka bir atmosfer sunuyor The Cyclic Reckoning. Albümde bulunan her şarkıyı dinledikçe tüylerim diken diken oldu. Zaten albümü kaç kere başa sarıp sarıp dinledim bilmiyorum bile. Avant-garde Black Metal’i belli başlı gruplardan dinleyen biri olarak bu türde farklı bir grup daha keşfetmek, hem de bu grubun şahane bir albümüne denk gelmek dünden beri beni baya mutlu etti. Benim gibi Black Metal’i çok seven biriyseniz bu söylediklerim inanın abartı gelmeyecektir. Albümdeki her bir enstrüman çok iyi bir şekilde şarkılarda varlıklarını gösteriyor. Sadece gitarlar değil, bas ve davul da albümdeki şarkıları farklı noktalara getiriyor. Günün sonunda şahane bir albüm dinlemiş oluyorsunuz. Ölüm ve yaşamı tema olarak şarkı sözlerine seçmiş ve bunu da az ve öz söz yazımıyla iyi bir şekilde yapmış Suffering Hour.
Bu yıl çıkan en iyi albümlerden birisi olduğunu şimdiden gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Albümü dinlemekten kendimi alamıyorum. Her gün dinleyeceğim albümlerden bir başkası oldu The Cyclic Reckoning. Sizler de efsanevi bir şeyler dinlemek istiyorsanız mutlaka Suffering Hour’a bakın derim! Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 10/10
Yorumlar
Yorum Gönder