Albüm Kritik 497 (Panzerfaust / The Suns of Perdition - Chapter II: Render unto Eden)

 

Panzerfaust'un dün incelemiş olduğum albümleri “The Suns of Perdition - Chapter I: War, Horrid War”dan sonra bugün de devam albümleri olan “The Suns of Perdition - Chapter II: Render unto Eden”den sizlere söz etmek istiyorum. Mantalite olarak iki parçadan oluşan bir albüm olunca diğerini de çok zaman geçirmeden siteye yazmak istedim. Hazır Panzerfaust’un müziğine de alışmışken arayı soğutmamak iyi olur. Albüm isimleri oldukça uzun olduğu için 2019 yılında çıkardıkları albümün adını baştan sona yazmak yerine ona “Chapter I” derken, 2020 yılında çıkardıkları ve bu yazının esas konuğu olan albüme de “Chapter II” diyeceğim. Sürekli uzun uzadıya okumanıza gerek yok. Önceki albüm değerlendirmesinde onu yapmış olduğum için birazcık pişman oldum. Bundan dolayı da en başta bu anonsu yapmak istedim. Kanadalı dostlarımızın Chapter II’da neler yaptıklarını merak etmiştim. Dün Chapter II’yu ilk kez dinlediğimde açıkçası pek de şaşırmadım. Albüm gerçekten de Chapter I’ın devamı niteliğinde olduğunu bizlere gösteriyor. Fakat ufak tefek artıları ve eksileri de yok değil. Ben de onlardan bugün sizlere söz etmek istiyorum.

Öncelikle, Chapter I’da beni en çok etkileyen o sağlam albüm soundunu bu albümde göremiyoruz. Daha dengeli ve daha rafine bir sound ile kaydedilmiş şarkılar. Bu da bu albümü diğer birçok Black Metal albümleri (modern tarzdaki) ile aynı prodüksiyon kalitesine sokuyor. Bu albümdeki şarkı sürelerinin biraz daha fazla olduğunu da belirtmek de fayda var. Önceki albüm riff yönünden orta düzeydeydi. Chapter II ise yine çok muazzam şeyler vadetmese de Chapter I’a göre daha iyi yazılan rifflere sahip olduğu da bir gerçek. Atmosferi yine kuvvetli bir albüm olmuş. Fakat bu atmosfer yaratma işini klavyeye yüklenerek yapmıyor Panzerfaust. Yankısı yüksek gitar tonları tercih edilerek ve derinden gelen ses dizilimleri ile yapıyor. Açıkçası ben bu tarzı beğendim. Chapter I’da en çok sevdiğim şey olan davul çeşitlemelerinin çok kaliteli olması bu albümde de yine devam ediyor. Gerçekten her şarkıyı kotaracak bir kalitede davul işi dinliyorsunuz. Uzun süreye sahip şarkılar genellikle kendini tekrar eden rifflerden oluşsa da diğer enstrümanların ve bu defa vokalin de çok daha iyi bir şekilde kullanılmasıyla sıkılmadan dinliyorsunuz albümü. Önceki albüm değerlendirmesinde de dediğim gibi davul kullanımı klasik Black Metal davulculuğunun formlarına sıkışıp kalmıyor. Bu da haliyle albümü çok daha ilgi çekici bir noktaya getiriyor. Ayrıca önceki albümde de birazcık var olan ruhani havanın bu albümde de kendini gösteriyor olduğunu görüyoruz. Bu albüm de yine önceki albümle aynı tadı verdi bana ve dinlemekten büyük mutluluk duydum. Black Metal’de yeni bir tat arayanlar için kesinlikle göz atılması gereken bir albüm olmuş. Bu ikiliyi muhakkak çalma listenize almak isteyeceksiniz siz de. Açıkçası Panzerfaust’u çok daha geç kalmadan keşfettiğim için mutlu oldum.


Chapter I ve Chapter II birleştiğinde ortaya gayet iyi, tek bir albüm çıkıyor. Fakat işin güzel tarafı ise bu iki albüm ayrı ayrı da yine aynı derecede iyi seviyedeler. Panzerfaust yapmak istediği projeyi açıkçası başarı ile sonuçlandırmış. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere hoşça kalın!

Albüm Puanı: 8/10



Yorumlar