Black Metal camiasında Amerikalı grupları yazmaya hala alışamadım. Sanki ABD’nin bu konuyla hiç alakası yokmuş da sonradan çıkıntılık yapıyormuş gibi bir havası var. Açıkçası Black Metal gibi kaotik ve felsefi bir türün ABD gibi emperyalist bir ülkede yapılmasına alışmak sanırım sadece benim için zor değildir. Elbette genelleme yapmaktan çekinmek gerekiyor. Fakat belli başlı tabular vardır ve bu tabular doğrultusunda da ister istemez fikir yürütebiliyorsunuz. Öyle ya da böyle ABD de artık karanlık müziğin zenginliğine ve görkemine erişmiş gruplar çıkarmaya başladı. Metalin daha çok ekstrem olmayan türlerinde oldukça kallavi grupları dünyaya kazandıran bu ülkenin Black Metal camiasına da girişi hiç de fena bir şekilde olmuyor diyebiliriz. Bugün, bu kadar ABD’den söz ettikten sonra okuyacağınız bu yazıdaki grubun ABD’li olduğunu tahmin etmişsinizdir. 2013 yılında temelleri atılan “Dumal”ın 2020 yılında çıkardıkları albümleri “The Confessor”den sizlere söz ediyor olacağım.
Dumal ile henüz tanışmış biri olarak bu zamana kadar nasıl bir yolda ilerlediklerine dair en ufak bir fikrim yok. The Confessor’ü dinleyene kadar grubun modern Black Metal gruplarından biri olduğunu tahmin etmiştim sadece tahminimde de yanılmadım. Atmosfer ile pek işi olmayan bir grup Dumal. Atmosfere odaklanmak yerine işin melodik kısmına daha çok zaman harcamış görünüyorlar. Tabi ki burada söz edeceklerim sadece ve sadece The Confessor’den yola çıkarak söylediğim düşüncelerimdir. Açıkçası albümü 2 gündür dinliyorum ve ne yazık ki beni saran bir albüm olmadı. Belli bir rota tutturmuş Dumal ama o rota oldukça sıradan bir patikadan geçiyor. Ne sağında görkemli ormanlar ne de solunda uzunca akan bir nehir var. Yolun iki tarafı da bozkır ve kısır çalı çırpılık yerler var. Melodik rifflere her ne kadar yüklenmiş olsalar da günün sonda dinlediğim şarkılardan hiçbiri beni şaşırtmadı ve sanki bu şarkıları daha önce başka gruplardan da dinlemişim gibi bir hava verdi bana. Grup bu yolda ilerlerken muhtemelen Black Metal’in son 10 yıldaki en çok yükselen türünü odak noktasına almış ve melodilerin etkili oluşuna inanarak bir şeyler üretmek istemiş. Kesinlikle kötü bir müzik yapmıyorlar. Fakat sizler de benim gibi yoğun bir şekilde bu türü dinleyen biriyseniz neler aradığınızı az çok bilirsiniz. Çünkü binlerce grup var ve bu gruplar arasında farklılaşabilenler bugün bizlerin dillerinden düşmeyen gruplar olmuşlardır. Ötekiler ise varlığını sürdürse de hep belli bir azınlığa hitap etmekten öteye gidemiyorlar. Albüm prodüksiyon açısından veya sound açısından herhangi bir soruna sahip değil. Gayet iyi bir Black Metal soundu benimsenmiş ve her şey çok net bir şekilde kulaklarınızda yankılanıyor. Black Metal’in yapı taşı olan ve bunu Thrash Metal’den aldığını bildiğimiz birbirini tekrar eden riff yazımlarını Dumal da benimsemiş. Fakat dediğim gibi bu birbirini tekrar eden riffler ne yazık ki ortaya efsanevi şarkılar çıkarmaktan uzak. Daha stabil ve daha normal düzeyde bir Black Metal albümü dinliyorsunuz.
ABD'li Dumal’ı dinlemek beni pek mutlu etmese de albümün de yeterli düzeyde olduğunu söylemem gerekiyor. Belki ben dönüp bir daha dinlemeyeceğim bu albümü fakat ABD’nin de artık Black Metal’e katkı yapan ülkeler arasında olması bu ekstrem türün dünya çapında ne denli ilgi gördüğünü rahatlıkla göstermiş oldu. Bir sonraki yazıda görüşene dek hoşça kalın!
Albüm Puanı: 6,5/10
Yorumlar
Yorum Gönder