Albüm Kritik 484 (Deicide / Overtures of Blasphemy)

 

Herkese selamlar, bu hafta içinin de son gününe geldik. Yoğun bir iş haftasından sonra bu akşam da klavyenin başına oturdum. Açıkçası bugün pek yazı yazasım yoktu fakat birden bu düşüncem değişti ve kendimi yine klavyemin başında buldum. Bugün, sizlere söz edeceğim grup ise yine bir Death Metal grubu oluyor. Tıpkı dün albümlerini yazdığım “Unleashed” gibi "Deicide" da 1989 yılında kurulan bir grup ve o yıldan bu yana oldukça etkili bir şekilde Metal camiasında yer alıyor. Ben de grubu 2017 yılının son aylarında keşfetmiştim. O zamanlar Death Metali giderek sevmeye başlıyordum. Şimdiki gibi Death Metal hayranı değildim fakat bu hale gelmek için de oldukça fazla grup keşfettim ve keşfetmeye devam ediyorum. Deicide da onlardan biri oldu. Grubun 2013 yılında çıkardığı “In The Minds of Evil” adlı albümlerini siteye 2018 yılında yazmıştım. O albümlerini yazdığımda grubun yeni albümünün çıkacağını biliyordum. Fakat o albümü yazmak için bir türlü zaman yaratamadım. Neyse “Overtures of Blasphemy”i yazmak bugüne kısmetmiş.

Deicide'ı ilk dinlediğimde çok fazla kanım ısınmamıştı. Fakat grubun birkaç albümünü dinledikten sonra bu grubu seveceğimi hissetmiştim. Öyle ki albüm diskografisinden kendimce belirlediğim kura yoluyla bir albümü seçmiş ve siteye yazmak için onu dinlemiştim. Seçtiğim albüm de az önce yukarıda söylediğim gibi In The Minds of Evil idi. Albümü baştan sona kaç kere dinledim inanın hatırlamıyorum. Albümü genel olarak sevmiştim fakat Deicide’ın en iyi albümü de diyemiyordum. Grubun 2006 yılında çıkardığı ve burada değerlendirmesi olmayan albümleri “The Stench of Redemption” benim dinlediğim en iyi Deicide albümü olmuştu. 2018 yılına geldiğimizde ise Deicide ‘ı yine çok ciddi bir şekilde karşımızda dikilirken gördük. Yaptıkları müziği genel olarak seviyordum ve açıkçası bu albümlerinde neler yarattıklarını da merak ediyordum. Albümü dünden beri dinliyorum ve Deicide’ın yaratmış olduğu en iyi ikinci albüm olarak nitelesem pek de haksız olmam sanırım. Öylesine sağlam bir iş ortaya koymuş ki Amerikalı dostlarımız, tek kelimeyle bayıldım. Albüm, Death Metalin o kalın ve güçlü iskeletini bütünüyle barındırıyor bünyesinde. Her bir şarkı da ağzınıza yüzünüze yumruk yiyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz. Çok güçlü riffler yazılmış ve bu güçlü riffler diğer enstrümanların da aynı oradan güçlü bir şekilde var olması ile muazzam bir hal almış. Albümü dinlerken büyük keyif aldım ve bayağı hiçbir şey gelmedi bana. Her şey olması gerektiği gibiydi ve Death Metalin vermesi gereken her şeyi veriyordu. Sound olarak da yine herhangi bir kusura sahip değildi. Şarkı sürelerinin de oldukça dozunda ayarlanmış olması albümün dinlenebilirliğinden herhangi bir şeyi alıp götürmüyor. Tam tersine albümü dinledikçe dinleyesiniz geliyor. Agresif bir müziği iyi bir şekilde icra etmek Deicide için bir problem olmasa gerek. Zaten bu albümde de ben en ufak bir pürüze ve negatif bir şeye rastlamadım. Her şey kuralına uygun bir şekilde var olmuş. Kaotik riff düzenlemeleri ile albümün safkan kötülük, kan ve dehşet taşıdığını hemen hissediyorsunuz zaten.


Deicide, yapması gerekeni yapmış. Her şeyi çok iyi bir dengede tutarak çok oturaklı bir albüm yaratmış. Death Metal dünyasının en iyi albümü demek elbette büyük haksızlık olur. Fakat iyi albümlerinden bir tanesi olduğu da apaçık ortada. Deicide’ın kendi diskografisindeki en iyi ikinci albümleri olduğunu da bir kez daha söylemek istiyorum. Tabi ki bu benim düşüncemdir. Bir sonraki yazıda görüşene dek hoşça kalın!

Albüm Puanı: 8,5/10



Yorumlar