Albüm Kritik 478 (Satyricon / The Shadowthrone)

 

Herkese selamlar, bugün yine geriye dönüş yapıyoruz ve bu geri dönüşümüzü yine Norveç rotalı olarak gerçekleştiriyoruz. Çünkü Norveç demek Black Metal demek ve Black Metalin peyda olduğu bu yere gitmeyi sanal olarak da olsa benden çok seven olamaz herhalde. Bu ülkenin karanlık havasında doğan ve gerek Norveç Black Metaline gerekse de günümüz global Black Metaline büyük ölçüde ilham vermiş olan “Satyricon”un bu dehlize sunduğu ikinci stüdyo albümü olan “The Shadowthrone”dan sizlere söz edeceğim.

Satyricon, Norveç Black Metali için gerçekten de büyük bir nimettir. Sadece Norveç lokalinde söylemek haksızlık olur aslında. Çünkü birçok ünlü Norveç Black Metal grubu gibi Satyricon da dünya çapında nam salmayı başarmıştır. Birinci dalga birçok Norveç Black Metal grupları gibi Satyricon da bu sahneye oldukça cüretkar bir şekilde giriş yapmıştır. Özellikle İskandinav bölgesindeki Hıristiyan misyonerliğine karşı olan duruşları zamanla Pagan inancını savunmaktan çıkıp daha derinlere inmiş ve orada yeraltının hükümdarını bulmuştur.

Birçok Norveçli Black Metal grubu gibi Satyricon da önce kendi yöresindeki hikayeleri anlatmaya başlamıştır. İlk birkaç albümünde bunu sıklıkla görüyoruz. İşte The Shadowthrone da o albümlerinden birisi. Zaten bu albüm ile “Dark Medieval Times” aynı yıl içinde çıkmıştır. Bu iki albüm için aslında Satyricon’un bu camiaya giriş albümleri diyebiliriz. Norveççe ve İngilizce şarkı sözleri, atmosferik yapının daha baskın oluşu Satyricon’un başlangıçtaki misyonu olsa da, bu durum ilerleyen albümlerde değişiklik göstermiş ve Satyricon’un daha modern bir forma girmesiyle, aynı zamanda da daha kompleks şarkılar yazması ile değişmiştir. The Shadowthrone, benim dinlediğim en iyi Satyricon albümlerinden biri değil. Bunun sebebi atmosfer öğelerinin çok yüksek dozda bu albümde kullanılmış olması. Fakat bunu bir noktada da anlayabiliyorum. Zira Black Metalin yeni yeni olgunlaşmaya başladığı 90lı yıllarda bu sert ve çiğ müziğin üzerine görkemli bir şeyler eklemek gerekiyordu. Bunu sadece Satyricon da görmedik. “Burzum, Mayhem ve hatta Behemoth’un ilk zamanlarında da (her ne kadar Polonya ekolünden geliyor olsa da) bu tür yoğun atmosferleri gördük, dinledik. Evet, Satyricon’un belki en sevdiğim albümlerinden birisi değil fakat old-school Black Metal albümlerinde bir sıralama yaptığımda da yeri hiç de aşağılarda olmaz bu albümün. Atmosferi bir kenarı bırakırsak, yazılan gitar riffleri gerçekten dönemi için çok iyiler. Hatta bana kalırsa günümüz için de çok iyiler. Gitar rifflerine eşlik eden klavye melodileri bana daha çok İskandinav folk müziğini anımsattı. Bu ikisini oldukça iyi bir şekilde sentezlemeyi başarmış Satyricon. Frost ve Satyr ikilisi grubun kuruluşundan beri bu birlikteliği en iyi şekilde sürdürmeyi başardılar. Yer yer Satyricon’dan beklenmeyecek bir-iki albüme imza atmış olsalar da, ben genel olarak Satyricon’u hep başarılı bulmuşumdur. Davul konusunda Frost The Shadowthrone’da yine oldukça iyi bir iş çıkarmış. Zaten Black Metal davulcuları arasında en çok sevdiğim davulculardan birisidir kendisi. Bu albümdeki şarkı yazımlarında atmosfer her ne kadar yoğun bir şekilde varlığını gösteriyor olsa da melodik partisyonlar da azımsanmayacak kadar çoklar. Zaten Norveç Black Metalinin genel olarak tüm dünyadaki Black Metal camiasına kattığı en büyük fenomen “kaotik riff yazımı”dır. Bu tekniği The Shadowthrone albümünde de gayet başarılı bir şekilde görüyorsunuz. Prodüksiyon açısından elbette o dönemki şartlar neyi gerektiriyorsa o şekilde değerlendirmek gerekiyor. Benim sevdiğim bir sounda sahip albüm. Çiğ gitar tonlarını ve davulun modernizasyondan çok fazla nasibini almamış halini seviyorum. Bir de Satyricon bu albümünde tıpkı Burzum gibi temiz vokali daha çok görkemli bir hava yaratmak için ekolu bir şekilde şarkılara ara ara yedirmeyi tercih etmiş. Fena da olmamış.


Satyricon, benim için her daim vazgeçilmezlerimden olmuştur. The Shadowthrone albümleri de Norveç Black Metalinin ne demek olduğunu bizlere çok iyi bir şekilde gösteriyor. Bir başka yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 8/10



Yorumlar

  1. Saçma bir soru sorduğumun farkındayım fakat Satyricon albümlerini en sevdiğinizden en sevmediğinize sıralayacak olsanız sıranız nasıl olurdu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her ne kadar Satyricon'u çok seviyor olsam da dinlediğim ve beğendiğim albümleri sınırlı :)
      Ama şu şekilde sıralayabilirim tabi.

      1) Now, Diabolical
      2) The Age of Nero
      3) Deep Calleth upon Deep (Her ne kadar ilk zamanlar hiç sevmesem de sonradan değerini anladığım albüm)
      4) The Shadowthrone

      Sil

Yorum Gönder