Cult of Luna, gerçekten çok özel bir grup. Atmosferik yapıları ile Progressive ve Sludge Metali çok iyi bir şekilde harmanlayan bu grubu dinlemek benim için büyük bir zevk ve lütuf. Özellikle Metalin ne de denli kompleks bir müzik olabileceğini ve neden klasik müzik ile hemen hemen aynı iskelet yapısına sahip olduğunu Cult of Luna dinleyerek anlayabilirsiniz. Çok iyi şarkı yazımları ve aynı zamanda da harikulade bir atmosfer yaratarak dinleyenleri belirledikleri temaların içine dahil ediyor oluşları taktire şayandır. Bugün ise grubun 5 Şubat 2021 tarihinde yayınladığı ve benim dün akşamdan beri dinlemeye başladığım yeni EP’leri “The Raging River”dan sizlere söz edeceğim.

İsveçli görkemli müzik yapan Cult of Luna her yeni albüm çıkardığında gerçekten de çok heyecanlanıyorum. Çünkü biliyorum ki alelade bir Metal albümü veya birçok grubun yaptığı şekilde bir Metal albümü dinlemeyeceğim. İşte nevi şahsına münhasır olmanın en iyi örneklerinden birisidir Cult of Luna. Grup ile 2016 yılında çıkardıkları “
Mariner” adlı albümleriyle tanışmıştım. O albümü dinlediğim ilk zamanı hala hatırlıyorum. Büyük bir şok geçiriyordum. Çünkü daha önce bu adamların yaptığı şekilde bir müzik dinlememiştim. Evet, birçok atmosferik tınıya sahip albüm dinlemiştim. Fakat Cult of Luna başka bir şeydi. Zaten Mariner albümlerinden sonra artık bu grubun büyük bir hayranı olmuş ve önceden neler yaptıklarını da dinlemeye başlamıştım. Her ne kadar sitede Mariner’den önceki albümlerin kritiklerini göremeseniz de diğer albümleri de büyük bir hayranlıkla dinledim. Yıl 2019 olduğunda ise Cult of Luna bir kez daha sahneye çıktı ve çok büyük bir gövde gösterisi yaptı. Bu defa “
A Dawn to Fear” ile soluğumuzu kesmeyi başardı. Zaten 2019’da yazmış olduğum “
2019 Yılının En İyi 15 Albümü” adlı listede de kendine yer bulmuştu. Cult of Luna yaptığı müziği çok iyi bir şekilde yapıyor. Gerek işin virtüözlük kısmı olsun gerek yazılan şarkı sözleri olsun ve gerekse de atmosfer oluşturma olsun bu konularda oldukça başarılılar. Elbette her albümü eşit derecede olmayabiliyor. Burada tamamen ufak nüansları değerlendiriyoruz zaten. Açıkçası The Raging River’ın bir EP olduğunu gördüğümde bu yıl için Cult of Luna’nın tadımlık bir şey sunduğunu düşünmüştüm. Her ne kadar bu EP 5 şarkıdan oluşuyor olsa da klasik Cult of Luna şarkı uzunluklarından ödün vermiyor ve albümün süresi totalde 38 dakikayı geçkin oluyor. Albümü dinlemekten mutlu oldum fakat bu defa çok iyi bir işin ortaya konduğunu söyleyemeyeceğim ne yazık ki. Evet, yine kategorisinde gayet tatmin edici bir albüme imza atmış olsa da Cult of Luna, günün sonunda kendi albümleri içinde o kadar da güçlü olmayan bir eser olmuş The Raging River. Belki biraz daha görkemli bir atmosfer ve de daha çeşitli rifflerden oluşan şarkılar olsaydı belki o klasik Cult of Luna seviyesinde bir albüm olabilirdi. Bütün bunlardan öte bence albümü prodüksiyon açısından da çok iyi bir başarım göstermiyor. Boğuk bir sounda sahip. Albümü birkaç kulaklıkla tekrar tekrar dinledim ve bu boğukluk hepsinde de kulaklarıma yansıdı. Özellikle davulun biraz daha modern bir tınıda kaydedilmesi belki bu albümdeki o boğukluğu da giderebilirdi. Elbette bunlar çok mühim sorunlar değil fakat söylemeden de geçmek istemedim. Albümün bana kalırsa en etkili iki şarkısı var. Bunlar; albümün son ikilisini oluşturan “I Remember ve Wave After Wave”dir. Diğer şarkılar da ortalama bir seviyede yer alıyorlar.

Özetle yeni bir Cult of Luna eseri dinlemek ne olursa olsun beni mutlu etti. Her ne kadar diğer albümlerine nazaran biraz daha alt seviyede kalan bir EP olsa da günün sonunda yine dinlemekten keyif alıyorsunuz. Bir başka yazıda görüşene dek hoşça kalın!
Albüm Puanı: 7,5/10
Yorumlar
Yorum Gönder