Herkese selamlar, şubat ayının ilk albüm kritik yazısı ile birlikteyiz. Bu yazıda bu defa gerçek bir Atmospheric Black Metal albümünü değerlendireceğim sizlere. Normalde birçok Metal türünün için görmeye alışık olduğumuz atmosferik öğeler aslında Atmospheric Black Metal’in birer esintisi oluyordu. Fakat şimdi bu türü uzun süredir icra eden ve oldukça da iddialı olan “Urfaust”un 2020 yılında çıkardığı “Teufelsgeist” adlı albümlerini huzurunuzda irdeliyor olacağım. Açıkçası uzun zamandır Atmospheric Black Metal albümü incelemediğim için Urfaust’un Teufelsgeist albümünü dinleyince ilk baştan neye uğradığımı şaşırsam da sonra bu türün dinamiklerinin tam da Urfaust’un yaptığı gibi olduğunu hatırladım.
Açıkçası albüm müzikal yönden çok fazla bir şey sunmuyor. Yani bütün iş aslında yazılmış o birkaç riffin etrafına bezenen atmosferik öğeler oluyor. Bu atmosferik öğeler ise genellikle klavye ile yaratılan sesler veya geri vokaldeki uğultulu veya senfonik sesler oluyor. Tabi ki Atmosfer yaratmadaki en önemli şey hangi tema üzerine bir atmosfer yaratacağınızdır. Çünkü genellikle bu tür albümler belirli bir tema üzerine kurgulanan ve onun çerçeveleri dahilinde müziklerle bezenen sanat eserleri oluyorlar. Şahsen Atmospheric Black Metal albümlerini sevmemdeki en önemli unsur genellikle yaratılan korku ve depresif atmosferlerini birçok grup tarafından genellikle iyi bir şekilde yaratılıyor olmasıdır. Çünkü bu iki konu üzerine yaratabileceğiniz atmosferik unsurların sayısı oldukça fazla ve ortaya iyi bir iş koymamanız için pek neden olmuyor. Bu paragrafın başında belirttiğim gibi Atmospheric Black Metal’in genellikle en zayıf yönü yazılan şarkılar oluyor. Fakat buna zayıflık dememiz için de başka türlerle kıyaslamamız gerekiyor. O yüzden ben bunu biraz yanlış buluyorum. Çünkü Atmospheric Black Metal’in iskeletinde öncelik yazılan kompleks riffler falan değil, tamamıyla yaratılan tematik atmosferdir. Urfaust ise bunu gayet başarılı bir şekilde Teufelsgeist albümünde uygulamış. Belki müzikal yönünde normalde biraz daha fazla bir kısıntı yapmış olsa da totalde başarılı bir iş ortaya koyduklarını gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Tema olarak seçmiş oldukları kaotik, depresif ve yer yer korku öğelerini çok iyi bir şekilde sentezlemeyi başarmış Hollandalı dostlarımız. Daha açılış şarkısında zaten sizleri gizemli bir yolculuğa çıkarıyor. Bu gizemli yolculukta az önce bahsettiğim duyguları çok rahat bir şekilde yaşıyorsunuz. Ayrıca albüme oldukça iyi bir giriş yapmamızı sağlayan “Offerschaal der astrologische mengvormen” aynı zamanda albümün en uzun şarkısı oluyor. Hatta albümdeki müzikal dinamiğin çoğunu da zaten bu şarkı karşılıyor. Diğer şarkılar da elbette bu atmosferik yapı içinde çok iyi bir yerde duruyorlar fakat albümün açılış şarkısı kadar değil. Açıkçası bu albümü dinlemek istediğiniz zamanlar şöyle zamanlar olmalı; kafanızı rahatlatmak istediğiniz zaman, gerilim temalı bir kitap okurken veya yatağınıza uzanmış öylece düşüncelere dalmışken…
Albüm Puanı: 8/10
Yorumlar
Yorum Gönder