Albüm Kritik 457 (Necrophobic / Dawn of the Damned)

 

Herkese selamlar, bugün sizlere benim geçen yıllarda tanıştığım bir grup olan “Necrophobic”in 2020 yılında çıkan albümleri “Dawn of the Damned”tan söz edeceğim. Bu grup ile her ne kadar yaklaşık 2 yıl önce tanışmış olsam da Necrophobic oldukça köklü bir Death / Black Metal grubu aslında. Zaten çoğunuz bunu biliyordur. Elbette keşfetmem gereken yüzlerce grup olduğu için Necrophobic’i keşfetmem de biraz geç oldu. Bu köklü grup Metal camiasına 1989 yılında katılmış. 30 yılı geçkin bir süredir bu karanlık alemde boy gösteriyor olmaları taktire şayan gerçekten. Necrophobic’in bütün albümlerini dinlemiş biri değilim. Grubu her ne kadar başarılı saysam da öyle özellikle açıp dinlemedim bu zamana kadar. Önceliklerim arasında olmadı bu süre zarfında. Fakat yaklaşık 10 günden beri dinlediğim son albümleri Dawn of the Damned artık bu durumun değişmesini sağladı ve Necrophobic de binlerce şarkının yer aldığı benim muazzam çalma listeme (evet çalma listemle gurur duyuyor ve onu övücü şeyler söylüyorum) girdi. Şimdi şu lanetli albümün derinlerine inelim bakalım, bizi ne gibi şerler bekliyor beraberce bir göz atalım.

Necrophobic, İsveç menşeili bir grup. Grubun köklerini salmaya başladığı tarihe bakarsak Norveç Black Metal’inden etkilendiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Özellikle grubun ilk albümlerinde bunu çok fazla hissediyorsunuz. Zaten grubun albümlerini oluşturduğu temalara baktığımızda yine şeytan övücülüğü, satanizmi, ölümü ve karanlığı konu edindiğini görüyoruz. Bu da bizlere klasik tarzda İskandinav Black Metal’in yapı taşlarını Necrophobic’te de görüyoruz anlamını veriyor. Elbette zaman içinde Necrophobic de biraz daha melodikleşmiş ve hatta Death Metal’e kaymıştır. Fakat bu grup için safkan bir Death Metal grubu da diyemeyiz. İki türün de ortasında yer alıyor ve bence ortada yer alma işini batırmadan, güzel bir şekilde kotarıyor. Özellikle Dawn of the Damned’ı dinlediğim süre boyunca bunun gayet işe yarayan bir yaklaşım olduğunu da görmüş oldum. Elbette bu iki türü sentezleyip çalan birçok grup var. Fakat her grubun başarılı işler ortaya koyduğunu söylemek çok zor. Dawn of the Damned, her ne kadar Necrophobic’in zamanın şartlarına uyduğu melodikleşmeyi bizlere veren bir albüm olsa da bunu çok az bir miktarda yapıyor oluşu İsveçli ağır abilerin köklerine sadık bir şekilde yollarına devam ettiklerini bizlere gösteriyor. Bu da beni neredeyse safkan bir Black Metal albümü dinlediğim için ayrı bir mutlu etti. Her ne kadar ben daha çok atmosferi kuvvetli ve melodik yapısı efsane olan Black Metal gruplarını tercih ediyor olsam da içimde her zaman kıvılcımları parlak kalan saf Black Metal’in de arada bir yellenip korlanmasından memnun oluyorum.

Albüm, prodüksiyon açısından modern bir tınıya sahip. Dinlediğiniz zaman kulaklarınızı yormuyor ve teknolojinin nimetleri sayesinde çok temiz bir Black Metal albümü dinliyorsunuz. Her ne kadar ben saf Black Metal albümlerinde daha old-school bir soundu seviyor olsam da Necrophobic’in Death / Black Metal sentezi olan bu albümüne yakışan bir prodüksiyon olduğu da su götürmez bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Özellikle yazılan riffleri çok başarılı buldum albümde. Bu rifflere mütemadiyen eşlik eden gitar soloları ve hafif melodik riffler olayı bambaşka bir noktaya taşımış. Gerçekten son zamanlarda dinlediğim en kaliteli albümlerden biri oldu Dawn of the Damned. Bu yüzden de albümü dinlerken sürekli yüzümde sırıtkan bir ifade vardı. 10 şarkıdan oluşan Dawn of the Damned bütünsel olarak muazzam bir albüm olmuş. Şarkıları tek tek ele aldığımız zaman zayıf herhangi bir şarkı olmasa da bazı şarkıların içindeki geçişler sıradan geldi bana. Onun haricinde herhangi bir kusur bulamadım ben. Tema olarak yine satanizmi tercih eden grup, şarkı sözleri konusunda bu konularda şarkılar yazan birçok grup kadar etkileyici olmuş. Önceden bu tür mistik ve karanlık konularda olan şarkı sözleri çok etkileyici geliyordu bana. Sanırım bu tür şarkı sözlerine de doydum. Tıpkı mitoloji anlatan grupların sürekli aynı şeylerden bahsedip beni yıprattığı gibi bu defa da satanizm yıpratıyor herhalde. Neyse ki satanizm mitoloji kadar sınırları çok belirgin bir anlatı değil de felsefe ve ideolojiler gibi konularla bütünleşebiliyor. Bas konusuna gelirsek eğer, albümün en zayıf noktası bana kalırsa bas performansıdır. Evet, Black Metal’de pek ön planda olmuyor bas gitar çeşitlemeleri fakat Necrophobic’in yaptığı şu müzikte bas gitarın ufak tefek şekerlikleri albümü daha da yukarı bir seviyeye tırmandırırdı diye düşünüyorum. Onun haricindeki bütün enstrümantal olgular gayet başarılı bir şekilde albüme yedirilmiş.


Evet, sadede gelecek olursam; Dawn of the Damned gayet başarılı bir albüm olmuş. Baştan sona her şarkıyı büyük bir zevkle dinledim. 10 şarkıdan oluşan albüm yaklaşık 48 dakikalık bir süreye sahip ve gayet ideal bir süreyi tutturmuşlar. Benim bu albüme puanım elbette yüksek oluyor ve 9 puanı yapıştırıyorum. Sizlere de bu albümü dinlemenizi tavsiye ediyor ve görüşmek üzere diyorum!

Albüm Puanı: 9/10



Yorumlar