Albüm Kritik 468 (Soen / Imperial)


Olan oldu. Büyük bir hayal kırıklığını bana layık gören “Soen” yeni albümünü dün halka arz etti. Böyle bir girişi yapmayı ben de istemezdim fakat Soen “Imperial” adlı albümü ile ne yazık ki pohpohlanmanın etkisinde çok kaldığını gözler önüne seriyor. Halbuki Soen gibi yıldızlar topluluğu bir müzik grubunun sürekli kendini geliştirdiği albümleri dinlemek hepimizi mutlu ediyor ve özellikle 2014 yılında “Tellurian” ile başladıkları bu yenilikçi müziklerini dinlemeye şahsen bayılıyordum. Sonrasında gelen “Lykaia” ile bir anda birçok kişinin radarına girmeyi de başaran Soen güçlü bir rüzgarı arkasına almış ve dünya çapında yaptığı turnelerle de adından söz ettirmeyi başarmıştır. Esas patlama noktası ise hiç şüphesiz 2019 yılında çıkardıkları “Lotus” albümleri ile oldu. Bu albüm baştan sona harikulade rifflerle bezeli şarkıları bizlere dinlettiriyordu. Özellikle Lotus’tan sonra artık Metal camiasında en iyi Progressive Metal yapan gruplar arasına girmeyi başarmıştı Soen. Açıkçası Lotus’u öylesine çok beğenmiştim ki bana göre o yılın en iyi albümlerinden biriydi zaten ve sonrasında çıkacak albümün de Lotus’un üzerine koyarak geleceğini ve çok daha yaratıcı şeyler duyacağımı düşünüyordum. Açıkçası bu beklentim, grubun albüm çıkmadan önce yayınladıkları şarkıları “Antagonist” ile birazcık negatif yönde etkilenmiş olsa da yine de albümün tamamında memnun kalacağımı düşünüyordum. İşte, Imperial çıktı ve ne yazık ki Soen’in hiçbir yenilik katmadan bizlere sunduğu bir albüm olmadan öteye gidemiyor.

Özellikle Lykaia ve Lotus albümlerini açıp baştan sona dinlediğinizde ruhunuzda bütün o muazzam şarkıların etkisini hissedebiliyorsunuz. Çok güçlü şarkı yazımları ve çok güçlü bir vokal ile seslendirilen iyi yazılmış şiirler bu albümlerin her daim üst seviyede olmasını sağlıyordu. Peki, Imperial’da ne oldu da böylesine mutsuz oldum? Ne duydum da bu albümü bir daha dinlemeyeceğimi düşünüyorum? Açıkçası albümü dün akşamdan beri dinliyorum. 4 veya 5. kez dinlediğim Imperial, her dinlememde kendisine lanetler etmeme neden oldu. Belki birçoğunuz için abartıyor olarak görünebilirim hatta saçmaladığımı da düşünebilirsiniz fakat durum benim açımdan ne yazık ki öyle değil. Imperial, çıkmadan önceki bütün o iyimser ve mutlulukla bekleyişim yok olup gitti. Çünkü bu albüm için söylenebilecek en hafif kelime “uyduruk” olur arkadaşlar. Uyduruk bir albüm diyorum çünkü hiçbir yenilik sunmayan ve sadece Ekelöf’ün vokal performansına abanan ve bol bol depresif duygular yaşatan bir albümden öteye gitmiyor. Böyle bir şey gerçekten olamaz. Sanki bir önceki albümleri, Lotus’u, bu adamlar değil de başka bir grup yaratmış gibi bir hava var. Progressive Metal adı altında kocaman bir vokal albümü dinliyorsunuz. Yazılan herhangi bir riff sizleri şaşırtmayı başardı mı? Ya da herhangi bir melodik partisyonda “vay be” dediniz mi? Açıkçası ben bunların hiçbirini yaşamadım. Her bir şarkı bittiğinde “olamaz ya” deyip durdum. Bu kadar yetenekli insanların bir araya gelip de böylesi uyduruk bir albümü bizlere sunuyor olmalarına şaşmamak elde değil. Böylesine büyük sitemler etmemin nedeni daha önce de dediğim gibi Soen her yeni albümünde çok daha iyilerini bizlere sunduğu içindir. Hadi gelin bakın bakalım Imperial’in içinde bir tane muazzam diyebileceğiniz şarkıya denk gelebilecek misiniz? İşin tuhaf tarafı da ülkemizde yayın yapan bazı Metal ve Rock içeriği paylaşan siteler bu albümü “mükemmel” olarak adlandırıyor. Herhalde mükemmellik kavramını bu kadar yerlere indirmelerinin elle tutulur bir sebebi vardır diye düşünüyorum. Belki de Soen’in ülkemize gelecek olması ve onların da biraz grubu pohpohlamak istemeleridir. Herkesin bir duruşu var sonuçta.


Bakın, yazılan rifflerin vasatlığını falan da geçiyorum, ya uzun süre sonra bir albümde ilk defa zorlama davul çeşitlemelerine şahit olmak beni hepten dumura uğrattı. Yani şarkıların bazı kısımlarında hiç duymamanız gereken davul çeşitlemeleri duyuyorsunuz. Bir anda kafanız karışıyor ve ne lan bu diyorsunuz. Herhalde böylesi davul çeşitlemeleriyle progressivliklerini göstermek istedi Soen ama olmamış, hem de hiç olmamış. Albümün bana kalırsa diğer şarkılardan bir tık daha güçlü olarak atfedebileceğim şarkısı Antagonist’in bile doğru düzgün gidişatını bozacak ne varsa yapmış Soen. Peki, progressive olmak gerçekten bu mu? Lotus’ta dibimizin düşerek dinlediği “Rival” veya “Opponent” gibi şarkılara yakın hiçbir şarkının olmaması gerçekten inanılır gibi değil. Evet, en azından bu şarkıların kalitesine yakın bir şarkı olsaydı diyorum. Ne yazık ki Soen bu defa vasat bir albüm ile bizlere merhaba dedi. Eminim ki bu albümü birçok kişi hiç çıkmamış olarak kabul edecek. Yine Lotus, Lykaia veya Tellurian’ı dinlemeye devam edeceğiz. Görüşmek üzere hoşça kalın!

Albüm Puanı: 5/10



Yorumlar