Albüm Kritik 467 (Tribulation / Where the Gloom Becomes Sound)

Bazı Metal grupları deneysel işler yapmayı çok seviyor ve her yeni albümlerinde bu deneysel işleri dinleyicilerine göstermek istiyorlar. Bu hem virtüözlük kanıtlama durumu oluyor hem de ne kadar cesur olduklarını göstermeleri için bir şans oluyor. Elbette her deneysel girişimler veya ufak ve büyük çaplı rota değişiklikleri pozitif anlamda etki edecek diye bir kaide yok. Bu tür deneysel işlerden negatif geri dönüş alan gruplar genellikle bir sonraki albümlerinde onu bir daha yapmıyor ve müziğe nasıl girdiklerini hatırlayıp o şekilde devam ediyorlar. Tam tersi durumda ise deneysel müzik yazımlarının dozu eğer iyi ayarlanırsa her yeni albümlerinde dinleyici tarafından fazlasıyla ihya ediliyor gruplar. Bu grupların başlangıç noktasındaki müzikleri ile şimdiki yaptıkları müzikler arasındaki farklar da elbette gözle görülür bir şekilde oluyor. Sonuçta ilk albümlerindeki birçok şeyden feragat eden ve yeni bir şeyler deneyip de bu yeniliklerin kendilerine çok daha iyi oturduğunu düşünüyorlar. İşte İsveçli “Tribulation” tam da bu yenilikleri vücuduna tam anlamıyla uydurmuş ve artık o kostümü birer üniforma olarak benimsemiş bir grup olarak karşımızda duruyor. Hem de bunu birçok kişi için en iyi albümleri olarak görülen “The Children of The Night”tan itibaren yapıyorlar. Bugün ise grubun yeni albümü olan “Where the Gloom Becomes Sound” için klavyenin başına oturdum ve hala dumanı üstünde olan bu yeni Tribulation albümünden sizlere söz edeceğim birkaç şey var.

Tribulation'ı bilenler aslında grubun ne denli evrildiğine her yeni albümleriyle birlikte şahit olmuşlardır. Bilmeyenler için ise durumu şu şekilde özetleyebiliriz diye düşünüyorum; başlangıçta Black Metal’in biraz daha sofistike halini yapan hatta yer yer Blackened Death Metal tınılarını da bizlere sunan bir grupken, 2015 yılında çıkardıkları The Children of the Night albümleri ile birlikte yönlerini tamamen değiştirmiş ve melodik açıdan yoğun bir Gotik Metal grubu formuna bürünmüşlerdir. Biliyorum Gotik Metal deyince bilmeyenler daha şimdiden burun kıvırdı. Fakat Tribulation bildiğiniz o yeni yetmeler veya piyasaya oynayan gruplar gibi bir müzik ve duruşa hiçbir zaman sahip olmadı. Tribulation’ın yapmak istediği müzik artık değişmişti ve 2015’ten bu yana bizlere sundukları albümler ile orta sertlik düzeyinde ve melodik açıdan başarılı işler oldular. Bu yüzden de zaten The Children of the Night birçok kişi tarafından o yılın en iyi albümlerinden birisi olarak gösterildi. Fakat bana kalırsa grubun yaptıkları türde en üst noktaya ulaştıkları albüm ise 2018 yılında çıkardıkları “Down Below” olmuştur. Çünkü bu albüm aslında Tribulation’ın tamamlanmış formunu bizlere tam olarak yansıtıyordu. Artık Tribulation’dan bir Black Metal albümü beklemek veya sert bir albüm beklemek çok saçma olacaktı. Çünkü bu adamlar yol ayrımındayken seçtikleri yol Black Metal veya sert türevlerinin olduğu yol değil, tam tersine daha sofistike ve atmosfer olarak daha güçlü işler yapabilecekleri bu yeni yol olmuştu. Down Below’u çok beğenen biri olarak açıkçası Where the Gloom Becomes Sound’un köklü değişiklerle geleceğini asla düşünmemiştim. Asla sert bir albüm beklemiyordum ve Tribulation’ın elindeki materyallerinin Down Below veya The Children of the Night düzeyinde işler olacağını düşünüyordum. Ben her ne kadar böyle düşünsem de bazı insanlar Tribulation’dan sert albümler bekliyorlardı. Özellikle “The Formulas of Death” gibi bir albümü zamanında yarattıkları için o bazı insanlar Tribulation’ın yine aynı ruhu ortaya koyabileceklerini düşünüyorlardı. Fakat böyle bir şey olmayacaktı ve olmadı da zaten.


Where the Gloom Becomes Sound, benim Tribulation’dan ne bekliyorsam aslında hepsini veriyordu. Bunun nedeni ise yukarıda söylediğim gibi grubun artık hangi rotada olduğunu bilmem ve bunu kabul etmemdi. Yine de Down Below gibi muazzam bir albüm dinlediğimi de söyleyemem. Yapısal olarak yeni Tribulation albümü önceki 2 albümün yapısını barındırıyor olsa da yazılan riffler ve melodik partisyonlar açısından bir tık geriye gidiş gördüm. Fakat albüm daha bugün çıktı ve ben 3 kez dinledim. Bir de şimdi bu yazıyı yazarken dinliyorum. Albümü dinledikçe düşüncelerimde ufak tefek değişiklikler olabilir veya olmayabilir de. Fakat şundan eminim ki bu bir Tribulation albümü ve bizlere sunmak istedikleri her şeyi içinde barındırıyor. Ben, Tribulation’ın albümün pazarlamasında bir takım yanlış yollar izlediğini düşünüyorum. Zira albüm daha çıkmadan çok fazla reklamını gördük ve beklentiyi çok fazla yükseltti. Beklenti yükselirken de albümden “Leviathans” adlı şarkıyı single olarak yayınladı. Açıkçası ben şarkıyı dinlemek istemiyordum. Albümü bütün olarak dinlemek istiyordum ve bunun için sabredecektim. Fakat gelin görün ki o kadar fazla olumsuz eleştiri aldı ki şarkı bir anda, o büyük pazarlama işlerinin işte bu yüzden yanlış olduğunu düşünmeye başladım. Sonra oturdum ben de şarkıyı dinledim. Açıkçası ben şarkı hakkında olumsuz bir düşünce veya duyguya kapılmadım. Evet, üst düzey bir şarkı değildi ama çok kötü bir şarkıda değildi. İşte, Tribulation’dan hala sert bir şeyler geleceğini uman arkadaşlar bir kez daha hayal kırıklığına uğramış ve bu yüzden de şarkıyı yerden yere vurmuşlardı. Tribulation, daha albüm çıkmadan 1-0 yenik başlamıştı.


Where the Gloom Becomes Sound, iyi bir albüm olmuş. Gerek yazılan şarkılar gerekse de yaratılan gotik atmosfer ile bana kendisini güzelce dinleten bir albüm oldu. Benim beklentilerim belliydi ve bu beklentilerimin büyük bir kısmını karşıladığı için de albümden büyük oranda memnun kaldım. Belki biraz daha temposu yüksek şarkılar olsaydı o zaman çok daha fazla memnun olurdum. Zira albümün temposu ortalamanın altında bana kalırsa. Bu da bir süre sonra canınızın sıkılmasına sebep olabiliyor. Öte yandan prodüksiyon olarak bildiğimiz Tribulation soundunu duyuyorsunuz aslında. Hatta bu albümün soundunun Down Below’dan daha iyi olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Albümün teması üzerine de söylenecek çok fazla bir şey olduğunu düşünmüyorum. Yine ölüm, kan ve mistik öğelerin yer aldığı şarkılar dinliyorsunuz. Albüm henüz taze ve üzerine düşünülmesi gereken epeyce zaman var. Yeni tatlar bırakacak veya sevdirdiği bazı tatları tekrar bizden geri alacak. Fakat kesinlikle bir şans verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Özellikle kafanızın bir yerlerinde hala sert bir Tribulation imajı varsa bunu silip, albümü bir de tertemiz bir düşünce ile dinlemek sizlerin farklı tatlar almanızı sağlayacaktır. Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. Görüşmek üzere hoşça kalın.

Albüm Puanı: 8/10



Yorumlar