Herkese selamlar, bundan yaklaşık 4 yıl önce tanıştığım kallavi Death Metal grubu “Asphyx”in bu yıl çıkan (yani oldukça yakın bir zamanda çıkan) albümleri “Necroceros” albümlerini bugün ele alacağım. Açıkçası Asphyx’in yıllar sonra bir başka albümünü siteye yazıyor olmaktan mutluluk duyuyorum. Zira grubun siteye yazdığım ilk ve tek albümleri 2009 yılında yayınladıkları “Death...The Brutal Way” idi. O albümü de zaten 2017 yılında yazmıştım. Böylesine tarihler içinde boğuştuğumuza göre günün esas konuğu olan Necroceros’a geçebiliriz.
Albüm için yazılan riffler bu defa tam anlamıyla beni ihya etti ve bunu öyle alengirli rifflerle de yapmadılar. Gayet basit ve orta düzeydeki heavy riffler ile bezeli şarkılar öylesine sağlam olmuşlar ki hiçbir şekilde kompleks riffler olsaymış demedim açıkçası ben. Her şey gayet oturaklı ve olması gerektiği gibi güçlü bir his veriyor. Bu defa hem sert hem duygusal bir tavır takınmak istemiş Asphyx ve bunu şarkılarında çok net bir şekilde göstermişler. Çoğunlukla kafa sallamaktan kendinizi alamayacağınız şarkılar ile coşarken bazen de temponun düştüğü ve melodik sololar ile ortamın hüzünlü bir havaya büründüğüne şahit oluyorsunuz. Hatta albümün 5. şarkısı olan “Three Years of Famine” ile bir anda kendinizi “Metallica”nın “To Live is To Die” şarkısının son partisyonlarından birini dinliyormuş hissine kapılıyorsunuz. Gerçekten de bir iki nota eksikliği ile ayrışıyor Three Years of Famine. Şarkıyı, ben zaten bütünü ile beğendiğim için bu durum beni rahatsız etmedi. Ne vokal konusunda ne de diğer enstrümanların albüme katkılarından yana herhangi bir sorun görmedim ben. Fakat bu da mükemmel bir albüm olmuş anlamına gelmesin. Sadece her şey usulüne uygun olarak yapılmış ve sağlam şarkılarla bezeli, sağlam bir albüm dinliyorsunuz. Mükemmel seviyesinde olması için sanırım biraz daha farklı metodların şarkılarda uygulanması gerekiyor.
2017'de kaleme aldığım Death...The Brutal Way albümünü genel olarak beğensem de eksiklikleri olduğunu ve albümün prodüksiyon konusunda sesin ayarlanmasında sıkıntıları olduğunu dile getirmiştim. Bu durum belki bazıları için herhangi bir sorun bile teşkil etmemiş olabilir. Fakat benim için bir sorun olmuştu. Zira albümleri önceden yüksek sesle dinlemeyi seven biriydim ve o albümü de direkt olarak yüksek sesle açtığımda kulaklarım bir an için sağır oldu sanmıştım. Ortalama bir kayıt sesinin çok üzerinde bir ses yüksekliğine sahipti. Neyse bunu burada çok fazla uzatmanın bir alemi yok. O günden bu güne Asphyx dinlemeye devam ettim. Fakat bu dinlemelerim öyle canımın istediği için açıp dinlemem şeklinde olmadı. Çalma listemde Asphyx şarkıları denk geldiği zaman geçmiyordum ve denk geldiğinde de zevkle dinliyordum doğrusunu söylemek gerekirse. Çünkü yaptıkları müziği gerçekten çok seviyorum. İşin güzel tarafı ise Necroceros ile birlikte artık Asphyx benim özellikle açıp dinlemek isteyeceğim gruplar arasına girmiş oldu. Albüm gerçekten çok başarılı olmuş. Dinlemekten büyük zevk aldım. Bu defa ses yüksekliği konusunda da işin aşırısına kaçmamışlar ve ortaya gayet güzel bir şekilde dinlenebilir bir albüm çıkarmışlar. Albümün başarılı prodüksiyonu kendisini çok iyi bir şekilde belli ediyor ve her şarkıyı çok net bir şekilde dinliyorsunuz. Gerek gitarların tonu olsun gerekse de davul ve vokalin birbirinden ayrışması olsun gayet başarılı bir iş çıkarılmış.
Evet, bana kalırsa 2021 yılı için oldukça güzel iki başlangıç yaptık. Tabi bu benim siteye yazdığım albümler için söylemiş olduğum bir söz. Önce “Furtherial”ın harika albümü “Liberation Path” ve sonrasında ise Asphyx’in Necroceros albümü ile kalplerimiz ısındı. Şimdilik sizlere aktaracaklarım bu kadar. Bir sonraki yazıda görüşene dek hoşçakalın!
Albüm Puanı: 8/10
Yorumlar
Yorum Gönder