Albüm Kritik 459 (Midnight / Rebirth by Blasphemy)

 

Herkese selamlar, bugün sizlere geçen ay keşfettiğim “Midnight” adlı Metal grubundan ve 2020 yılında çıkardığı “Rebirth by Blasphemy” adlı albümünden söz edeceğim. Fark ettiyseniz tekil şahsa göre bir çekim yaparak az önceki cümleyi kurdum. Bunun sebebi ise Midnight’ın tek kişi tarafından yürütülen bir grup olmasıdır. Bunun adına da solo-band / solo-grup diyoruz zaten. Açıkçası ben böylesi tek kişilik projelerin albümlerini değerlendirmeyi çok seviyorum. Çünkü bu tür grupların yarattığı şarkılar veya albümler çoğu zaman tek kişinin her enstrümanı çalması ile ortaya çıkıyor. Ne güzel ki Midnight’ın baş kahramanı olan “Athenar” mahlaslı dostumuz da böyle bir insan. Multi-enstrümanist bir kişi olduğu için gitardan tutun da davula kadar her enstrümanı kendisi çalıyor ve hepsini şarkılar için kendisi besteliyor. Hal böyle olunca da böylesi bir projenin albümlerini dinlemek beni hem heyecanlandırıyor hem de mutlu ediyor. Çünkü ben de kendi başıma bir Black Metal projesi yürütüyorum. Her ne kadar davul çalamıyor olsam da diğer enstrümanları kendim çalıyor ve bestelerini kendim yapıyorum. Bu durum da böylesi solo-gruplarla ayrı bir ilgilenmemi sağlıyor. Şimdi Midnight’ın ve albümü Rebirth by Blasphemy’nin derinliklerine inelim.

Midnight hakkında araştırma yaparken bu grubun yaptığı müzik için Metal-Archive’de “Black / Speed Metal” ibaresi yer alıyordu. Açıkçası albümü dinlemeden önce buna inanmıştım. Çünkü grubun yetkili kişisi olan Athenar’ın görüntüsü de Black Metal yaptığını destekleyen türdendi. Özellikle Mgła’nın tarzı olan deri ceket ve yüzü tamamen siyah bir bez maske ile kapama şeklini Athenar’da da görüyoruz. Benim için önceden bu benzerlikler sinir bozucu olabiliyordu ama artık öyle bir durum yok. Zaten Black Metal camiasında görünüş açısından yapılabilecek tematik görünümler de sınırlı olduğu için çok fazla ses etmiyorum. Fakat şöyle garip bir durum var, Midnight bir Black Metal grubu değil. Evet, görünüş olarak ve internette yazılan bilgiler doğrultusunda bir Black Metal grubu izlenimi veriyor olsa da müziğinin Black Metal ile alakası olmadığını söyleyebilirim. Tabi ki bu yorumu Rebirth by Blasphemy albümleri üzerinden yapıyorum. Çünkü grubun önceki albümlerini henüz dinlemedim. 2003 yılından bu yana Metal camiasında bulunuyor Midnight ve o zamandan bu zamana gerek tek olarak gerekse de çeşitli gruplarla iş birlikleri ile hatırı sayılır bir diskografi oluşturmuş. İlk başlarda Black Metal üzerine bir şeyler yaptıysa belki bu yüzden yaptığı müzik için Black Metal damgası yemiştir diye düşünüyorum. Fakat özellikle Rebirth by Blasphemy için Black Metal’in esamesinin okunmadığını gönül rahatlığı ile söyleyebiliriz. Speed Metal konusuna gelince açıkçası bu türde çok fazla albüm dinlemedim. Zamanında “Blind Guardian”ın bu türde albümleri olduğunu biliyorum (belki hala öyledir). Eğer Blind Guardian’ı baz alıp Speed Metal üzerinde konuşacak olursam ne yazık ki Rebirth by Blasphemy’nin o türden de bir şeyler sunduğunu söyleyemeyeceğim. Fakat Black Metal’e nazaran Speed Metal’in tınılarını az da olsak duymak yine de mümkün. Özetle bu albüm aslında ne Black ne de Speed Metal albümü olmuş. Bu albüm baştan sona bir Thrash Metal albümü arkadaşlar.

Thrash Metal kategorisinde değerlendireceğim bu albüm o kategori içinde ortalama bir noktada yer alıyor. Evet, Thrash Metal’in köklerindeki elementleri bizlere dinlettirmeyi başarıyor Midnight. Fakat bunu çok basite indirgemiş bir şekilde yapıyor. Yazılan rifflerin çok daha iyi olabileceğini düşünüyorum. Old-school bir Thrash Metal albümü dinlettirmek istemiş bize Athenar ve açıkçası bunu çoğunlukla da başarmış. Gerek albüm için seçilen sound gerekse de şarkıların yazım şeması olsun klasik bir Thrash Metal albümü olduğunu çok çabuk belli ediyor. Fakat işte iş dönüp dolaşıp yaratıcılığa geldiği zaman ise ne yazık ki yüzümüzü güldürecek pek bir şey sunmuyor Midnight. Evet, şarkıların hepsi oldukça gaz ve enerjik. Fakat günün sonunda bu iki özellik ne yazık ki yeterli olmuyor. Artık metalin gittikçe daha yenilikçi gruplara sahip olduğunu düşünürsek (Thrash Metal’de de geçerli bu) tek düze bir şeyler yapmak çok riskli olabiliyor. Özellikle Thrash Metal gibi mantalite olarak sürekli kendini tekrarlayan rifflerden oluşan bir müzikte işler daha da zorlaşabiliyor. Eğer çok iyi bir isim yapmış grup değilseniz ne yazık ki albümlerinizin ömürleri ve kitlelere yayılması çok düşük oluyor. Bunu tabi ki Thrash Metal için söylüyorum. Midnight’ın yaptığı Thrash Metal bana “Exodus”un ilk zamanlarını hatırlattı. Her ne kadar Exodus’u çok dinleyen biri olmasam da bu etkileşim bir şekilde hoşuma gitti. Albümde bana kalırsa en ele avuca gelir şey yazılan gitar soloları olmuş. Ayrıca şarkıların sürelerinin kısa tutulması da albümü daha dinlenebilir kılmış. Az önce her ne kadar grubun Exodus’tan etkilendiğini söylemiş olsam da aslında sadece Exodus etkisi görmüyorsunuz.” Motörhead, Megadeth ve Anthrax” etkilerini de yine şarkılarda görmek mümkün.


Evet, Midnight’ın Rebirth by Blasphemy albümü her ne kadar albüm ismi ile bile bir Black Metal havası veriyor olsa da aslında bir Thrash Metal albümü olmasıyla dinleyenleri şaşırtmayı başarıyor. Thrash Metal albümü olarak da ortalama bir düzeyde olduğunu söylüyor ve albüme puanımı 10 üzerinden 6,5 olarak belirliyorum. Görüşmek üzere, hoşça kalın!

Albüm Puanı: 6,5/10



Yorumlar