Merhaba dostlarım, “Black Sabbath”a olan sonsuz sevgimi ve saygımı herhalde bu bloğu takip eden herkes biliyordur. Black Sabbath’ı canlı olarak izleyememiş olmak hala benim içimde bir yaradır. Artık bu imkânım hiç olmayacak maalesef. Bugün işte Black Sabbath’ın en ikonik yüzü olan “Ozzy Osbourne”ün bu yıl çıkardığı albümü “Ordinary Man”den sizlere söz edeceğim.
Aslına bakarsanız birçoğunuzun bildiği üzere Ozzy uzun süreden beri zaten solo albümler yapan birisi. Fakat ben solo albümlerini oturup dinleyen biri olmadım hiçbir zaman. Özellikle bir ara Black Sabbath’a verdiği zararları okuduktan sonra bu adama iyiden iyiye bilenmiştim. Tabi artık böyle bir şey söz konusu değil. Hazır bu yıl da yeni bir albüm çıkarmışken yaşlanmış Ozzy’nin neler yaptığını da merak ettiğim için albüm kritik listeme aldım hemen. Albümü dinlemeye başlamadan önce açıkçası nelerle karşılaşacağımı az çok tahmin edebiliyordum. Güçlü bir Heavy Metal albüm dinleyeceğimi varsayarak “oynat” tuşuna bastım. Fakat albümün ortasına geldiğimde hiç de böyle bir şey olmadığını fark ettim. Evet, Heavy Metal tınıları vardı fakat sadece göz kırpıyordu. Bu yüzden Heavy Metal albümü beklentim de suya düşmüş oldu. Bestelerin yaratım sürecinde neler oluyor hiçbir fikrim yok. Bildiğiniz üzere gitarın başında “Zakk Wylde” var. Şarkıların yazımının ne kadarı Ozzy’e ait açıkçası bilmek isterdim. Sadece gitarist görevinden değil aynı zamanda piyano partisyonlarından da Wylde sorumlu yine. Albümü dinlediğim süre boyunca yaşlı bir adamın elinden gelen bu kadardır diye bir his uyandı bende. Biraz küstahlık etmiş olabilirim belki Ozzy’e. Fakat Ozzy’nin tek başına yapabilecekleri açıkçası bundan fazla da olamaz diye düşünüyorum. Black Sabbath’ın muazzam bir Heavy Metal grubu olmasında Iommi faktörünün büyük bir etkisi olduğunu unutmamak gerekir. Bundan mütevellit de Ozzy’nin sağlam bir Heavy Metal albümü yapması bana oldukça uzak görünüyor şu saatten sonra. Gerçi daha albüm yapar mı orasını da bilmiyorum ama düşüncelerim bu yönde.
Şarkıları için yaratılmış olan riffler çok sıradan dostlarım. Yani olağanüstü herhangi bir şarkı dinlemeniz imkansız bu albümde. Evet, bu benim şahsi görüşüm ama sizler de dinlerken eminim bana katılacaksınızdır. Albümdeki şarkıları kotaran tek bir şey varsa o da hiç şüphesiz gitar sololarıdır. Wylde’ın oldukça iyi bir virtüöz olduğunu biliyoruz. Burada da yine üstüne düşen solo partisyonlarında muazzam işler çıkarmış. Beste yaratma aşamasında Wylde’a daha çok söz hakkı verilmiş olsaydı belki daha iyi bir albüm dinliyor olabilirdik. O zaman da Ozzy albümü olmazdı tabi ki. İki ucu çiçekli değnek oluyor. Prodüksiyonda da açıkçası biraz sıkıntı var. Yani gitarın ilginç bir distorsiyonu var. Arkada böyle sürekli cızırtılı bir ses duyuyorsunuz. İlk başta kulaklığım bozuldu sandım (-ki yüreğime iniyordu neredeyse) fakat genel olarak bütün şarkılarda bu cızırtılı ses var. Albüm için böyle bir sound seçmiş Ozzy amcamız. Saygı duyuyor ve ellerinden öpüyorum. Tabi ki albüm bir Ozzy albümü olunca en önemli olan şey bu amcamızın şarkıları nasıl seslendirdiği oluyor. Baştan beri yaşlı adam albümü diyorum ya hah işte şarkıları dinleyince tamamıyla belli ediyor bu kendini. Çünkü Ozzy’nin iyice yaşlanmış olduğu sesine de vurmuş. Bunu burada betimleyemem dinlemeniz lazım ne demek istediğimi anlamanız için. Özellikle vokale odaklanarak dinlerseniz “canım amcam” diyeceksinizdir sizler de. Elbette 70 yaşı geçmiş bir adamın hala ses aralığının hiç de fena olmamasına da sonsuz bir saygı duyuyorum.
Özetleyecek olursam; albüm herhangi bir şekilde “vay be” dedirtecek bir albüm değil. Gayet sıradan rifflerin yazıldığı ve hiçbir şekilde farklılığın olmadığı yumuşak bir Rock albümü olmuş. Hadi Hard Rock diyelim. Wylde’ın sololarını dinlemek en büyük zevk oldu benim için. Sanırım Ozzy bu albümle kariyerini noktalayabilir ki kendisi de zaten Parkinson hastalığı ile mücadele ediyor. Ömrü uzun olsun! Görüşmek üzere dostlarım, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 6/10
Aslına bakarsanız birçoğunuzun bildiği üzere Ozzy uzun süreden beri zaten solo albümler yapan birisi. Fakat ben solo albümlerini oturup dinleyen biri olmadım hiçbir zaman. Özellikle bir ara Black Sabbath’a verdiği zararları okuduktan sonra bu adama iyiden iyiye bilenmiştim. Tabi artık böyle bir şey söz konusu değil. Hazır bu yıl da yeni bir albüm çıkarmışken yaşlanmış Ozzy’nin neler yaptığını da merak ettiğim için albüm kritik listeme aldım hemen. Albümü dinlemeye başlamadan önce açıkçası nelerle karşılaşacağımı az çok tahmin edebiliyordum. Güçlü bir Heavy Metal albüm dinleyeceğimi varsayarak “oynat” tuşuna bastım. Fakat albümün ortasına geldiğimde hiç de böyle bir şey olmadığını fark ettim. Evet, Heavy Metal tınıları vardı fakat sadece göz kırpıyordu. Bu yüzden Heavy Metal albümü beklentim de suya düşmüş oldu. Bestelerin yaratım sürecinde neler oluyor hiçbir fikrim yok. Bildiğiniz üzere gitarın başında “Zakk Wylde” var. Şarkıların yazımının ne kadarı Ozzy’e ait açıkçası bilmek isterdim. Sadece gitarist görevinden değil aynı zamanda piyano partisyonlarından da Wylde sorumlu yine. Albümü dinlediğim süre boyunca yaşlı bir adamın elinden gelen bu kadardır diye bir his uyandı bende. Biraz küstahlık etmiş olabilirim belki Ozzy’e. Fakat Ozzy’nin tek başına yapabilecekleri açıkçası bundan fazla da olamaz diye düşünüyorum. Black Sabbath’ın muazzam bir Heavy Metal grubu olmasında Iommi faktörünün büyük bir etkisi olduğunu unutmamak gerekir. Bundan mütevellit de Ozzy’nin sağlam bir Heavy Metal albümü yapması bana oldukça uzak görünüyor şu saatten sonra. Gerçi daha albüm yapar mı orasını da bilmiyorum ama düşüncelerim bu yönde.
Şarkıları için yaratılmış olan riffler çok sıradan dostlarım. Yani olağanüstü herhangi bir şarkı dinlemeniz imkansız bu albümde. Evet, bu benim şahsi görüşüm ama sizler de dinlerken eminim bana katılacaksınızdır. Albümdeki şarkıları kotaran tek bir şey varsa o da hiç şüphesiz gitar sololarıdır. Wylde’ın oldukça iyi bir virtüöz olduğunu biliyoruz. Burada da yine üstüne düşen solo partisyonlarında muazzam işler çıkarmış. Beste yaratma aşamasında Wylde’a daha çok söz hakkı verilmiş olsaydı belki daha iyi bir albüm dinliyor olabilirdik. O zaman da Ozzy albümü olmazdı tabi ki. İki ucu çiçekli değnek oluyor. Prodüksiyonda da açıkçası biraz sıkıntı var. Yani gitarın ilginç bir distorsiyonu var. Arkada böyle sürekli cızırtılı bir ses duyuyorsunuz. İlk başta kulaklığım bozuldu sandım (-ki yüreğime iniyordu neredeyse) fakat genel olarak bütün şarkılarda bu cızırtılı ses var. Albüm için böyle bir sound seçmiş Ozzy amcamız. Saygı duyuyor ve ellerinden öpüyorum. Tabi ki albüm bir Ozzy albümü olunca en önemli olan şey bu amcamızın şarkıları nasıl seslendirdiği oluyor. Baştan beri yaşlı adam albümü diyorum ya hah işte şarkıları dinleyince tamamıyla belli ediyor bu kendini. Çünkü Ozzy’nin iyice yaşlanmış olduğu sesine de vurmuş. Bunu burada betimleyemem dinlemeniz lazım ne demek istediğimi anlamanız için. Özellikle vokale odaklanarak dinlerseniz “canım amcam” diyeceksinizdir sizler de. Elbette 70 yaşı geçmiş bir adamın hala ses aralığının hiç de fena olmamasına da sonsuz bir saygı duyuyorum.
Özetleyecek olursam; albüm herhangi bir şekilde “vay be” dedirtecek bir albüm değil. Gayet sıradan rifflerin yazıldığı ve hiçbir şekilde farklılığın olmadığı yumuşak bir Rock albümü olmuş. Hadi Hard Rock diyelim. Wylde’ın sololarını dinlemek en büyük zevk oldu benim için. Sanırım Ozzy bu albümle kariyerini noktalayabilir ki kendisi de zaten Parkinson hastalığı ile mücadele ediyor. Ömrü uzun olsun! Görüşmek üzere dostlarım, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 6/10
Yorumlar
Yorum Gönder