Merhaba dostlarım, Trivium’un muazzam albümü “What the Dead Men Say”i uzunca bir süre sitenin girişinde görkemli bir şekilde tuttuktan sonra yeni albümlerin incelemesine devam ediyorum. Bugün sizlere bahsedeceğim grup iki süper grubun bir araya gelerek oluşturduğu bir yan projedir. “Iced Earth”ten “Jon Schaffer” ve “Blind Guardian”dan “Hansi Kürsch”ün bir araya gelip oluşturdukları Power Metal grubu “Demons & Wizards”ın bu yıl çıkardığı albümleri “III”ten sizlere söz ediyor olacağım.
Açıkçası Iced Earth’ü de Blind Guardian’ı da severek dinliyorum. Öyle her gün dinlediğim gruplar olmasa da yaptıkları birçok şarkıyı severek dinliyorum. Karışık çalma modunda denk geldiğim zaman geçmiyorum bu grupları. Çünkü ikisi de Power Metal türünde oldukça kallavi gruplardır. Iced Earth’ün biraz daha New Wave of British Heavy Metal tarzına kayan bir Power Metal anlayışı varken, Blind Guardian yüzde yüz bir Power Metal grubudur. İki grubun da en görkemli iki ismi bir araya gelip Demons & Wizards adında bir projeye girişmelerinde yıl 1999’u gösteriyordu. Ben ise bu gruptan 2009 yılında haberdar oldum. O sıralar Blind Guardian ile yeni yeni içli dışlı olmaya başlamıştım. Açıkçası Kürsch’ün sesinden çok etkilenmiştim. Muazzam bir ses aralığına sahip oluşu ve Guardian’ın harikulade şarkılarını o ses ile dinlemek beni çok mutlu etmişti. O zamanlar tabi Spotify falan olmadığı için Türk tarzı “legal” albüm edinmelerimiz ile bilgisayarımızın depolama alanını böylesi güzel Metal şarkılarla dolduruyorduk. Blind Guardian albümleri ile birlikte Demons & Wizards’ın 2005 yılında çıkardığı “Touched By The Crimson King” adlı albümlerini de indirmiştim. Albümü dinlemeye başladığımda genel olarak etkilenmiştim. Blind Guardian tarzı gibi bir albümdü ama tam da öyle değildi. Daha sert riffler ile bezeli şarkılar vardı. Özellikle albümün bana göre en iyi şarkısı olan “Crimson King”i sürekli başa alıp alıp dinliyordum. Bu birliktelik kısa sürmüştü. Daha sonra Demons & Wizards’tan herhangi bir şey dinlememiştim. Geçen haftalarda albüm kritik listeme eklediğim Demons & Wizards’ın yeni albümün bir bakıma bu uzunca ayrılığı da sona erdirmek için yazmak istedim.
Power Metal, dinlenmesi oldukça zor bir tür benim için. Bu zorluk tamamen albümlerin belli bir süre sonra hep aynı şeyleri dinlettiriyor oluşu hissi uyandırmasından kaynaklanıyor. Açıkçası benim için durum böyle. Bazı gitar rifflerinin oldukça hızlı oluşu ve son sürat bir şarkı haline gelişi bu türü birçok yeni dinleyici için çekici bir hale getirebiliyor. Zaten Speed Metal ile Power Metal arasında oldukça ince bir çizgi var ve bu çizgiyi Power Metal genel olarak vokal ve melodik yoğunlukla ayrıştırıyor. III’ü dinlemeye başlamadan önce eski Demons & Wizards tecrübemden yola çıkarak hızlı parçaların yer aldığı ve Hansi’nin vokal performansı ile mest olacağım bir albüm dinleyeceğimi düşünüyordum. Ne yazık ki bu ikisi de olmadı. Aslında burada ne yazık ki gibi bir serzeniş ifadesi de yersiz olabilir. Zira 1999 yılında Demons & Wizards ile şimdiki grubun aynı şekilde devam etmesini beklemek de belki ütopik bir beklenti oluyor. Fakat Power Metal’in belli başlı iskeletlerinin albümde olacağını düşünmek sanırım benim haksız bir beklentim olamaz. Evet, albümdeki melodik partisyonlar ve Power Metal albümlerinde çoğunlukla gördüğümüz fantastik atmosfer yapısı bu albümde de var. Fakat öyle yoğun bir şekilde yok. Yazılan şarkıların daha ziyade Iced Earth’ün “Dark Saga” albümündeki yazım metodları ile yazılmış olması bu albümü melodi yönü ağır olan bir Heavy Metal albümüne dönüştürüyor. Birkaç kez dinlediğim bu albümde her defasında aynı düşünceler kafamın içinde gezindi. Albüm, oldukça iyi bir şarkı olan “Diabolic” ile açılıyor. Zaten bu albümün ana teması “kötülük” olarak belirlenmiş. Şarkılar da bu tema etrafında dönüp dolaşıyor. Genel olarak albümün Heavy Metal riffleri ile bezeli olması ve melodik rifflerin de bu Heavy rifflerle oldukça iyi bir şekilde uyum göstermesi albümü iyi bir konuma yerleştiriyor. Power Metal tınılarını de duyuyorsunuz elbette fakat daha cılız bir şekilde. Bundan önceki albümünde nasıl bir tutum sergilediğini bilmiyorum grubun fakat bana göre albümü Power Metal adına ortalama bir albüm iken Heavy Metal’in daha melodik bir şekilde yorumlanışı açısından iyi bir albüm olarak bir köşede duruyor.
Genel olarak dinlemekten zevk aldığım bir albüm oldu. Fakat beklediğim birçok Power Metal öğelerini bu albümde bulamadım. Bu kategori adına iyi bir albüm olmasa da kategorileri dışarıda bırakıp bütünsel olarak albümü ele aldığımızda, dinlemesi oldukça güzel ve melodik rifflerin sizin içinizi hoş edecek türden olması ile iyi bir albüm olduğunu da söylemem gerekiyor. Hansi’nin vokal performansı ise çok yumuşak bir şekilde bu albümde kendini var etmiş. Elbette zamanla ses tellerinin yıpranmış olacağı bir gerçeğini de hesaba katarsak bu albümde bundan 10 yıl önceki görkemli iniş çıkışlar ile tüylerimizi diken diken eden bir Hansi sesi duymamız zor olacaktır. Bu yüzden vokal konusunda da birazcık hayal kırıklığına uğradım. Fakat mantık çerçevesinde baktığımızda da Hansi’yi anlayabiliyorum. Bir başka yazıda görüşmek üzere hoşça kalın.
Albüm Puanı: 7,5/10
Açıkçası Iced Earth’ü de Blind Guardian’ı da severek dinliyorum. Öyle her gün dinlediğim gruplar olmasa da yaptıkları birçok şarkıyı severek dinliyorum. Karışık çalma modunda denk geldiğim zaman geçmiyorum bu grupları. Çünkü ikisi de Power Metal türünde oldukça kallavi gruplardır. Iced Earth’ün biraz daha New Wave of British Heavy Metal tarzına kayan bir Power Metal anlayışı varken, Blind Guardian yüzde yüz bir Power Metal grubudur. İki grubun da en görkemli iki ismi bir araya gelip Demons & Wizards adında bir projeye girişmelerinde yıl 1999’u gösteriyordu. Ben ise bu gruptan 2009 yılında haberdar oldum. O sıralar Blind Guardian ile yeni yeni içli dışlı olmaya başlamıştım. Açıkçası Kürsch’ün sesinden çok etkilenmiştim. Muazzam bir ses aralığına sahip oluşu ve Guardian’ın harikulade şarkılarını o ses ile dinlemek beni çok mutlu etmişti. O zamanlar tabi Spotify falan olmadığı için Türk tarzı “legal” albüm edinmelerimiz ile bilgisayarımızın depolama alanını böylesi güzel Metal şarkılarla dolduruyorduk. Blind Guardian albümleri ile birlikte Demons & Wizards’ın 2005 yılında çıkardığı “Touched By The Crimson King” adlı albümlerini de indirmiştim. Albümü dinlemeye başladığımda genel olarak etkilenmiştim. Blind Guardian tarzı gibi bir albümdü ama tam da öyle değildi. Daha sert riffler ile bezeli şarkılar vardı. Özellikle albümün bana göre en iyi şarkısı olan “Crimson King”i sürekli başa alıp alıp dinliyordum. Bu birliktelik kısa sürmüştü. Daha sonra Demons & Wizards’tan herhangi bir şey dinlememiştim. Geçen haftalarda albüm kritik listeme eklediğim Demons & Wizards’ın yeni albümün bir bakıma bu uzunca ayrılığı da sona erdirmek için yazmak istedim.
Power Metal, dinlenmesi oldukça zor bir tür benim için. Bu zorluk tamamen albümlerin belli bir süre sonra hep aynı şeyleri dinlettiriyor oluşu hissi uyandırmasından kaynaklanıyor. Açıkçası benim için durum böyle. Bazı gitar rifflerinin oldukça hızlı oluşu ve son sürat bir şarkı haline gelişi bu türü birçok yeni dinleyici için çekici bir hale getirebiliyor. Zaten Speed Metal ile Power Metal arasında oldukça ince bir çizgi var ve bu çizgiyi Power Metal genel olarak vokal ve melodik yoğunlukla ayrıştırıyor. III’ü dinlemeye başlamadan önce eski Demons & Wizards tecrübemden yola çıkarak hızlı parçaların yer aldığı ve Hansi’nin vokal performansı ile mest olacağım bir albüm dinleyeceğimi düşünüyordum. Ne yazık ki bu ikisi de olmadı. Aslında burada ne yazık ki gibi bir serzeniş ifadesi de yersiz olabilir. Zira 1999 yılında Demons & Wizards ile şimdiki grubun aynı şekilde devam etmesini beklemek de belki ütopik bir beklenti oluyor. Fakat Power Metal’in belli başlı iskeletlerinin albümde olacağını düşünmek sanırım benim haksız bir beklentim olamaz. Evet, albümdeki melodik partisyonlar ve Power Metal albümlerinde çoğunlukla gördüğümüz fantastik atmosfer yapısı bu albümde de var. Fakat öyle yoğun bir şekilde yok. Yazılan şarkıların daha ziyade Iced Earth’ün “Dark Saga” albümündeki yazım metodları ile yazılmış olması bu albümü melodi yönü ağır olan bir Heavy Metal albümüne dönüştürüyor. Birkaç kez dinlediğim bu albümde her defasında aynı düşünceler kafamın içinde gezindi. Albüm, oldukça iyi bir şarkı olan “Diabolic” ile açılıyor. Zaten bu albümün ana teması “kötülük” olarak belirlenmiş. Şarkılar da bu tema etrafında dönüp dolaşıyor. Genel olarak albümün Heavy Metal riffleri ile bezeli olması ve melodik rifflerin de bu Heavy rifflerle oldukça iyi bir şekilde uyum göstermesi albümü iyi bir konuma yerleştiriyor. Power Metal tınılarını de duyuyorsunuz elbette fakat daha cılız bir şekilde. Bundan önceki albümünde nasıl bir tutum sergilediğini bilmiyorum grubun fakat bana göre albümü Power Metal adına ortalama bir albüm iken Heavy Metal’in daha melodik bir şekilde yorumlanışı açısından iyi bir albüm olarak bir köşede duruyor.
Genel olarak dinlemekten zevk aldığım bir albüm oldu. Fakat beklediğim birçok Power Metal öğelerini bu albümde bulamadım. Bu kategori adına iyi bir albüm olmasa da kategorileri dışarıda bırakıp bütünsel olarak albümü ele aldığımızda, dinlemesi oldukça güzel ve melodik rifflerin sizin içinizi hoş edecek türden olması ile iyi bir albüm olduğunu da söylemem gerekiyor. Hansi’nin vokal performansı ise çok yumuşak bir şekilde bu albümde kendini var etmiş. Elbette zamanla ses tellerinin yıpranmış olacağı bir gerçeğini de hesaba katarsak bu albümde bundan 10 yıl önceki görkemli iniş çıkışlar ile tüylerimizi diken diken eden bir Hansi sesi duymamız zor olacaktır. Bu yüzden vokal konusunda da birazcık hayal kırıklığına uğradım. Fakat mantık çerçevesinde baktığımızda da Hansi’yi anlayabiliyorum. Bir başka yazıda görüşmek üzere hoşça kalın.
Albüm Puanı: 7,5/10
Yorumlar
Yorum Gönder