Iced Earth, benim için oldukça garip bir konumda bulunan bir grup oldu her zaman. Çok eskiden dinleme sıklığım daha yoğundu bu grubu. Fakat yıllar geçtikçe sürekli geri planda oldu. Yeni gruplar keşfettikçe veya Power Metal’den daha cazip ve beni daha çok kendine çeken Metal türleri ile daha fazla içli dışlı olunca Iced Earth unutuldu benim nazarımda. Fakat geçenlerde birden aklıma geldi. Grubun en efsane şarkıların şöyle bir dinledim. Bir saat boyunca Iced Earth dinlerken grup yakın zamanlarda neler yapmış diye de bir göz attım. Matt Barlow’un artık grupta olmadığını biliyordum. Daha çok yeni neler yapmışlar diye baktım zaten. En son 2017 yılında çıkardıkları albümleri “Incorruptible”ı dinlemeye karar verdim ve sizlere bahsetmek istedim. İşte şu an bunun için toplanmış bulunuyoruz. Evet, herkes yerini alsın arkadaşlar.
Iced Earth deyince benim aklıma ilk olarak “Dark Saga” albümleri geliyor. Benim kalbimi derinden fethetmişti bu albüm ve bugün hala açıp zevkle dinliyorum. Power Metal’i Thrash öğeleri ile sentezleyerek ortaya hem hızlı hem de enstrümental açıdan daha yoğun şarkılar üretiyor Amerikalı grubumuz. Aslına bakarsanız yaptıkları müziği seviyorum bu grubun. Fakat benim için uzun soluklu olmuyorlar. Bir de ekstrem türlere daha fazla yoğunlaştığım için gelip geçici heves olarak kalıyorlar. Arada fındık fıstık niyetine açıp dinlediğim bir tür oluyor Power Metal. Bu türün en iyilerinden biri olan “Blind Guardian”ı bile epeydir dinlemiyorum. Incorruptible’ı dinlemeden önce elbette en çok merak ettiğim şey vokal konusuydu. Zira Matt’in oldukça güçlü bir sesi vardı ve Iced Earth şarkıların o güçlü yanını yansıtan en önemli unsurdu. Grubun şarkılarını söyleyen “Stu Block”un sesi öylesine çok benziyor ki Matt’in sesine bir an muallakta kaldım. Gerçekten çok iyi bir iş başarmış Iced Earth ve oldukça benzer bir ses bulmayı başarmışlar. Iced Earth deyince herhalde aklımıza “Jon Schaffer” ismi çakmalıdır. Zira grubun her şeyi konumundaki bu adamın yazdıkları efsane şarkılar sayesinde Iced Earth bugünkü güçlü formunu korumaktadır. Schaffer’ın çok iyi bir besteci olduğunu biliyorum. Çünkü eski Iced Earth albümlerini dibim düşerek dinliyordum ve şarkı yazımlarına hayran kalıyordum. Bir başka merak ettiğim unsur da buydu aslına bakarsanız. Schaffer neler yapmış?
Incorruptible'ı birkaç kere döne döne dinledim. Şunu Fark ettim ki Iced Earth kendi oluşturduğu o güçlü ve karakteristik yapıyı iyi bir şekilde korumayı başarmış. Elbette önceki yakın dönem albümlerinde neler yaptılar bilmiyorum. Bunu sadece Incorruptible’ı baz alarak söylüyorum. Şarkı yazımlarındaki başarısı Incorruptible’da da devam ediyor. Ben albümü dinlerken gayet keyif aldım. Gerek şarkıları oluşturan riffler, gerekse gitar soloları ve gerekse de vokalin haşinliği ile bence gayet dengeli bir albüm ortaya koymuşlar. Davulun da gayet başarılı olduğunu söylemeden geçmeyeyim. Bas gitar konusunda şöyle bir sıkıntı yaşadım ben; albümü Spotify’da yüksek kalitede dinledim hep ve kaliteli kulaklıklarla dinledim. Fakat basın sesi çok cılız kalıyordu. Sonra kulaklık falan değiştirdim ama durum hala aynıydı. Normalde Iced Earth albümlerinde basın o çelik tellerinin sesini duyarsınız. Fakat Incorruptible’da biraz daha soft olarak bırakmayı tercih etmiş grubumuz. Ben daha güçlü bir bas sesi duymak isterdim. Iced Earth’ün bu albümdeki teması yine savaş olmuş ve aynı zamanda da kâfirlere sövüp saymışlar. İngilizler’in Vikingler tarafından nasıl vahşice katledildiği falan gibi konuları ele alıp, Saksonya halkının nasıl cesur olduklarını falan dile getiriyorlar. Klasik Iced Earh temaları işte dostlarım. Sıkılmadan hala aynı tema üzerinde dönüp dolaşıyorlar. “Amon Amarth”a karşılık elimizde Iced Earth var, boyunlardaki haçlar yukarı!
Özetleyecek olursam; albümü gerçekten beğeni ile dinledim. Savaş temalı albümleri dinlemeyi her ne kadar sevmesem de Iced Earth yine kendi şeklini ortaya koymuş. Çok iyi bir albüm diyemem belki ama gayet dengeli ve sağlam olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Görüşmek üzere!
Albüm Puanı: 7,5/10
Iced Earth deyince benim aklıma ilk olarak “Dark Saga” albümleri geliyor. Benim kalbimi derinden fethetmişti bu albüm ve bugün hala açıp zevkle dinliyorum. Power Metal’i Thrash öğeleri ile sentezleyerek ortaya hem hızlı hem de enstrümental açıdan daha yoğun şarkılar üretiyor Amerikalı grubumuz. Aslına bakarsanız yaptıkları müziği seviyorum bu grubun. Fakat benim için uzun soluklu olmuyorlar. Bir de ekstrem türlere daha fazla yoğunlaştığım için gelip geçici heves olarak kalıyorlar. Arada fındık fıstık niyetine açıp dinlediğim bir tür oluyor Power Metal. Bu türün en iyilerinden biri olan “Blind Guardian”ı bile epeydir dinlemiyorum. Incorruptible’ı dinlemeden önce elbette en çok merak ettiğim şey vokal konusuydu. Zira Matt’in oldukça güçlü bir sesi vardı ve Iced Earth şarkıların o güçlü yanını yansıtan en önemli unsurdu. Grubun şarkılarını söyleyen “Stu Block”un sesi öylesine çok benziyor ki Matt’in sesine bir an muallakta kaldım. Gerçekten çok iyi bir iş başarmış Iced Earth ve oldukça benzer bir ses bulmayı başarmışlar. Iced Earth deyince herhalde aklımıza “Jon Schaffer” ismi çakmalıdır. Zira grubun her şeyi konumundaki bu adamın yazdıkları efsane şarkılar sayesinde Iced Earth bugünkü güçlü formunu korumaktadır. Schaffer’ın çok iyi bir besteci olduğunu biliyorum. Çünkü eski Iced Earth albümlerini dibim düşerek dinliyordum ve şarkı yazımlarına hayran kalıyordum. Bir başka merak ettiğim unsur da buydu aslına bakarsanız. Schaffer neler yapmış?
Incorruptible'ı birkaç kere döne döne dinledim. Şunu Fark ettim ki Iced Earth kendi oluşturduğu o güçlü ve karakteristik yapıyı iyi bir şekilde korumayı başarmış. Elbette önceki yakın dönem albümlerinde neler yaptılar bilmiyorum. Bunu sadece Incorruptible’ı baz alarak söylüyorum. Şarkı yazımlarındaki başarısı Incorruptible’da da devam ediyor. Ben albümü dinlerken gayet keyif aldım. Gerek şarkıları oluşturan riffler, gerekse gitar soloları ve gerekse de vokalin haşinliği ile bence gayet dengeli bir albüm ortaya koymuşlar. Davulun da gayet başarılı olduğunu söylemeden geçmeyeyim. Bas gitar konusunda şöyle bir sıkıntı yaşadım ben; albümü Spotify’da yüksek kalitede dinledim hep ve kaliteli kulaklıklarla dinledim. Fakat basın sesi çok cılız kalıyordu. Sonra kulaklık falan değiştirdim ama durum hala aynıydı. Normalde Iced Earth albümlerinde basın o çelik tellerinin sesini duyarsınız. Fakat Incorruptible’da biraz daha soft olarak bırakmayı tercih etmiş grubumuz. Ben daha güçlü bir bas sesi duymak isterdim. Iced Earth’ün bu albümdeki teması yine savaş olmuş ve aynı zamanda da kâfirlere sövüp saymışlar. İngilizler’in Vikingler tarafından nasıl vahşice katledildiği falan gibi konuları ele alıp, Saksonya halkının nasıl cesur olduklarını falan dile getiriyorlar. Klasik Iced Earh temaları işte dostlarım. Sıkılmadan hala aynı tema üzerinde dönüp dolaşıyorlar. “Amon Amarth”a karşılık elimizde Iced Earth var, boyunlardaki haçlar yukarı!
Özetleyecek olursam; albümü gerçekten beğeni ile dinledim. Savaş temalı albümleri dinlemeyi her ne kadar sevmesem de Iced Earth yine kendi şeklini ortaya koymuş. Çok iyi bir albüm diyemem belki ama gayet dengeli ve sağlam olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Görüşmek üzere!
Albüm Puanı: 7,5/10
Yorumlar
Yorum Gönder