Death Metal serüvenine devam ediyoruz. Evet, garip bir şekilde şu sıralar albüm değerlendirme listeme aldığım albümlerin birçoğu Death Metal türünden oldular. Fakat bu durumdan şikayetçi değilim. Önceden olsa çok fazla Death Metal albümlerine maruz kaldığım için bir bıkkınlık gelirdi. Fakat şimdi gayet iyiyim, merak etmeyin. Bugün sizlere benim çok severek dinlediğim bir albümden söz edeceğim. Aslında buna mini bir albüm demek sanırım daha doğru olur. Grup EP demeyi tercih etmediği için ben de albüm olarak lanse ediyorum sizlere. Her neyse bu o kadar da önemli bir detay değil. 2011 yılında müzik hayatına başlayan Amerikalı grup “Blood Incantation”ın bu yıl çıkardığı “Hidden History of The Human Race” adlı albümlerinden sizlere söz etmek istiyorum.
Grubu tahmin edeceğiniz üzere ilk defa duyuyorum. Blood Incantation da nispeten yeni sayılacak gruplardan biri olduğu için bunu çok fazla kendime bağlamıyorum. Yani yeni haberdar olma işini. Grubu biraz araştırdığımda yaptığı Death Metal türü için “Progressive Death Metal” etiketini yapıştırmışlar. Progressive yönleri olduğu aşikar. Death Metal ile progressive öğelerin sentezini başarılı bir şekilde yapmış grubumuz. Yukarıda mini bir albüm ifadesini kullanmıştım. Bunun nedeni ise albüm sadece 4 şarkıdan oluşuyor. Her ne kadar son şarkının süresi 18 dakika olsa da bu albümün az sayıda şarkıdan oluştuğu gerçeğini değiştirmiyor. Blood Incantation, oldukça iyi bir müzik yapıyor dostlarım. Açıkçası bu 4 şarkılık albümden bile bunu çok rahat bir şekilde anlayabiliyorsunuz. Grubun önceki albümlerinde neler yaptığını gerçekten merak ettim ve bu defa çok fazla zaman geçirmeden bir önceki albümlerini de dinleyip sizlere bahsedeceğim.
Blood Incantation, progressive havayı çok iyi bir şekilde şarkılarına yedirmiş. Hatta bu yedirme işleminde progressive tınıları albümün atmosferini oluşturmak için kullanmış. Bu da daha rafine bir albüm dinlemenizi sağlıyor. Atmosfer, özellikle iyi bir atmosfer, gerçekten de ekstrem türlerde artık çok önem arz ediyor. Bunun farkında olan Amerikalı dostlarımız beni gayet ihya eden bir atmosfer oluşturmuşlar. Yazılan şarkılar ise oldukça sağlam rifflerden oluşuyor. Ortaya sadece sert bir albüm koymak gibi bir gaflete düşmemişler. Gayet kendini dinlettiren ve dinlettirirken de sizleri şaşırtabilen şarkılar yaratmayı başarmışlar. Albümü dinlerken kendinizi bilim-kurgu filminde hissediyorsunuz. Zaten albüm kapağı ve albümün ismine baktığınızda bile bu hava sizlere nüfus edebiliyor. Yazılan şarkıların içindeki riff geçişlerinin gayet iyi bir sayıda olması sizleri sıkıcı ve sürekli kendini tekrar eden bir şarkı dinlemekten uzaklaştırıyor. Böylesi Melodik öğelerin yoğun olduğu bir Death Metal albümünde sürekli kendini tekrar eden rifflerin varlığı bazen üzücü olabiliyor. Neyse ki Blood Incantation bu konuda sınıfı geçmeyi başarıyor.
Sadece 4 şarkıdan oluşan bir albüm olmasına rağmen albümün süresi 36 dakikayı geçiyor. Özellikle son şarkının oldukça uzun bir süreye sahip olması sizi başta ürkütse de hiçbir şekilde sizi sıkmıyor ve gayet mutlu bir şekilde dinliyorsunuz. Grubun şarkı yazma konusundaki başarısına hayran kaldım. Bu yıl dinlediğim en özgün albümlerden birisi olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Albümün prodüksiyonu çok modern değil. Davulun kayıt tonu daha yalın bir şekilde olmuş. Açıkçası ben böylesi prodüksiyonları, eğer bütün enstrümanların birlikteliği iyi bir şekilde tutturulursa, çok seviyorum. Blood Incantation da gayet başarılı bir sounda sahip albüm ortaya koymuş. Albümün temasını zaten albüm kapağına bakar bakmaz da anlayabiliyorsunuz. Astral seyahate çıkarıyor albüm bizleri. Uzayın derinliklerinde buluyorsunuz kendinizi. Bilim kurguyu kendilerine tema edinen oldukça zeki bir perspektife sahip grup Blood Incantation.
Özetleyecek olursam; Hidden History of The Human Race benim dinlediğim en özel albümlerden birisi oldu bu yıl içinde. Çok efsane bir albüm demem illa ki abartı olacaktır. Fakat çok sağlam bir albüm olduğunu ise gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Kesinlikle sizlerin de bir kulak vermeniz gerekiyor. Görüşmek üzere hoşça kalın!
Albüm Puanı: 8/10
Grubu tahmin edeceğiniz üzere ilk defa duyuyorum. Blood Incantation da nispeten yeni sayılacak gruplardan biri olduğu için bunu çok fazla kendime bağlamıyorum. Yani yeni haberdar olma işini. Grubu biraz araştırdığımda yaptığı Death Metal türü için “Progressive Death Metal” etiketini yapıştırmışlar. Progressive yönleri olduğu aşikar. Death Metal ile progressive öğelerin sentezini başarılı bir şekilde yapmış grubumuz. Yukarıda mini bir albüm ifadesini kullanmıştım. Bunun nedeni ise albüm sadece 4 şarkıdan oluşuyor. Her ne kadar son şarkının süresi 18 dakika olsa da bu albümün az sayıda şarkıdan oluştuğu gerçeğini değiştirmiyor. Blood Incantation, oldukça iyi bir müzik yapıyor dostlarım. Açıkçası bu 4 şarkılık albümden bile bunu çok rahat bir şekilde anlayabiliyorsunuz. Grubun önceki albümlerinde neler yaptığını gerçekten merak ettim ve bu defa çok fazla zaman geçirmeden bir önceki albümlerini de dinleyip sizlere bahsedeceğim.
Blood Incantation, progressive havayı çok iyi bir şekilde şarkılarına yedirmiş. Hatta bu yedirme işleminde progressive tınıları albümün atmosferini oluşturmak için kullanmış. Bu da daha rafine bir albüm dinlemenizi sağlıyor. Atmosfer, özellikle iyi bir atmosfer, gerçekten de ekstrem türlerde artık çok önem arz ediyor. Bunun farkında olan Amerikalı dostlarımız beni gayet ihya eden bir atmosfer oluşturmuşlar. Yazılan şarkılar ise oldukça sağlam rifflerden oluşuyor. Ortaya sadece sert bir albüm koymak gibi bir gaflete düşmemişler. Gayet kendini dinlettiren ve dinlettirirken de sizleri şaşırtabilen şarkılar yaratmayı başarmışlar. Albümü dinlerken kendinizi bilim-kurgu filminde hissediyorsunuz. Zaten albüm kapağı ve albümün ismine baktığınızda bile bu hava sizlere nüfus edebiliyor. Yazılan şarkıların içindeki riff geçişlerinin gayet iyi bir sayıda olması sizleri sıkıcı ve sürekli kendini tekrar eden bir şarkı dinlemekten uzaklaştırıyor. Böylesi Melodik öğelerin yoğun olduğu bir Death Metal albümünde sürekli kendini tekrar eden rifflerin varlığı bazen üzücü olabiliyor. Neyse ki Blood Incantation bu konuda sınıfı geçmeyi başarıyor.
Sadece 4 şarkıdan oluşan bir albüm olmasına rağmen albümün süresi 36 dakikayı geçiyor. Özellikle son şarkının oldukça uzun bir süreye sahip olması sizi başta ürkütse de hiçbir şekilde sizi sıkmıyor ve gayet mutlu bir şekilde dinliyorsunuz. Grubun şarkı yazma konusundaki başarısına hayran kaldım. Bu yıl dinlediğim en özgün albümlerden birisi olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Albümün prodüksiyonu çok modern değil. Davulun kayıt tonu daha yalın bir şekilde olmuş. Açıkçası ben böylesi prodüksiyonları, eğer bütün enstrümanların birlikteliği iyi bir şekilde tutturulursa, çok seviyorum. Blood Incantation da gayet başarılı bir sounda sahip albüm ortaya koymuş. Albümün temasını zaten albüm kapağına bakar bakmaz da anlayabiliyorsunuz. Astral seyahate çıkarıyor albüm bizleri. Uzayın derinliklerinde buluyorsunuz kendinizi. Bilim kurguyu kendilerine tema edinen oldukça zeki bir perspektife sahip grup Blood Incantation.
Özetleyecek olursam; Hidden History of The Human Race benim dinlediğim en özel albümlerden birisi oldu bu yıl içinde. Çok efsane bir albüm demem illa ki abartı olacaktır. Fakat çok sağlam bir albüm olduğunu ise gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Kesinlikle sizlerin de bir kulak vermeniz gerekiyor. Görüşmek üzere hoşça kalın!
Albüm Puanı: 8/10
Yorumlar
Yorum Gönder