Albüm Kritik 400 (Stillbirth / Back to The Stoned Age)

Sertlik konusunda daha ne tür aşırı gruplarla karşılaşırım acaba diye sürekli bir merak içindeyim. Zira bazen bir gruba denk geliyorum ve diyorum ki “tamam bundan öteye gidilmez sertlik konusunda” fakat birkaç gün sonra daha beteri ile karşılaşıyorum. Sertlikten bahsettiğim ise bütünsel olarak bir sertlik. Yani gerek yazılan şarkılar gerekse de söylenen sözler ile birlikte tamamıyla bir sertlik. İşte dediğim bu tanımlamaya uygun bir albüm ile karşılaştım birkaç gün önce ve hemen albüm listeme yazdım kendisini. Zira bu tür albümlerden bahsetmeyi seviyorum. Fakat albümü sevip sevmediğim ise daha sonralarda zaten belli olacak. Almanya menşeili “Stillbirth” adlı Deathcore grubunun “Back to The Stoned Age” adlı albümlerinden daha doğrusu pislik torbalarından sizlere söz edeceğim.

Açıkçası böylesi bir albüm dinlemeyi pek ummuyordum Stillbirth’ten. Elbette bunun ana nedenlerinden biri grup hakkında daha önce herhangi bir bilgiye sahip olmamamdır. Fakat bu bilgi sahibi olmanın da ötesi bir durum oldu benim için. Çünkü albüm bir Deathcore albümü olmasına rağmen inanılmaz derecede mide bulandırıcı bir yönü var. Birçok Deathcore albümleri dinledim fakat böylesi bir tiksinti uyandırana ilk defa denk geliyorum. Bu tiksintinin sebebi ise yazılan besteler değil tamamıyla vokalist olan “Lukas Swiaczny” adlı yaratık. Evet, brutal vokalin bir sürü çeşidi var ve Death Metal ve türevlerinde genellikle daha tok bir brutal vokal performansı dinliyoruz. Black Metal’in çiğ vokalinin yanında Death Metal vokalleri daha kaslı kalıyor. Fakat bu arkadaşın şarkı söyleyiş tarzı midesi bozulmuş bir yaratığın böğürmesinden başka bir şey değil. Her bir şarkıda üzerinize kusacakmış gibi bir havası var. İlk dinlediğimde oldukça komik gelse de sonraki dinlemelerimde oldukça mide bulandırıcı bir hal aldı. Açıkçası böylesine saçma bir vokal tarzına ihtiyaç var mıydı bilmiyorum ama kulaklarınızı oldukça ağrıttığı bir gerçek. İlk defa bir albüm kritiğine vokali eleştirerek başlıyorum. Düşünün durum ne kadar vahim!


Albüm vokal haricinde geri kalanıyla klasik bir Deathcore albümü iskeletine sahip. Gerek yazılan rifflerin kalın ve kaslı oluşu, gerek davulun djent tarzına yakın olan rifflerle eşlenik atakları olsun Deathcore bir albümden duymak isteyeceğiniz şeylere sahip. Fakat albümde kesinlikle bir bas gitar sıkıntısı var dostlarım. Deathcore’un en önemli unsurlarından biri olan bas gitarın bu albümde ilginç bir yeri var. Yer yer kulaklarınızda varlığını çok fazla belli ederken, yer yer de rifflerin ve davulun arkasında sadece bir uğultu olarak kalıyor. Açıkçası neden böyle bir tercihte bulunmuşlar pek anlamadım. Fakat benim için bu ne yazık ki bir başka olumsuz not oluyor albüm için. Back to The Stoned Age, enerjik bir albüm. Dinlerken kafanızı güzel sallattırıyor. Fakat eğer şarkı sözlerinde ne diyor derseniz onun için iyi bir Almancanız olması lazım. Zira yazılan şarkılar İngilizce ve Almanca karışık bir şekilde yazılmış. Adamın böğürüp, kusma sesleri çıkarmasından dolayı zaten hiçbir şey anlamayacaksınız duyduklarınızdan.


Albümü dinlediğim birkaç gün boyunca genel olarak yeterli bulsam da dinleme zevkimin içine eden vokal performansından çok fazla yakındım. Çünkü albümü baştan sona dinlemek istediğimde kulaklarında ve midemde ciddi anlamda rahatsızlıklar hissediyorum. Kesinlikle yüksek sesle dinlememeniz gereken bir albüm Back to The Stoned Age. Ya da böylesi şeylerden pek etkilenmeyen biriyseniz de yardırın gitsin. Stillbirth’ün bu albümü hakkında söyleyecek pek fazla bir şeyim kalmadı. Oldukça sert ve tok bir sounda sahip olan ve kafanızı sallatmaktan yorabilecek olan bir albüm. Fakat işte o vokal performansı… Bir başka yazıda görüşene dek hoşça kalın!

Albüm Puanı: 7/10



Yorumlar