Çok iyi albümlere denk geldiğim zaman sanki içimde fırtınalar kopuyor ve dinlediğim o muazzam albümlerin içindeki herhangi bir riff veya melodiymişim gibi hissediyorum. Yani şarkının bir parçası veya enstrümanın belli başlı notalarıymışım gibi hissediyorum. İyi bir albüm dinlemek psikolojik açıdan da beni inanılmaz ihya ediyor. Bir süreliğine beni alıp kendi atmosferine, kendi görkeminin içine sokuyor. Ben de hiç itiraz etmeden orada bulunuyorum. Fiziksel olarak da gözlerim doluyor, garip garip sesler çıkarıyorum ve tüylerim diken diken oluyor. İyi bir albüm dinlemek beni böylesine heyecana gark ettiriyor. İşte bugün sizlere bu iyi albümlerden birinden söz edeceğim. İsveçli Atmosferik Sludge Metal grubu “Cult of Luna”nın geçtiğimiz haftalarda çıkardığı şahane albümü “A Dawn to Fear”ın karanlık dehlizlerine giriyoruz.
Cult of Luna’nın 2016 yılında çıkardığı “Mariner” adlı albümlerini 2017 yılında yazmıştım buraya. Mariner ile keşfettiğim Cult of Luna benim için gerçekten büyük önem arz eden gruplar arasına girmişti. Öyle ki Mariner albümleri ile muazzam duygular yaşamış ve bu duygularımı yazıya dökmüştüm. Albümü değerlendirmem sonucunda ise tam puan vererek ne kadar önemli ve kült bir albüm olduğunu da ayrıca dile getirmiştim. Sludge Metal benim yeni yeni adapte olduğum bir tür oluyor. Fakat bu alışma süreci oldukça hızlı gelişiyor. Zira Sludge içinde beni mutlu eden birçok öğe var ve bu türde dinlediğim albümler ise şu ana kadar beni fazlasıyla mutlu etti. Sludge’a atmosferik dokunuşlar yaparak daha da görkemli bir hale getirmeyi başaran Cult of Luna sanırım bu türde en iyilerden birisi dostlarım. Elbette bütün grupları dinlemiş değilim bu türde yer alan fakat Cult of Luna’nın müzikal dehası bana bunu erkenden söylettirebiliyor. İsveç gibi bereketli topraklardan çıkan Cult of Luna gerek şarkı yazımları, gerek atmosfer yaratma gerekse de belli bir tema oluşturup bunu dinleyenlere harika sözlerle aktarma konusunda oldukça ehli bir grup. 1998 yılından bu yana bu müziği başarılı bir şekilde icra ediyor oluşları ve dur durak bilmeden yaratıcılıklarına sürekli bir şeyler ekleyerek Metal’i daha da görkemli bir hala taşıyor olmalarına müteşekkir olmamak elde değil.
A Dawn to Fear, Cult of Luna’nın mizacında ne varsa hepsini bünyesinde kusursuz bir şekilde barındırıyor. Gerçekten müzikal yeterlilikleri beni benden aldı dostlarım. Yaratılan her bir melodik partisyon öylesine ince elenip sık dokulmuş ki, ayrıntılar içinde keyiften dört köşe oluyorsunuz. Adamların kafalarında yarattıkları dünya ve bu dünyayı 70 dakikalık bir albüme yaymaları muazzam bir şey. Çünkü bu uzun süreli albümde tek bir şarkı bile sizi bunaltmıyor ve öf dedirtmiyor. Albümde yer alan bütün enstrümanlar öylesine işlevsel bir şekilde kullanılmış ki, tek düze giden bir şeyler bulmak çok zor. Her bir geçiş de bambaşka yollarda yürüyorsunuz. Özellikle bas gitarın deli dehşet kullanımı bence A Dawn to Fear’ın en büyük brutal ve öfke kısmını oluşturuyor. Öylesine agresif, öylesine başına buyruk bir öfke ile yazılmış besteler var ki bas gitarda, şaşmamak elde değil. Çoğu zaman ağzım açık kalarak şarkılardaki bas tınılarını dinledim. Karanlık ve kasvetli atmosfere sahip bir albüm dinlemek beni her zaman heyecanlandırmıştır. Fakat böylesine müzikal zevki üst düzey bir albüm içinde bu öğelere şahit olmak ise gerçekten de büyük bir ayrıcalık unsuru bana göre. Sizi mutlu eden ve dinlemekten hoşlandığınız bu atmosferik öğeler gerek melodilerin sevişmesi, gerek sert rifflerin birbiri ile olan sidik yarıştırmaları dinlemeye değer gerçekten de.
A Dawn to Fear, baştan sona kusursuz bir albüm nasıl olurun dersi niteliğinde olmuş adeta. Dinlediğinizde sizi huzursuz eden veya bunaltan tek bir şey yok. Öylesine iyi bir albüm olmuş ki, bu yılın en iyi albümlerinden birisi olmaya kesinlikle aday dostlarım. Albümü dinlediğim her an inanılmaz hazlar yaşıyorum. Müzikal olarak Metal’in neler verebileceğinin ve ne kadar kaliteli işlere analık yaptığının bir örneği olmuş A Dawn to Fear. Mutlaka dinlemelisiniz diyerek sizlere şimdilik veda ediyorum. Hoşça kalın!
Yorumlar
Yorum Gönder