Albüm Kritik 382 (Mord'A Stigmata / Dreams of Quiet Places)

Merhaba dostlarım, albüm değerlendirmelerine devam ediyoruz. Bugün sizler için oldukça kallavi bir albüm seçtim. Gerek atmosfer yapısı ile gerekse de şarkı yazımlarının ağırlığı ile oldukça yerinden kalkmayan bir albüm sunuyorum sizlere. Ekstrem türlere olan sevgim gittikçe artıyor ve bu yıl çıkan onlarca iyi ekstrem türde albümler dinledim. Bugün konuğumuz olan “Mord'A'Stigmata” adlı grubun “Dreams of Quiet Places” adlı albümünden sizlere söz edeceğim. Dünkü “Astrophobos” hayal kırıklığından sonra bugün sizlere çok daha güzel şeyler söyleyeyim. Şayet Mord'A'Stigmata gerçekten de ortaya muazzam bir albüm koymuş. Kendinizi Post-Black Metal ve Avant-garde Black Metal ikilisinin sevişmesine şahit olurken buluyorsunuz. Atmosferik öğelerin de katkısıyla günümüz Black Metal’inin nadide örneklerinden birisi olmuş Dreams of Quiet Places.

Polonya, Avrupa’nın soğuk ve kasvetli olan bu ülkesi, son 20 yılın en muazzam Black Metal gruplarına ev sahipliği yapıyor. İskandinav yarımadasında başlayan Black Metal akımı Avrupa’ya sıçradığında bu kadar potansiyeli yüksek değildi belki. Fakat günümüze gelindiğinde ise İskandinav ülkeleri önünü göremeyen ve gelişemeyen teknoloji firmaları gibi geride kaldı. Zira Avrupa’daki oluşumlar (özellikle Fransa ve Polonya) Black Metal’in öylesine farklı öğeler eklediler ve öylesine muazzam atmosferler yarattılar ki, Black Metal dendiği zaman artık Norveç’e değil Polonya’ya önce bakar olduk. Mord'A'Stigmata da yine Polonya’dan çıkmış bir grup. 2004 yılında kurulan ve kurulduğu günden bu yana üretmeyi ve Black Metal’in atmosferik yönüne oldukça fazla önem veren bir grup olmuş. Dinlediğim süre boyunca Mord'A'Stigmata‘ya olan sevgim de yükseldi. Zira Avant-garde tınıları seven ve Black Metal’in yakıştıran biri olduğum için Dreams of Quiet Places da beni ihya etmeyi başardı.


Albümü dinlerken “Ignis Haereticum, Kriegsmaschine ve yer yer de Skepticism” esansları duydum. Aslına bakarsanız grubun yaptığı tür için tamamıyla Black Metal demek de zor. Deneysel bir şeyler denemiş dostlarımız. Ben dinlerken gerçekten çok keyif aldım. Black Metal’in her türünü çok seviyorum. Fakat böylesi deneysel işler daha bir gönlümü çalıyor. Yaratıcılık dehlizlerinde dolaşan grupların her zaman kalbimde farklı bir yeri var. Bu yüzden sanırım “Mgla” dinliyorum çok fazla. Albüm, prodüksiyon açısından da Black Metal albümlerine benzemiyor. Oldukça tok bir sound ile geliyor. Modern bir sound yapısı ve tokluk günümüz standartlarında yaratılmış bir albüm olduğunu hemen belli ediyor. Davul odaklı Black Metal albümleri görmek çok zor. Evet, Kriegsmaschine ve Mgla’da ağalık taslayan Darkside var. Onu zaten tanrı konumuna yerleştirdiğim için çok fazla elleşmiyorum. Fakat birçok Black Metal grubunun davul matematiği üç aşağı beş yukarı birbirine benziyor. Mord'A'Stigmata‘nın davulcusu “Ygg” ise kalıpların dışına çıkan bir başka davulcu olmuş bu türde. Bu arada grubun “Ahab” esintileri de taşıdığını şuraya sıkıştırayım dedim. Dreams of Quiet Places tam anlamıyla bir davul ve bas gitar albümü olmuş. Yazılan riffler öyle ahım şahım şeyler değil. Melodik yapı da yok denecek kadar az. Grup olabildiğince atmosferik öğeler, bas ve davul ve vokale yüklenmiş. Vokal konusunda da başarılı olduklarını söyleyebilirim.


Genel olarak ölüm ve karanlık yerlerden bahseden bir tema üzerine kurulmuş albüm. Zaten şarkı sözlerini duymanıza veya anlamanıza gerek yok. Şarkıların yapısal ve tanısal formlara bunu size hissettiriyor. Albümü dinlemekten zevk aldım. Fakat uzun süre dinlenecek bir albüm olduğunu söylemek zor. Evet, şu sıralar dinliyorum. Fakat bir ay sonra durum ne olur onu bilemem. Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar dostlarım. Görüşmek üzere!

Albüm Puanı: 7,5/10



Yorumlar