Albüm Kritik 372 (Hate / Auric Gates of Veles)

Merhaba sevgili dostlarım, oldukça sıcak ve güzel bir günden hepinize sevgiler. Bir başka albüm kritiğini daha huzurlarınıza sunmak için buradayım. Geçtiğimiz yıl dinlemeye başladığım ve benim oldukça beğenimi kazanan Death/Black Metal grubu “Hate”in yeni albümünden sizlere söz edeceğim. Haziranın 14’ünde çıkardıkları “Auric Gates of Veles” adlı albümlerinin derinlerine hemen aşağıda inmeye başlıyoruz.

Hate, benim son yıllarda dinlediğim en efsane gruplardan biri oldu. Oldukça geç kalmış bir tanışma oldu benimkisi ama nihayetinde bu insan azmanı grubun varlığından artık haberdarım. Özellikle 2017 yılında çıkardıkları “Tremendum” adlı albümleri beni çok fazla etkilemişti. Zaten şu anda sitede de Hate’in sadece bu albümünün değerlendirmesini bulabiliyorsunuz. Elbette Auric Gates of Veles de varlığını ilan etmiş oldu bu yazı ile. Yaptıkları tür için aslında Blackened Death Metal desek daha doğru olacak. Zira Death ve Black Metal’in sentezi olan türe artık Blackened Death Metal adı veriliyor. Polonya’nın karanlık ve kasvetli havasını aynı zamanda müziğine taşıyor Hate. Son zamanlarda çok fazla diyorum şunu; “Fransa ve Polonya Avrupa’nın en efsane ekstrem Metal gruplarına sahip iki ülkesi” diye. Hate de işte bu mükemmelliğin parçalarından biri dostlarım. Tremendum ile kalbimi fetheden Polonyalı pislikler Auric Gates of Veles’te de yine aynı şeyi yapıyorlar. Muazzam bir albüm ile 2019 yılına da hayvani bir giriş yapıyorlar.

Hate'in yaptığı bu muazzam müziği dinlemek gerçekten çok büyük bir nimet. Birçok Death Metal ve Black Metal grubu dinlemiş biri olarak, bu iki türün sentezini en iyi şekilde bizlere sunan gruplardan biri olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. 1991 yılından bu yana varlığını sürdürüyor Hate ve yaratıcılık konusunda da gerçekten oldukça başarılılar. Gerek atmosferik gerekse de riff yazımı ve çeşitliliği konusunda fütursuzca işler ortaya koyuyorlar. Tremendum 2017 yılının en iyi albümlerinden biri olarak o yıla damgasını vurmuştu. Bunun en büyük etkeni ise kesinlikle yazılan rifflerin kaotik ve öfke dolu oluşuydu. Her şey öylesine iyi bir şekilde kurgulanmıştı ki, Tremendum’un bugün hala adı geçtiğinde gözlerim ışıl ışıl olur. Auric Gates of Veles’i birkaç gündür dinliyorum. Fakat çok sıkı dinliyorum. Fırsat bulduğum her saat dinliyorum. Zira bu grup öylesine kaliteli bir albüm daha çıkarmış ki, bir kere veya iki kere dinlemek benim ihtiyacımı karşılamıyor. Albüm iskelet olarak Tremendum ve önceki albümler ile benzerlik gösteriyor. Bu da gayet normal. Çünkü adamların olayı o iskeleti saran kas sistemi ve doku ile ilgili tamamen. Böylesi anatomik benzetmeleri niyeyse çok seviyorum. Fakat durum gerçekten de öyle. İskelet sistemi aynı olsa da kas ve dokularda oldukça niş bir tablo çiziyor Hate. Her bir şarkısında öylesine muazzam işler yapmış ki, bütünsel olarak zaten albüm ne kadar kallavi olduğunu daha birkaç şarkıda gösteriyor. Tek bir zayıf şarkı yok albümde. Her bir şarkı kaya gibi ve öfkeden asla taviz verilmemiş. Görkemli bir atmosfer yapısını yaratmayı sadece yazılan rifflerle başarabiliyor Hate. Bu da bu adamların ne kadar ruh hastası olduklarının bir başka göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.


Albüm,prodüksiyon açısından kusursuz olmuş. Ne çok tok ne çok tiz, tam kıvamında bir sound ile kulaklarınızda çınlıyor bütün albüm. Yazılan riffler öylesine etkileyici ki, benim nutkum tutuldu dinlerken. Adamların gerçekten kendilerine ait çizdikleri bir patika var ve bu patikaya sürekli farklı taşlar ekleyerek yollarına sağlam ve güvenli şekilde devam ediyorlar. Sadece gitar da değil, davul konusunda da olabildiğince görkemli işler yapılmış. Çeşitlemelere bayıldım. Vokal ise bence Hate’in en vurucu parçası oluyor. Zaten bütün parçalar öylesine iyi ki, bir araya geldiğinde haliyle muazzam bir oluşum ortaya çıkıyor. “ATF Sinner”ın vokal performansına bir kez daha şapka çıkarıyorum. Saygılar üstat! Davul da ise “Pavulon” denen yaratığın ismi var. Bu ismi biz daha önce “Batushka”da da görmüştük. “Litourgiya” albümlerinin davulunu çalan abimizdir kendisi. Albüm tematik olarak kadim iblis mitlerini bize sunuyor. Öfke ve kötülüğün kol gezdiği hikayeleştirilmiş şarkıları dinliyoruz.


Auric Gates of Veles, bu yıl çıkan bir başka kusursuz albümlerden biri oldu benim için. Tek bir üzücü noktası yok. Her şey olması gerektiği gibi sağlam ve muazzam olmuş. Hate, bir kez daha bizlerin önüne en iyisini koyuyor ve kulaklarımız bayram ediyor. Görüşmek üzere hoşça kalın!

Albüm Puanı: 10/10



Yorumlar