Albüm Kritik 370 (This Gift Is A Curse / A Throne of Ash)


Merhaba sevgili dostlarım, yeni bir albüm değerlendirmesi ile daha birlikteyiz. Bugün bir başka bereketli toprak olan İsveç’e geçiyoruz. Black Metal ve Sludge karışımı bir tür icra eden “This Gift Is a Curse” adlı grubun bu yıl çıkan “A Throne of Ash” adlı albümünden sizlere söz ediyor olacağım.

Black Metal’in ana vatanı olan Norveç’in kapı komşusu İsveç her ne kadar bu türde Norveç kadar iddialı olmasa da hatırı sayılır Black Metal gruplarının vatanıdır. Daha önce adını duymadığım ve yine keşif maceramın sonucunda denk geldiğim bir grup oldu This Gift Is a Curse. A Throne of Ash’in çarpıcı albüm kapağı beni hemen kendisine çekmeyi başardı ve albümü hemen inceleme listesine dahil ettim. 2019 yılında çıkan albümler giderek artmaya başlıyor ve benim için işler daha da zorlaşıyor. Tek başıma yürüttüğüm bir site olması bazen beni zorlamıyor değil. Keşke tek işim bu site olsa. Fakat para kazandırmadığı için ne yazık ki yan uğraş olarak kalıyor. Zaten bu siteyi açarken kâr amacı gütmemiştim ve gütmemeye de devam ediyorum. Black Metal albümlerinin bu yıl oldukça ses getirir nitelikte olduğunu söylesem yalan olmaz sanırım. Birçok Black Metal albümü daha şimdiden kallavi albümler listesindeki yerini aldı. This Gift Is a Curse’ün A Throne of Ash’ini dinlediğim süre boyunca oldukça keyif aldığımı söyleyebilirim. Fakat can sıkıcı noktaları da yok değildi.


İlk olarak isterseniz grubun ne zamandan beri bu camiada olduğuna değinelim. 2008 yılından bu yana karanlık müziği icra ediyorlar. İsveç’in Stockholm kentinde fitili ateşleyip, kara dumanları gökyüzüne salmaya başlamışlar. Grubun önceki albümlerini dinlemedim açıkçası. Fakat kısa çaplı bir araştırma yaptığımda genelde başarılı işlere imza attıklarını gördüm. Zaten yaptıkları Black Metal oldukça çirkin tarzda. Gürültü oranı yüksek bir müzik yapıyorlar. Özellikle çiğ vokal performansı bunun en büyük parçalarından birisi oluyor. Atmosferik yapıları olmasına rağmen oldukça yüzeysel bir şekilde dinleyenlerine yansıtıyorlar. A Throne of Ash’in zaten prodüksiyon olarak hafif cızırtılı soundu grubun ne tarz bir sound sevdiğinin de göstergesi oluyor. İşin içinde Sludge’ın da giriyor olması ortamı şenlendirmeye daha da fazla destek oluyor. Fakat Sludge haricinde bana Avangart akımında bu albümde var olduğu hissi geldi. Daha doğrusu avangart tınıların da şarkıların belli başlı bölgelerinde kol gezdiğini söyleyebilirim. Avangart, old-school ve sludge üçlemesinin sentezini gayet başarılı bir şekilde bizlere sunmuş This Gift Is a Curse.

Albümdeki şarkılar için yazılan riffler ortalama ve ortalamanın biraz üstünde kalıyor. Öyle ihtişamlı rifflerden oluşan şarkılar ben duyamadım. Belki sizleri daha fazla etkileyebilir var olan riffler. Fakat benim için normal işlerden öteye gidemedi. Beni bu albümde en çok üzen şeyler kesinlikle davul ve vokal performansları oldu. Davul ile başlarsak eğer, çok fazla çeşitlemelerin olmadığı ve sıradan bir Black ve Sludge davulculuğu ile şarkılarda varlık gösterdiğini görüyorsunuz. Açıkçası ben artık davulculardan (özellikle ekstrem türlerdeki) daha görkemli davul performansları bekliyorum. Bakınız: Kriegsmaschine. Vokalde ise çiğ vokal tarzını her ne kadar çok sevsem de “Holmberg”in sesi ne yazık ki çok zorlama çıkıyor. Şarkıları dinlerken bunu çok rahat bir şekilde duyuyorsunuz. Albümün temasını ise nefret ve mizantropi kavramları oluşturuyor.


Özetleyecek olursam eğer; A Throne of Ash bütüne bakıldığında güçlü bir albüm olmuş. Fakat detaylarla çok ilgili iseniz işte burada ortalama bir albüm listesinde kendine yer buluyor. Ben albümü dinlemekten zevk aldım açıkçası. Çalma listeme ekledim ve şarkılara denk geldiğim zaman “meh” demiyorum. Sizlere de tavsiye ederim. Kendinize iyi bakın ve hoşça kalın!

Albüm Puanı: 7/10



Yorumlar