Albüm Kritik 362 (Belzebubs / Pantheon of the Nightside Gods)

Merhaba sevgili dostlarım, bugünkü albüm değerlendirme yazımın konuğu Finlandiya’nın çizgi romanından adını ve tipini alan “Belzebubs” adlı Senfonik Black Metal grubunun bu yıl çıkardığı ilk stüdyo albümleri olan “Pantheon of the Nightside Gods” oluyor. Oldukça enteresan bir grup olduklarını daha yazının girişinde dile getirmek istiyorum. Zira bir çizgi romandan esinlenip (bu çizgi romanın satanik öğeler taşıdığını söylemeliyim) Black Metal grubu kurup ve daha ilk albümleri ile “Century Media Records”tan albüm çıkarmaları gerçekten oldukça enteresan olmuş.

Senfonik öğelerin Black Metal ile buluşmasını açıkçası çok seven biri değilim. Zamanında “Emperor”un “In The Nightside Eclipse” albümlerini değerlendirmiştim burada. O albüm nevi şahsına münhasır olduğu için daha ilgi çekici duruyordu. Bir de o albümde yazılan bestelerin gerçekten kaliteli olması da benim sevmemin en büyük nedenleriydi. O zaman çıkan en iyi işlerden biri olduğu kesindi. Fakat günümüze geldiğimizde Senfonik Black Metal’in açıkçası çok ihya edici bir tür olmadığı düşüncesindeyim. Çünkü senfonik öğelerin esas amacı bir atmosfer tayin etmek oluyor albümlere. Senfonik ilgi çekici besteler duyamıyoruz çoğunlukla. Bundan dolayı da bu ekstrem türün aslında önünü kapatmış oluyor bir nevi. Çünkü esas yapı taşı olan gitar rifflerini örtbas etmekten başka bir şey olmuyor. Bu elbette benim şahsi düşüncem. Black Metal’de her daim yenilikleri seven birimdir. Deneysel işlerin giderek çoğalması taraftarıyımdır. Fakat Senfonik işler ne yazık ki beni saran işler olmuyor. Belzebubs’un albümünü dinlemeden listeye aldım. Albümü dinledikten sonra yazmaktan vazgeçmek istemedim. Bu türde çıkmış bir başka albüm daha olsun sitede istedim. Ne güzeldir ki Belzebubs’un Pantheon of the Nightside Gods adlı albümü Senfonik Black Metal albüm olmasına rağmen oldukça sağlam işler de barındırıyor.

Grubun nereli olduğu hakkında bir bilgiye ulaşamadım ama Finlandiyalı olma ihtimalleri var diye akıl yürütüyorum. Yoksa Finli bir çizgi roman yazarının eserinden haberdar olacak çok az kişi olurdu geri kalan ülkeler arasında. Grubun esas kuruluş tarihi 2006 yılı olarak geçse de birçok talihsizlikler yaşamışlar prodüksiyon şirketleri ile ve ilk teklisini 2018 yılında çıkarmışlardır. 12 yıl sonra bir tekli ile çıkmaları da oldukça ilginç olmuş. Bari bir EP çıkarsaydınız yahu. Geçtiğimiz nisan ayında da ilk albümlerini piyasaya sunmuş grubumuz. Gamlarla oldukça içli dışlı olan beste yapıları ile klasik bir Black Metal albümünden oldukça uzaktalar. Özellikle yoğun gitar soloları ile bildiğimiz o Black Metal’in tekdüze yapısının dışına çıkmayı tercih etmişler. Ben, Black Metal’in o tekdüze halini de çok seven biriyim. Belzebubs’un yaratmış olduğu Pantheon of the Nightside Gods adlı albüm aslında bir Black Metal albümünden ziyade Senfonik Power Metal albümüne daha çok benziyor. Zira Black Metal esintileri öylesine az ki, neden bu türde adlarının geçtiklerini ben pek çözemedim.

Albüm prodüksiyon açısından günümüzde var olan birçok modern tınıya sahip ekstrem albümleri ile aynı sounda sahip. Öyle farklı bir şeyler yok. Yoğun bir atmosfere sahip olması açıkçası benim biraz sıkılmama neden oldu. Bu atmosferi her ne kadar şeytani ve görkemli kılmaya çalışmışlarsa da ne yazık ki hiçte öyle olmamış. Şeytani bir atmosfer sunmak demek klavyeye abanmak demek olmuyor ne yazık ki. Yazılan gitar rifflerinin olabildiğince tekinsiz bir rotada yol alıyor olması lazım. Bunun yerine grubumuz daha teknik ve daha melodik tınılara yönelmişler. Bu da haliyle Black Metal’in karanlık ormanından sapmak demek oluyor. Sapılan yol tamamen Black Metal’den uzak diyarlara götürdüğü için beni üzdü. Yazılan riffleri eğer Black Metal çerçevesinde değerlendirmezsek gerçekten de gayet başarılı işlere imza attıklarını gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Melodik partisyonların da gayet etkili olduğu ve en önemlisi gitar sololarının bolluğu müzikal açıdan sizi menün edecektir. Fakat sizler eğer sağlam bir Black Metal albümü dinleyip, karanlığı yaşamak istiyorum diyorsanız ne yazık ki Pantheon of the Nightside Gods size göre bir albüm değil.


Albümde 11 şarkı bulunuyor ve albümün süresi 61 dakika kadar. Oldukça fazla bir süreye sahip ve bu da bir süre sonra sıkıcı bir hal alabiliyor. Evet, rifflerin çeşitliliği sizleri tatmin ediyor olsa da hep aynı şekilde devam eden atmosferik tınılar “meeh” dedirttiriyor. Bir başka yazıda görüşene dek hoşça kalın!

Albüm Puanı: 7/10



Yorumlar