Merhaba sevgili dostlarım, yeni bir albüm değerlendirmesi ile birlikteyiz. 2019 yılına ait albümlerden bahsetmeye devam ediyorum. Geçen günlerde araya bir “Behexen” albüm sıkıştırmıştım. Aslında geçmiş yıllardaki albümleri değerlendirecektim bir süre. Fakat 2019 yılına ait albümler birikmeye başladı. Bu yüzden tekrar günümüze geri dönüş yaptım. Bugün sizlere oldukça garip bir gruptan ve onların bu yıl çıkan harikulade albümlerinden söz edeceğim. “Blodskam” adlı İsveçli Black Metal grubunun “Là-Bas” adlı albümlerini huzurlarınıza sunuyorum.
Neden yukarıda garip bir grup dediğimi hemen açıklamak istiyorum. Blodskam, 1998 yılında kurulmuş olmasına rağmen ilk albümlerini 2019 yılında çıkarmıştır. Yani düşünün bir grup kuruyorsunuz ve ilk albümünüzü 21 yıl sonra yayınlıyorsunuz. Açıkçası bu durumu ben pek anlayamadım. Sebepleri illaki vardır bu durumun. Fakat internette küçük çaplı bir araştırma yaptığımda herhangi bir sonuca ulaşamadım. Grup hakkında zaten çok fazla bir bilgi bulamıyorsunuz. Öyle ya da böyle Blodskam metal camiasına ilk albümü ile merhaba demiş. Black Metal’in saf halini barındırıyor iskeletinde. Tabi saf hali söylemim ikinci dalga Black Metal gruplarının saflığı oluyor. Old-school bir havası yok grubun. İşin daha da ilginç tarafı bu zamana kadar dinlediğim en güzel Black Metal albümleri arasına girmeyi başardı Là-Bas. (sonlarda olsa da o listede) 21 yıl sonra gelen ve sadece 6 şarkıdan oluşan bu albümü dinlemek benim için çok ayrı bir zevk oldu doğrusu.
Blodskam'ın yarattığı bu albümü dinlediğim süre boyunca ikinci dalga Black Metal gruplarından oldukça fazla güzel şeyler dinlediğimi fark ettim. Gerçekten esas olan iskelet üzerine özgün dokunuşları ile Black Metal’i farklı kılmayı başarıyor birçok grup. Blodskam da oldukça kuvvetli bir prodüksiyon ile bu albümü yaratmayı başarmış. Bildiğiniz Black Metal albümleri gibi çok fazla tiz bir sounda sahip değil. Oldukça dengeli bir ses alt yapısı ile geliyor ve bu da dinleyişinizi bir seviye daha güzel kılıyor. Gerçi ben Black Metal’i birçok sound yapısı ile beğeniyorum. Fakat çok fazla tiz ve çiğ tonları sevmeyenler için Là-Bas gayet sevindirici bir prodüksiyon sunuyor. Albümü oluşturan öğeler sadece enstrümanlar. Öyle bir atmosfer yaratma çabasına girmemiş grubumuz. Gitarlar ve davul ile kaya gibi bir albümü önümüze koymuşlar. “Aghora” adlı dostumuz gitar ve bas gitardan sorumlu iken, “Dödfödd” isimli adamımız ise vokal konusunda Blodskam’ı yürütüyor. Davul için büyük ihtimalle kayıtlarda çalması için sezonluk eleman ile iş birliği yapmışlar. Her şey olması gerektiği gibi kaydedilmiş ve bu yüzden bu albümü dinlemek mutluluktan başka bir şey vermiyor.
Là-Bas, gerçekten de muazzam şarkılardan oluşuyor. Sadece 6 şarkı olması bu albümü baştan sona dinleyen beni üzmüştü. Çünkü albümün hiç bitmesini istemedi bu gönlüm. Fakat birkaç kez daha dinledikten sonra aslında şarkı sayısında da grubun ne kadar iyi bir tutarlılık gösterdiğini fark ettim. Zira 10 şarkılık bir albüm olsaydı belki bu kadar beğenmeyebilir ve sıkılabilirdim. Nedense böyle bir his uyandı içimde. O yüzden gayet yeterli bir şarkı sayısı ve bu albümün süresi yarım saat kadar. Yazılan riffler için mükemmel diyemem. Yine de riff çeşitliliği konusunda hatırı sayılır işler yaptıkları da aşikar. Her bir şarkı kendisini keyif ve merakla dinlettiriyor. 21 yıl sonra ilk albümleri ile çıka gelen Blodskam, belki bu 21 yıllık bekleyişin ardından mükemmel bir albüm ile gelmediler ama kötü bir albüm de sunmadılar. Gayet iyi bir albümü bizlerin huzuruna sunan İsveçli dostlarımız umarım artık bir başka duraksama dönemine girmeden üretmeye devam ederler. Zira oldukça güzel işler yapıyorlar. Bir başka yazıda görüşene dek hoşça kalın!
Albüm Puanı: 8/10
NOT: Grubun YouTube'da herhangi bir şarkısı yok. O yüzden buraya ekleyemedim. Spotify linki aşağıdadır.
Albümü Dinlemek İçin
Neden yukarıda garip bir grup dediğimi hemen açıklamak istiyorum. Blodskam, 1998 yılında kurulmuş olmasına rağmen ilk albümlerini 2019 yılında çıkarmıştır. Yani düşünün bir grup kuruyorsunuz ve ilk albümünüzü 21 yıl sonra yayınlıyorsunuz. Açıkçası bu durumu ben pek anlayamadım. Sebepleri illaki vardır bu durumun. Fakat internette küçük çaplı bir araştırma yaptığımda herhangi bir sonuca ulaşamadım. Grup hakkında zaten çok fazla bir bilgi bulamıyorsunuz. Öyle ya da böyle Blodskam metal camiasına ilk albümü ile merhaba demiş. Black Metal’in saf halini barındırıyor iskeletinde. Tabi saf hali söylemim ikinci dalga Black Metal gruplarının saflığı oluyor. Old-school bir havası yok grubun. İşin daha da ilginç tarafı bu zamana kadar dinlediğim en güzel Black Metal albümleri arasına girmeyi başardı Là-Bas. (sonlarda olsa da o listede) 21 yıl sonra gelen ve sadece 6 şarkıdan oluşan bu albümü dinlemek benim için çok ayrı bir zevk oldu doğrusu.
Blodskam'ın yarattığı bu albümü dinlediğim süre boyunca ikinci dalga Black Metal gruplarından oldukça fazla güzel şeyler dinlediğimi fark ettim. Gerçekten esas olan iskelet üzerine özgün dokunuşları ile Black Metal’i farklı kılmayı başarıyor birçok grup. Blodskam da oldukça kuvvetli bir prodüksiyon ile bu albümü yaratmayı başarmış. Bildiğiniz Black Metal albümleri gibi çok fazla tiz bir sounda sahip değil. Oldukça dengeli bir ses alt yapısı ile geliyor ve bu da dinleyişinizi bir seviye daha güzel kılıyor. Gerçi ben Black Metal’i birçok sound yapısı ile beğeniyorum. Fakat çok fazla tiz ve çiğ tonları sevmeyenler için Là-Bas gayet sevindirici bir prodüksiyon sunuyor. Albümü oluşturan öğeler sadece enstrümanlar. Öyle bir atmosfer yaratma çabasına girmemiş grubumuz. Gitarlar ve davul ile kaya gibi bir albümü önümüze koymuşlar. “Aghora” adlı dostumuz gitar ve bas gitardan sorumlu iken, “Dödfödd” isimli adamımız ise vokal konusunda Blodskam’ı yürütüyor. Davul için büyük ihtimalle kayıtlarda çalması için sezonluk eleman ile iş birliği yapmışlar. Her şey olması gerektiği gibi kaydedilmiş ve bu yüzden bu albümü dinlemek mutluluktan başka bir şey vermiyor.
Là-Bas, gerçekten de muazzam şarkılardan oluşuyor. Sadece 6 şarkı olması bu albümü baştan sona dinleyen beni üzmüştü. Çünkü albümün hiç bitmesini istemedi bu gönlüm. Fakat birkaç kez daha dinledikten sonra aslında şarkı sayısında da grubun ne kadar iyi bir tutarlılık gösterdiğini fark ettim. Zira 10 şarkılık bir albüm olsaydı belki bu kadar beğenmeyebilir ve sıkılabilirdim. Nedense böyle bir his uyandı içimde. O yüzden gayet yeterli bir şarkı sayısı ve bu albümün süresi yarım saat kadar. Yazılan riffler için mükemmel diyemem. Yine de riff çeşitliliği konusunda hatırı sayılır işler yaptıkları da aşikar. Her bir şarkı kendisini keyif ve merakla dinlettiriyor. 21 yıl sonra ilk albümleri ile çıka gelen Blodskam, belki bu 21 yıllık bekleyişin ardından mükemmel bir albüm ile gelmediler ama kötü bir albüm de sunmadılar. Gayet iyi bir albümü bizlerin huzuruna sunan İsveçli dostlarımız umarım artık bir başka duraksama dönemine girmeden üretmeye devam ederler. Zira oldukça güzel işler yapıyorlar. Bir başka yazıda görüşene dek hoşça kalın!
Albüm Puanı: 8/10
NOT: Grubun YouTube'da herhangi bir şarkısı yok. O yüzden buraya ekleyemedim. Spotify linki aşağıdadır.
Albümü Dinlemek İçin
Yorumlar
Yorum Gönder