Albüm Kritik 347 (Festerday / Iihtallan)

Merhaba sevgili dostlarım, güzel bir cumartesi gününden hepinizi selamlıyorum. “Beyhude Çabalar” yazı dizisinin dördüncü yazısının ardından bir albümü değerlendirmem gerekiyordu. 2019 yılı etiketine sahip albümlerden pek memnun olmadığımı daha önceki yazılarımda dile getirmiştim. Durum çok kötü değil ama çokta iç açıcı değil. Lafı daha fazla uzatmadan bugün sizlere bir Death Metal albümünden bahsedeceğimi söylemek istiyorum. Evet, Death Metal albümleri olan sınavımı vermeye devam ediyorum. Fakat artık biraz daha ilgi göstermeye başladım bu türe. 1989 yılında Finlandiya’da temelleri atılan ve 1992 yılına kadar müzik yapan, sonrasında ise 20 yıl bir sessizliğe gömülen (ölüm sessizliği gibi) “Festerday” 2012 yılında tekrar toplanıp Death Metal’in hoyrat kollarına kendisini bırakmış. İşin ilginç tarafı ise 2015 yılında toplama bir albüm ile dinleyenlerine merhaba diyen Festerday, bu yıla kadar sadece EP ve Split albümlerle devam etmiş. Ocak ayının 4’ünde “Iihtallan” adlı albümlerini yayınlamış Finli dostlarımız. Şimdi gelin 16 şarkıdan oluşan bu uzun metrajlı albüme şöyle bir göz atalım.

Şu ana kadar dinlediğim Death Metal albümlerinin aslında çoğu beni oldukça mutlu etti. Tabi bunda benim seçmece tavrımın da bir etkisi vardır illa ki. Önceden biraz kulak kabartıp daha sonra albümü inceleme listeme alıyordum. Tabi ki artık öyle yapmıyorum. Zaten siteye girip baktığınızda 5 puan sahip birkaç albüme de denk gelebilirsiniz. Acımasız mıyım? Bilemedim. Death Metal’in o tok soundu aslına bakarsanız birçok Metal dinleyicisi gibi benim de ilgimi çekiyor. Yazılan rifflerin oldukça iyi bir şekilde o kaya gibi sound ile dinleyenlere sunulması elbette lütuf oluyor. 1989 yılında ilk tohumları serpilmiş olan grubun birinci nesil Death Metal grubu olduğu aşikar. Zaten Iihtallan albümünü dinlediğinizde de bunu hissediyorsunuz. Her ne kadar albümün soundu daha modern bir ses alt yapısına sahip olsa da Death Metal’in o old-school iskelet yapısını görüyorsunuz. Festerday’i daha önce hiç dinlemeyen biriyim. Grubun geçmişini araştırmadan bir “Bloodbath” etkisi var demiştim. Fakat grubun Bloodbath’ten daha eski olduğunu görünce bu lafımı geri aldım tabi ki. Fakat prodüksiyon açısından bakarsak oldukça benzerlik gösterdiklerini de görebiliriz.

Death Metal’in o yıkım havasını Iihtallan’da gayet iyi bir şekilde hissediyorsunuz. Yazılan gitar riffleri gayet başarılı olmuş. Safkan bir Death Metal albümüne göre iyi şeyler başarılmış. Eğer bir Teknik Death Metal albümü inceliyor olsaydım elbette sınıfta kalırdı. Albümün prodüksiyonuna aslında yukarıda birazcık değindim. Günümüz modern Death Metal albümlerinin soundunu taşıyor. Tok bir ses ile gümbür gümbür şarkılar dinliyorsunuz. Genel olarak albümün temposu orta-üst seviyede seyrediyor. Albümün ikinci şarkısı “Edible Excrement” ile muazzam bir giriş yapılıyor albüme. Sırf bu şarkı yüzünden bile adrenalinim yükseldi. Hep bu tempoda devam etmesini her ne kadar gönlümden geçirdiysem de bu tempoda olan şarkı sayısı ne yazık ki çok fazla olmadı. 16 şarkıdan oluşan bir albümden bahsediyoruz. Bütünsel olarak daha ağır, oturaklı şarkılarla ilerlemeyi düşünmüş Festerday. Yaşın verdiği olgunluktan da olabilir tabi ki bu. Albümü güzel bir kulaklıkla dinlediğinizde gerçekten muazzam bir haz alıyorsunuz. Bütün var olan enstrümanların neler yaptıklarını o tokluk içinde güzel bir şekilde duyuyorsunuz.


Iihtallan için yazılan riffler gayet başarılı olmuş. Çok daha iyi olabilir miydi? Evet, olabilirdi. Fakat bu haliyle de gayet güzel işler dinliyorsunuz. Şarkılardaki riff çeşitliliği de yine sizleri memnun edecektir. Ben çok daha fazlasını aramadım şahsen. Festerday için bu albüme geri dönüş albümü diyebiliriz aslında. Oldukça da güzel bir geri dönüş olmuş. Bütünsel olarak albüm gerçekten mutluluk veriyor. Death Metal’in haşinliğini hissediyorsunuz. Kafanızı sallamaya sizi sürekli meyil ettiriyor. Dinlemenizi önereceğim bir albüm Iihtallan. Albümün temasını ise toplumsal sorunlar, ölüm ve kötülük gibi konular oluşturuyor. 16 şarkısı olan bu albümü sıkılmadan dinleyeceksiniz diye düşünüyorum. Şahsen ben hiç sıkılmadım. Bir sonraki yazıda görüşene dek hoşça kalın dostlarım!

Albüm Puanı: 8/10



Yorumlar