Merhaba sevgili dostlarım, şubat ayının son günündeyiz. Sonunda ilkbahara giriş yapıyoruz. Umarım güzel bir giriş olur ve havalar artık iyiden iyiye ısınır. Gerçi mart ayının da çok yanar dönerli olduğunu biliyoruz ama neyse. Bugün sizlere bu yıl çıkan bir başka albümden söz edeceğim. Aslına bakarsanız grup da oldukça yeni. 2017 yılında kurulan Amerikalı “Pulchra Morte” adlı Death/Doom Metal grubu ve ilk albümleri “Divina Autem et Aniles” siteye konuk oluyor.
Aslına bakarsanız Death ve Doom türlerini bir araya getirmek bence harikulade bir fikir olmuş. Evet, Death Metal’in o uçar kaçar halleri yok belki fakat heavy bir şeyler dinlemek isteyenleri oldukça mutlu edecek bir sentez olmuş. Pulchra Morte’nin yapmak istediği şeyde açıkçası başarılı olduğunu düşünüyorum. Daha yazının girişinde bunu söylemek istedim. Benim için her şey hızlı ve dur durak bilmeyen riffler demek değil. O tür işleri de seviyorum elbette. Fakat eğer müzikal açıdan benim kulağımı yeterince doyurabiliyorsa böylesine ağır şeyler dinlemek de beni mutlu ediyor. Hatta beni bilenler bilir “Skepticism” dinleyen bir adamım ben. O yüzden Doom ve Death Metal’in birleşmesini de güzel güzel dinliyorum. Albüm tempo olarak ortalamanın biraz altında. Öyle çok düşük tempolu diyemem. Dediğim gibi daha düşük metronoma sahip albümler dinlediğim için bu tempo bana normal geliyor.
Albümü 2 günden beri dinliyorum. Açıkçası beğenimi kazandı. Fakat öyle eriyip bittiğimi de söyleyemem. Grup kendilerine has bir tarz yaratma konusunda gayet yerinde adımlar atmışlar. Öyle görkemli bir atmosfer yaratmak yerine, birkaç şarkı da o atmosferi bizlere sunmayı tercih etmişler. Albümde yer alan şarkıları çok fazla gölgelemeden yapılan bu atmosfer yaratma işini ben beğendim açıkçası. Aslına bakarsanız ben atmosferi güçlü albümleri severim fakat Black Metal’de. Onda da hakkı ile yapan grupları desteklerim. Albümün genel teması ölüm ve yeraltı ile alakalı dostlarım. Adı üstünde Doom ve Death Metal tarzında bir albüm. O yüzden bu temaların var olması gayet normal. Prodüksiyon açısından da başarılı bir albüm olmuş. Çok fazla modern bir soundu yok. Elbette old-school bir havada da değil. İkisinin arasında bir yerde kendine yer bulmuş. Albüm bütünsel ses olarak sizleri mutlu edecektir. Tok bir sounda sahip. Yazılan gitar riffleri güzel fakat daha da iyi şeyler ortaya konabilirmiş. İlk albümleri olmasına rağmen yine de iyi işler yapmış Pulchra Morte. Riff çeşitliliği konusunda yetersiz kalmış. Bunu bir sonraki albümde giderecektir diye düşünüyorum. Albümün dramatik bir havası var. Araya giren keman partisyonları sizlerin bir anda yüreğinizi dağlıyor. Vokal performansını sergileyen “Jason Barron”ın o tok brutal sesini sevdim. Bana Mikael Akerfeldt’i hatırlattı.
Özetleyecek olursam eğer, Divina Autem et Aniles güzel bir albüm olmuş. Dinlediğinizde “meh” dedirtmiyor kendisine. Ortalama üzeri şarkılar ve yeterli atmosferi ile Pulchra Morte bu albüm ile güzel bir giriş yapmış Metal camiasına. Bir sonraki yazıda görüşene dek hoşça kalın!
Albüm Puanı: 7,5/10
Aslına bakarsanız Death ve Doom türlerini bir araya getirmek bence harikulade bir fikir olmuş. Evet, Death Metal’in o uçar kaçar halleri yok belki fakat heavy bir şeyler dinlemek isteyenleri oldukça mutlu edecek bir sentez olmuş. Pulchra Morte’nin yapmak istediği şeyde açıkçası başarılı olduğunu düşünüyorum. Daha yazının girişinde bunu söylemek istedim. Benim için her şey hızlı ve dur durak bilmeyen riffler demek değil. O tür işleri de seviyorum elbette. Fakat eğer müzikal açıdan benim kulağımı yeterince doyurabiliyorsa böylesine ağır şeyler dinlemek de beni mutlu ediyor. Hatta beni bilenler bilir “Skepticism” dinleyen bir adamım ben. O yüzden Doom ve Death Metal’in birleşmesini de güzel güzel dinliyorum. Albüm tempo olarak ortalamanın biraz altında. Öyle çok düşük tempolu diyemem. Dediğim gibi daha düşük metronoma sahip albümler dinlediğim için bu tempo bana normal geliyor.
Albümü 2 günden beri dinliyorum. Açıkçası beğenimi kazandı. Fakat öyle eriyip bittiğimi de söyleyemem. Grup kendilerine has bir tarz yaratma konusunda gayet yerinde adımlar atmışlar. Öyle görkemli bir atmosfer yaratmak yerine, birkaç şarkı da o atmosferi bizlere sunmayı tercih etmişler. Albümde yer alan şarkıları çok fazla gölgelemeden yapılan bu atmosfer yaratma işini ben beğendim açıkçası. Aslına bakarsanız ben atmosferi güçlü albümleri severim fakat Black Metal’de. Onda da hakkı ile yapan grupları desteklerim. Albümün genel teması ölüm ve yeraltı ile alakalı dostlarım. Adı üstünde Doom ve Death Metal tarzında bir albüm. O yüzden bu temaların var olması gayet normal. Prodüksiyon açısından da başarılı bir albüm olmuş. Çok fazla modern bir soundu yok. Elbette old-school bir havada da değil. İkisinin arasında bir yerde kendine yer bulmuş. Albüm bütünsel ses olarak sizleri mutlu edecektir. Tok bir sounda sahip. Yazılan gitar riffleri güzel fakat daha da iyi şeyler ortaya konabilirmiş. İlk albümleri olmasına rağmen yine de iyi işler yapmış Pulchra Morte. Riff çeşitliliği konusunda yetersiz kalmış. Bunu bir sonraki albümde giderecektir diye düşünüyorum. Albümün dramatik bir havası var. Araya giren keman partisyonları sizlerin bir anda yüreğinizi dağlıyor. Vokal performansını sergileyen “Jason Barron”ın o tok brutal sesini sevdim. Bana Mikael Akerfeldt’i hatırlattı.
Özetleyecek olursam eğer, Divina Autem et Aniles güzel bir albüm olmuş. Dinlediğinizde “meh” dedirtmiyor kendisine. Ortalama üzeri şarkılar ve yeterli atmosferi ile Pulchra Morte bu albüm ile güzel bir giriş yapmış Metal camiasına. Bir sonraki yazıda görüşene dek hoşça kalın!
Albüm Puanı: 7,5/10
Yorumlar
Yorum Gönder