Albüm Kritik 342 (Soen / Lotus)


Sessizce dinlenmek, boynumu saran bir iple 
Seni temin ederim zaman yaklaşıyor…
(Opponent)


Yukarıdaki sözler oldukça karamsar ve üzücü görünüyorlar değil mi? Aslına bakarsanız bu sözleri yazmak bile belli bir duygu deviniminin sonucu olsa gerek diye düşünüyorum. Fakat işin aslında bu kadar dramatik olmadığını söylemem lazım daha yazının başında. 2018 yılı muhteşem bir yıl olmuştu Metal camiası için. İnanılmaz albümler dinledik. İnanılmaz baş yapıtlara şahit olduk. Gerçekten benim hiç unutamayacağım bir yıl oldu diyebilirim 2018 için. Özellikle ekstrem türlerde yaratılan albümler önünde secde etmemek için zor tuttum kendimi. Geçen yıl sizlere Soen’in 2014 yılında çıkardıkları ve albüm kapaklarını görür görmez dehşete düştüğüm “Tellurian” adlı albümlerinden söz etmiştim. Albümün kendisi beni memnun etse de öyle üst düzey derecede etkilendiğimi söyleyemem. Bu grubun bir albümünü daha incelemek istiyordum. İnceleyeceğim albüm ise 2019 yılına ait oldu. Ve iyi ki de oldu dostlarım. Çünkü sizlere “Lotus” adlı mükemmellikten uzun uzadıya bahsetmek istiyorum. Öylesine muazzam bir albüm olmuş ki, kulaklarım resmen müziğin en kusursuz hallerinden birine daha şahit olmuş oldu. Albümün neresinden başlayacağım inanın bilmiyorum. Fakat işin duygusal tarafından başlamak istiyorum. Zira bu albüm baştan sona sizlerin içini hem buruklaştırıyor hem de müziği ile yüzünüzde sıcak bir gülümseme sağlıyor.

Bazı sesler duyarsınız. Öylesine ruhunuzu okşar ki, öylesine içinizi ısıtır ki hayatınızda her zaman o sesin olmasını istersiniz. Ne bir adım atıp uzaklaşmak istersiniz ne de o sesin bir dirhem kısılmasını. Böyle tarif edeceğim albümlere ne şanslıyım ki ben çok denk geliyorum. Fakat Soen’in Lotus’u resmen hayatın sesi olmuş dostlarım. Baştan sona her şey mi bu kadar kusursuz olur. Enstrümanların  huzura eriştiği bir albüm olmuş. Yani, dinlerken kalbimi öylesine bir sıcaklık sarıyor ki, bu albümden başka bir albüm dinlememem gerekiyor gibi hissediyorum. Sizi öylesine derin etkiliyor ki, kayıtsız kalmanız imkansız gibi bir şey. Özellikle sizin karakterinizde de duygusallık ağır basıyorsa Lotus onu avucunun içine alacak ve şefkat dolu eliyle okşayacaktır. Şahsen ben böyle hissettim. Yazılan sözler elbette dramatik dostlarım. Çünkü Soen’in şarkı sözlerini oluşturan şeyler bu yönde oluyor. Böyle duygusal bir tema üzerine besteler yapıyorlar ve iyi ki de yapıyorlar. Zira kolay kolay duyamayacağınız düzeyde mükemmel şarkılar dinliyorsunuz. Soen’in bir yıldızlar topluluğu olduğunu Tellurian adlı albümlerini anlattığım yazımda değinmiştim. Böylesi kallavi adamlardan da zaten böyle muhteşemlik beklenirdi. Dikkatimi çeken en önemli şey ise Soen her bir albümünde öylesine güzel işler yaptı ki, bir önceki albümlerini aratmadılar asla. Lotus ise “daha ne yapılabilir ki” dedirten bir albüm oldu. Bunun üzerine neler yaparlar inanın düşünemiyorum şimdilik.



Soen'in Progressive Metal türünde var olduğunu söylemem gerekiyor tekrardan. Bilmeyenleriniz vardır diye düşünüyorum. Bu grubun var oluşu bence Metal camiası için çok önemli bir şey. Bence Progressive Metal geri planda kalan başka bir tür dostlarım. Evet, belli bir dinleyici kitlesi var ama bunun çok fazla ilerisine gidilmiyor. Bir başka yazımda da dile getirmiştim. Günümüzde ekstrem metal türleri ve Hard Rock ve Heavy Metal oluşumları daha fazla rağbet görüyor. Öyle ki Thrash Metal grupları (dev olanlar hariç) bile festivallerde küçük sahnelerde performanslarını sergiliyorlar. Progressive Metal her ne kadar ekstrem türler içinde yer alsa da Black Metal ve Death Metal gibi dört nala ilerleyen bir tür olamıyor. Fakat Soen bu duruma el atmış görünüyor. Opeth, Dream Theater gibi dev gruplardan sonra Soen de kendi kitlesini oluşturmaya başladı ve bu durum elbette Progressive Metal’e olan ilgiyi biraz daha arttıracaktır.


Lotus, duygusal teması ile vermesi gereken o eşsiz duyguyu çok güçlü bir şekilde dinleyenlerine veriyor. Açıkçası bu albümü dinlemeye başlamadan önce beni böylesine derinden etkileyeceğini hiç düşünmüyordum. Evet, Soen’i sevmiştim fakat normal derecede bir sevgiydi bu. Lotus’u dinledikten sonra ise vazgeçilmez gruplarımın listesine girdi. Öyle ki, günlerdir Lotus’u başa sarıp sarıp dinliyorum. Yarın Behemoth konserine gideceğim. İblis şarkılarını dinleyip kendimi ısındırmam gerekirken ben duygusal bir şekilde takılıyorum. Albüm için yazılmış rifflerin muazzamlığını anlatmak bile istemiyorum. Eğer, müzikle oldukça içli dışlı iseniz sadece Metal’de değil birçok türde bu albümün yıkıcı bir enstrümantal eziciliği olduğunu sizler de dinlediğinizde fark edeceksinizdir. Gerek melodik partisyonlar gerekse de o içinizi okşayan melodiler ile yumuşak bir şekilde sevişen gitar rifflerinin ne kadar uyumlu olduğunu anlayacaksınızdır. Yazılan her şarkının içinde öylesine güzel bileşimler var ki, sanki gökyüzünde yürüyormuşsunuz gibi bir his uyandırıyor. Aşk, ölüm, ayrılık, birleşmek gibi içsel duyguları da zaten böylesi nadide bestelerle dinlemek gerekirdi. Bütün enstrümanlar kusursuz bir şekilde kulaklarınızda çınlıyor. Albümün prodüksiyonu için ise diyecek tek kelime var; harikulade! Soen, resmen müzik teriminin tam karşılığına kendisini koymuş.


Albümün her şeyi muhteşem. Fakat öne çıkan kesinlikle “Joel Ekelöf”ün gözlerinizi mutluluktan, aynı zamanda da hüzünden dolduracak o eşsiz sesi oluyor. Dinlediğim en güzel vokallerden birisi kesinlikle bu adam. Öylesine yumuşak ve güçlü bir sesi var ki dinlerken tüyleriniz diken diken oluyor. Her şarkıda kusursuz bir performans sergilemiş. Joel’i dinlerken bambaşka diyarlara gidiyorsunuz. Benim en sevdiğim 5 vokal arasında kesinlikle bu adam var. Sesi hayat öpücüğü gibi. Lotus, 1 şubatta çıkan bir albüm ve yılın en iyi albümlerinden biri olma olasılığı ise %99. Dinledikçe sizlere gerçek müzik nasıl yapılır onu gösteriyor. İyi ki Lotus’u bizlere sunmuş Soen. İyi ki varsın Soen. Bir başka yazıda görüşmek üzere. Kapanışı bu defa albümde en çok sevdiğim şarkı olan “Rival”ın (diğerlerini de çok seviyorum fakat bu bir tık daha fazla) bir küple sözü ile bitiriyorum. Kendinize iyi bakın!

Tüm sahip olduklarım, kayboldu! 
Ellerim duvarlarınızı yakacak! 
Düşmüş olan, işte bu benim 
Kaybın komutanı!
(Rival)

Albüm Puanı: 10/10


Yorumlar