Merhaba sevgili dostlarım, yine iğrenç bir yağmurlu günden sizleri selamlıyorum. Günlerdir yağan yağmur artık benim midemi bulandırmaya başladı. Özellikle gezmeye fırsatımın olduğu şu günlerde yağmur nedeni ile bunu gerçekleştirememek üzücü oluyor. Neyse daha fazla bu konuda dert yanmak istemiyorum. Bugün sizleri ekstrem türlerden biraz uzaklaştıracağım. Hard Rock ve Heavy Metal kırması bir albümden sizlere söz edeceğim. “Witch Hazel”ın 2018 yılında çıkardığı ve oldukça övgü alan albümleri “Otherworldly”yi huzurlarınıza sunuyorum.
Black Metal ve kardeş ekstrem metal türlerinden oldukça yoğun albüm incelemeleri yaptıktan sonra aralara böyle şeker albümler serpiştirmek güzel oluyor. Kaldı ki Heavy Metal albümlerini incelemek benim için ayrı bir haz verir. Yukarıda grubun yaptığı tür için Hard Rock ve Heavy Metal kırması desem de Doom Metal ve Occult Rock tınılarını da yeterli bir şekilde Witch Hazel’dan duyuyorsunuz. Zaten grubu dinlediğiniz zaman bol bol “Black Sabbath” esintilerini fark ediyorsunuz. Black Sabbath’a bu kadar çok benzeyen başka bir grup daha görmemiştim. Özellikle albümde yer alan “Meat For The Beast” adlı şarkıları Black Sabbath’ın “Hole In The Sky” adlı şarkılarının neredeyse birebir aynısı olmuş. İskelet ve kas oluşumlarında iki şarkı arasında fark bulmak oldukça zor. Vokal güfteleri bile aynı senkronda olmuş. Oldukça garip bir iş çıkardıklarını söylemem gerek. Evet, etkileşim kurmak illa ki olacaktır fakat bu denli benzer bir şarkı yaratmaya da gerek yoktu diye düşünüyorum. İşin garip tarafı grup öylesine sağlam bir sound yakalamış ki, albüm kendisini cayır cayır dinlettiriyor. Bas gitarın çelik tellerinin sürekli kulaklarınızda çınlıyor oluşu, davulun oldukça sağlam bir kayıt tekniği ile kaydedilmiş olması, gitar rifflerinin old-school tarzdan ödün vermeden şarkılarda kol gezmesi ve vokalin Ozzy’nin ses aralığına yakın bir seste şarkıları seslendiriyor olması albümü oldukça etkileyici kılmaya yetiyor da artıyor. Bana deseler ki bu dinlediğin (vokalleri duymayacağım) bir Black Sabbath albümü, inanmama olasılığım oldukça düşük olurdu. Bunu tam anlamıyla başarı sayamıyorum ben. Çünkü grupların kendi özgün tutumlarını daha yoğun bir şekilde dinleyenlerine sunmaları gerektiğini düşünüyorum. İlla ki, esinlenme olacaktır fakat bu taklit etmeye doğru kayarsa işte orada sıkıntı başlar.
2007 yılında temelleri atılan Witch Hazel, ilk stüdyo albümleri olan “Forsaken Remedies”i 2012 yılında çıkarmış ve aradan geçen 6 yıldan sonra da şu an sizlere sözünü ettiğim “Otherwordly”i bizlere sunmuşlar. Oldukça uzun bir süre beklemişler ikinci albümü çıkarmak için. Bunun ekonomik nedeni varsa o konu da çok fazla bir şey diyemem. Fakat eğer bu tamamen grubun ikinci albüme odaklanma süreci ile ilgiliyse de baya odaklanma sorunları oldukları açık ve net görünüyor. Amerikalı grubumuzun böylesine övgü ile söz edilmesini aslında anlayabiliyorum. Zira Metal dünyasında şu an ciddi bölünmeler söz konusu dostlarım. Bir elin 5 parmağını geçmeyecek türler oldukça revaçta olup, diğer ara türler ne yazık ki üvey evlat muamelesi görüyorlar. Bu revaçta olan türlerin çoğunluğunu ekstrem türler oluşturuyor. Old-school tarzda yapılan Heavy Metal veya Doom Metal de revaçta olan diğer bir tür olunca haliyle Witch Hazel’ın müziği oldukça beğeniliyor. Albüm için kötü demek büyük haksızlık olur. Çünkü ben de beğenerek dinledim. Fakat yukarıda da söz ettiğim özgünlük konusunda ne yazık ki sınıfta kalıyor Witch Hazel. Sevdikleri grupları “Bandcamp” sayfalarında yazmışlar. “Witchcraft, Ghost, Uncle Acid & The Deadbeats” gibi daha birçok grup yer alıyor. Sadece buraya yazdığım bu üç grup ile kendi yollarını açan ve özgünlükleri ile kitleleri arkasından sürükleyebilen gruplardır. Belki Ghost bunlar içinde en popüler olanı olabilir. Fakat diğer iki grubun yaptığı müzikleri de dinlediyseniz nasıl kendilerine münhasır bir patika çizdiklerini fark etmişsinizdir.
Otherworldly için yazılmış riffler bütünsel olarak gayet başarılılar. Dediğim gibi oldukça fazla Black Sabbath öykünmesine şahitlik ediyorsunuz. Fakat bugün sağlam bir Rock albümü dinlemek istiyorum dediğiniz de oldukça beğenerek dinleyebileceğiniz şarkıları barındırıyor. Bas gitarın albümde oldukça kaslı durmasını sevdim. Zaten böylesi bir albümde geri planda durması kadar saçma bir şey de olamazdı. Albümde 8 şarkı yer alıyor. Baştan sona iki defa dinledim Otherworldly’i. İlk dinlediğimde hiçbir sıkıntı duymadım. Fakat ikinci dinleyişimde beşinci şarkıdan sonra “meh” dedirtti. Belki de özgünlüklerinin hemen hemen hiç olmayışından dolayı sabrım yetmedi. Bir başka yazıda görüşmek üzere hoşça kalın dostlarım!
Albüm Puanı: 7/10
Black Metal ve kardeş ekstrem metal türlerinden oldukça yoğun albüm incelemeleri yaptıktan sonra aralara böyle şeker albümler serpiştirmek güzel oluyor. Kaldı ki Heavy Metal albümlerini incelemek benim için ayrı bir haz verir. Yukarıda grubun yaptığı tür için Hard Rock ve Heavy Metal kırması desem de Doom Metal ve Occult Rock tınılarını da yeterli bir şekilde Witch Hazel’dan duyuyorsunuz. Zaten grubu dinlediğiniz zaman bol bol “Black Sabbath” esintilerini fark ediyorsunuz. Black Sabbath’a bu kadar çok benzeyen başka bir grup daha görmemiştim. Özellikle albümde yer alan “Meat For The Beast” adlı şarkıları Black Sabbath’ın “Hole In The Sky” adlı şarkılarının neredeyse birebir aynısı olmuş. İskelet ve kas oluşumlarında iki şarkı arasında fark bulmak oldukça zor. Vokal güfteleri bile aynı senkronda olmuş. Oldukça garip bir iş çıkardıklarını söylemem gerek. Evet, etkileşim kurmak illa ki olacaktır fakat bu denli benzer bir şarkı yaratmaya da gerek yoktu diye düşünüyorum. İşin garip tarafı grup öylesine sağlam bir sound yakalamış ki, albüm kendisini cayır cayır dinlettiriyor. Bas gitarın çelik tellerinin sürekli kulaklarınızda çınlıyor oluşu, davulun oldukça sağlam bir kayıt tekniği ile kaydedilmiş olması, gitar rifflerinin old-school tarzdan ödün vermeden şarkılarda kol gezmesi ve vokalin Ozzy’nin ses aralığına yakın bir seste şarkıları seslendiriyor olması albümü oldukça etkileyici kılmaya yetiyor da artıyor. Bana deseler ki bu dinlediğin (vokalleri duymayacağım) bir Black Sabbath albümü, inanmama olasılığım oldukça düşük olurdu. Bunu tam anlamıyla başarı sayamıyorum ben. Çünkü grupların kendi özgün tutumlarını daha yoğun bir şekilde dinleyenlerine sunmaları gerektiğini düşünüyorum. İlla ki, esinlenme olacaktır fakat bu taklit etmeye doğru kayarsa işte orada sıkıntı başlar.
2007 yılında temelleri atılan Witch Hazel, ilk stüdyo albümleri olan “Forsaken Remedies”i 2012 yılında çıkarmış ve aradan geçen 6 yıldan sonra da şu an sizlere sözünü ettiğim “Otherwordly”i bizlere sunmuşlar. Oldukça uzun bir süre beklemişler ikinci albümü çıkarmak için. Bunun ekonomik nedeni varsa o konu da çok fazla bir şey diyemem. Fakat eğer bu tamamen grubun ikinci albüme odaklanma süreci ile ilgiliyse de baya odaklanma sorunları oldukları açık ve net görünüyor. Amerikalı grubumuzun böylesine övgü ile söz edilmesini aslında anlayabiliyorum. Zira Metal dünyasında şu an ciddi bölünmeler söz konusu dostlarım. Bir elin 5 parmağını geçmeyecek türler oldukça revaçta olup, diğer ara türler ne yazık ki üvey evlat muamelesi görüyorlar. Bu revaçta olan türlerin çoğunluğunu ekstrem türler oluşturuyor. Old-school tarzda yapılan Heavy Metal veya Doom Metal de revaçta olan diğer bir tür olunca haliyle Witch Hazel’ın müziği oldukça beğeniliyor. Albüm için kötü demek büyük haksızlık olur. Çünkü ben de beğenerek dinledim. Fakat yukarıda da söz ettiğim özgünlük konusunda ne yazık ki sınıfta kalıyor Witch Hazel. Sevdikleri grupları “Bandcamp” sayfalarında yazmışlar. “Witchcraft, Ghost, Uncle Acid & The Deadbeats” gibi daha birçok grup yer alıyor. Sadece buraya yazdığım bu üç grup ile kendi yollarını açan ve özgünlükleri ile kitleleri arkasından sürükleyebilen gruplardır. Belki Ghost bunlar içinde en popüler olanı olabilir. Fakat diğer iki grubun yaptığı müzikleri de dinlediyseniz nasıl kendilerine münhasır bir patika çizdiklerini fark etmişsinizdir.
Otherworldly için yazılmış riffler bütünsel olarak gayet başarılılar. Dediğim gibi oldukça fazla Black Sabbath öykünmesine şahitlik ediyorsunuz. Fakat bugün sağlam bir Rock albümü dinlemek istiyorum dediğiniz de oldukça beğenerek dinleyebileceğiniz şarkıları barındırıyor. Bas gitarın albümde oldukça kaslı durmasını sevdim. Zaten böylesi bir albümde geri planda durması kadar saçma bir şey de olamazdı. Albümde 8 şarkı yer alıyor. Baştan sona iki defa dinledim Otherworldly’i. İlk dinlediğimde hiçbir sıkıntı duymadım. Fakat ikinci dinleyişimde beşinci şarkıdan sonra “meh” dedirtti. Belki de özgünlüklerinin hemen hemen hiç olmayışından dolayı sabrım yetmedi. Bir başka yazıda görüşmek üzere hoşça kalın dostlarım!
Albüm Puanı: 7/10
Yorumlar
Yorum Gönder