Albüm Kritik 328 (Black Sabbath / Born Again)

Merhaba sevgili dostlarım, hava güzel olunca kendimi dışarı atayım dedim. Fakat dışarı atma işini yine bilgisayarım ve kitabım olmadan yapamadım. Evden çıkmaya karar verdiğim de bir bakıyorum bu ikisi çantamda bitivermiş. Kitabım olmadan zaten çıkmam da bilgisayarı da yanıma almam artık aşırı oluyor gibi gelmeye başladı. Bunun sebebi gece ertesi gün neler yapacağımı kafamda tasarladığımdan oluyor. Eğer yazı yazma planım varsa o yazı planlandığı günde yazılmalıdır. Yoksa stres oluyorum. Her neyse günlüğümden sizlere bir paragraf paylaştım gibi hissettim (günlük tutmuyorum). Bugün köklere geri dönüş yapacaktım. Bir de baktım ki o köklere geri dönüşte listeye “Black Sabbath”ı da almışım doğal olarak. Fakat söz konusu bir Black Sabbath albümü değerlendirmesi olunca haliyle benim gülesim geldi. Zira Metal Music Share Plus’ta şu anda hale hazırda 10 tane ("13" albümlerini özel albüm diye yazmıştım ki oldukça kötü bir yazıdır, onu tekrar yazacağım için saymıyorum) Sabbath albümü var. Bunun nedeni ise zamanında (18 Mart 2016) bütün Black Sabbath albümlerini buraya yazacağımı söylediğim içindir. Aradan neredeyse 3 sene geçecek fakat ben albümlerini tamamlayamadım İngiliz dev grubun. Fakat yazmaktan da vazgeçmedim. Bugün köklere geri dönüşün de içinde olacağı için mutlu olduğum ve Black Sabbath’ın 11. Stüdyo albümü olan “Born Again”den sizlere söz edeceğim. Uzun bir girişten sonra isterseniz arkanıza yaslanın ve kapağında deccal olan şu albüme bir giriş yapalım.

Black Sabbath’ın serüveninden gerek “Beni Etkileyen 15 Metal Grubu” adlı yazı dizisinde gerekse de albüm değerlendirmelerini yaparken oldukça yoğun bir şekilde bahsettim. O yüzden burada çok fazla o konulara girmeden yazıya devam edeceğim. Black Sabbath dendiği zaman herkesin gözü önünde hemen bir resim beliriveriyor. Tommy Iommi, Geezer Butler, Bill Ward ve Ozzy Osbourne'den oluşan bir resimden söz ediyorum. Fakat Ozzy’nin yerine Dio’nun geldiği dönemlerde var bildiğiniz üzere. Born Again albümünden önce yayınladıkları “Mob Rules”ta Dio aslında son kaydını yapmıştı Black Sabbath ile. Born Again albümlerinde ise “Ian Gillan” ile şarkıları kaydetmişler. Aslına bakarsanız Ian Gillan’ın sesini çok beğenen biri değilimdir. Born Again’de de Ian’ı görünce biraz şüpheyle yaklaştım. Fakat elbette peşin hüküm vermek gibi bir yanlışa düşmedim. Born Again’i dinlediğim süre boyunca ne yalan söyleyeyim Dio’nun sesini çok aradım. Bakın Ozzy’nin değil Dio’nun. Mob Rules’taki performansı beni öylesine etkilemişti ki Dio’nun bir anda Ozzy’i unutturdu bana. Fakat Ian’ın sesine ısınamadım Born Again’de de.

1983 yılında çıkan Born Again’in prodüksiyon kalitesine açıkçası ben çok şaşırdım. Çünkü bu albümden önce çıkan Mob Rules’un nasıl güzel bir kayıt kalitesi varsa Born Again’in de ne yazık ki o kadar kötü bir prodüksiyon kalitesi var. Öylesine tok bir sounda sahip ki albüm, ne zaman biraz olsun tiz sesler duyacağız diye bekliyorsunuz. Sadece tok bir sounda sahip olması aslında bir sorun değil. Sorunu yaratan en büyük şey yazılan rifflerin şu zamana kadar incelediğim 10 Black Sabbath albümleri içinde belki de en kötü olanlarının bu albümde toplanmış olması dostlarım. Hem rifflerin kötü oluşu hem de prodüksiyonun üzücü olması ortaya ne yazık ki tatmin edici bir sonuç çıkarmıyor. Black Sabbath’ın atmosfer yaratma konusunda çok yetenekli olmadığı aşikar. Bunu daha önceki birkaç albümünde de gördük. Fakat Born Again’de durum zirveye ulaşmış. Albüm kapağı öylesine dehşet duruyor ki (o dönem için) haliyle albümü dinlemeden heyecanınız tavan yapıyor. Fakat albümü dinlemeye başladığınızda öylesine sıradan şeylerle karşılaşıyorsunuz ki, bunun bir Black Sabbath albümü olmasına şaşırıyorsunuz. Zaten Born Again ile birlikte Black Sabbath hepten bir düşüş dönemine giriyor. En azından yazılanlar o yönde. Born Again'de bunu ben de sezdim.

Black Sabbath 1983 yılında Stockholm'de.

Albümün en umut verici partisyonları Geezer’ın bas gitarı ile dümeni ele aldığı anlar olmuş. En azından bas gitar konusunda bir şeyler sizi mutlu edebiliyor. Yazılan gitar soloları bile o kadar ruhsuz ki, Iommi gitar çalmak için çalmış resmen. Ortaya bir albüm koymak için yazılmış bir albümden öteye gidemedi benim için Born Again. 8 şarkıdan oluşan Born Again neyse ki kısa süreli şarkılardan oluşuyor. Bunu yazmak bile benim için inanılmaz derece de huzursuz edici fakat “neyse ki” sözcüğünü kullanmalıydım. Bir sonraki yazıda görüşene dek hoşça kalın sevgili dostlarım.

Albüm Puanı: 6/10



Yorumlar