Albüm Kritik 311 (Wayfarer / World's Blood)

Dün huzurlarınıza sunduğum Panopticon’un estetik albümü “The Scars of Man on the Once Nameless Wilderness Part 2”den sonra bugün de yine sizleri bir Atmosferik Black Metal albümü ile karşılıyorum. Bu yıl çıkan albümleri artık tüketmek üzereyim. Bugün sizlere bahsedeceğim albüm gerçekten kesinlikle dinlenmesi gereken bir albüm dostlarım. Muhteşem veya eşsiz bir albüm olduğu için değil. Atmosferik Black Metal konusunda gerçekten önemli bir grup olduklarını düşündüğüm için. “Wayfarer” adlı ABDli grubumuzun 2018’in mayıs ayında çıkardığı “World’s Blood” adlı albümlerinden sizlere söz edeceğim.

Amerikalı grupların Atmosferik Black Metal’e yönelmelerine ben çok şaşırıyorum aslına bakarsanız. Yediğiniz önünüzde yemediğinizi sizin yerinize sömürüyorlar zaten. Elbette her birey aynı mantalitede olacak diye bir kaide yok. Fakat popülasyonun büyük bir kısmı öyle olunca ister istemez şaşırıyorum. Çünkü bu türde bildiğiniz üzere aşırı derecede karamsar bir hava var. Haliyle böyle bir havaya girecek neden etkilenmiş olabilirler diye insan düşünmüyor değil. İşin daha ilginç tarafı ise bu türde gerçekten muazzam bir başarı yakalıyorlar. Harikulade albümler dinledim dostlarım Amerikalı Atmosferik Black Metal gruplarından. Ne güzeldir ki dinlemeye de devam ediyorum. Wayfarer’i daha bugün keşfettim dostlarım. Birkaç saattir dinliyorum World’s Blood albümlerini. İlk şarkı yetti aslında albüm hakkındaki düşüncelerim için. Hani bazılarınız için “hah işte tam da bu” dediğiniz durumlar olur ya, benim için de World’s Blood işte öyle bir etki yarattı. Bana hitap eden ve dinlemekten çok zevk alacağım bir albümü dinleyeceğimi daha ilk şarkıdan fark etmiştim. Albümdeki şarkıları birer birer dinlediğimde de bu konuda yanılmadığımı kanıtladım kendi kendime. Yukarıda da dediğim gibi belki mükemmel bir albüm değil, belki eşsiz değil ama Atmosferik Black Metal’in o simsiyah ruhunu çok iyi bir şekilde dinleyenine verebiliyor.

Wayfarer, 2011 yılından bu yana bu müziği icra ediyormuş. Aslına bakarsanız yeni bir oluşum diyebiliriz. Müzikal yetenekleri açısından baktığımızda, oldukça iyi bir düzeyde olduklarını gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Zaten World’s Blood, grubun üçüncü stüdyo albümü ve haliyle dostlarımız da kendilerini oldukça geliştirmişlerdir. Wayfarer ile bu albümleri ile tanıştığım için diğer albümleri hakkında ahkam kesemiyorum. World’s Blood’ın içinde de yine doğa ve tarihsel konular var. Doğaya yönelen birçok Atmosferik Black Metal grubu gibi Wayfare da dramatik bir şekilde duygularını aktarmayı tercih etmiş. Yazılan gitar riffleri bu tür için bence gayet yeterli olmuş. Evet, çok üst düzey işler var diyemem ama sizi sıkacak herhangi bir şey de yok. Albüm kendisini gayet güzel bir şekilde dinlettiriyor. Sizleri kendi karanlık, köhne hücresine dahil ediyor ve karşılıklı çıplak bir şekilde oturuyorsunuz. Vücudunuz tamamen karanlığa kendisini teslim etmiş durumda. Siyah, artık sizin giysiniz olmuş. Her şarkı sizi biraz daha gün ışığından azade ediyor. Grubun vermek istediği o kasvetli hava dosdoğru sizin damarlarınızda dolaşıyor.

Albüm prodüksiyon açısından çok başarılı olmuş. Bir Atmosferik Black Metal albümü nasıl olmalıysa World’s Blood da öyle olmuş. Tamamen modern bir sound yerine Retro bir soundu da içinde barındırıyor. Davulun ve gitarın tonları gerçekten çok güzel olmuş. Kulağınızı tırmalayan herhangi bir unsur yok. Bas gitarın da çok fazla arka plana atılmayışı benim beğenimi kazanan bir başka artı puan oldu. Albüm içinde 5 şarkı barındırmasına rağmen yaklaşık 45 dakikalık bir süreye sahip. Şarkılar haliyle standartların üzerinde bir süreye sahip. Fakat bu herhangi bir negatif etki yaratmıyor. Zaten bu türdeki şarkılar genellikle uzunca oluyorlar. Ayrıca her şarkıyı dinlerken gayet memnun oluyorsunuz.


Wayfarer, benim için yakından takip etmek isteyeceğim bir grup oldu. Aslında Agalloch’un dağılmasından sonra öylesine büyük düş kırıklığı yaşadım ki, onun patikasında giden grupları dinlemeyi istiyorum. Panopticon ve Wayfarer şimdilik bu hasretimi telkin ettiler. Umarım daha fazla grup tanıma şansım olur ve böyle güzel albümler dinlerim. Bir başka yazıda görüşene dek hoşça kalın.

Albüm Puanı: 8,5/10



Yorumlar