Albüm Kritik 304 (Yes / Yes)

Metal müzik tutkunları olarak öylesine farklı gruplarla tanışıyoruz ki, bu serüvenin sonu gelmeyecekmiş gibi geliyor. Çünkü Metal müzik günümüzün en değerli müzik türlerinden biri konumundadır. Bunun çok iddialı olduğunu düşünüyor musunuz? Eğer düşünenleriniz varsa da düşüncelerinizde elbette haklısınız. Fakat Metal müziğin kendisi zaten diğer bütün müzik türlerine göre en iddialı olanı değil mi sizce de? Yer yüzünde var olan canlı, cansız her şey gibi Metal müzik de evrim sonucu ortaya çıkmıştır. Bu sert müziğin doğuşunu birçoğunuz zaten biliyordur. Burada her şeyi başa sarmak gibi bir niyetim yok. Zaten öyle bir şey yapmaya kalkışırsam da bu yazı saatlerimi alır ve sayfalarca sürer gider. Elektrik gitarın varlığını en güzel taçlandıran Müzik hiç şüphesiz Rock ve türevleri olmuştur. Elektrik gitar dediğimizde artık hangi grup veya hangi Rock veya Metal şarkısı gibi sorular da peşi sıra geliyor. Bir önceki albüm değerlendirmem olan Wolvhammer’ın “The Monuments of Ash & Bone”unda da dile getirdiğim gibi bir süre 2018 model albüm değerlendirmelerine ara vereceğim. Fakat bu ara vermeyi çok fazla uzatmak istemiyorum. Zira artık 2018’in bitmesine çok az bir zaman kaldı ve aralara yine bu yıl çıkan albümleri serpiştirebilirim. Bugün, dibimiz düşerek dinlediğimiz sert müziğimizin köklerine ineceğiz. Bu köklere inme işine ise 1968 yılında Rock müziğin anavatanı olarak kabul edilen İngiltere’de temelleri atılan ve günümüzdeki bütün Rock ve Metal müzik gruplarının (hatta diğer türlerin de) etkilendiği “YES” grubunun kendi adını verdiği ilk albümleriyle başlayacağız.

Yes ile başlamamın özel bir nedeni yok ama bu geri dönüş fikri aklıma ilk geldiğinde bir anda kafamın bir köşesinde Yes ismi beliriverdi. Daha önce grubu hiç dinlememiştim. Nasıl bir müzik ile karşılaşacağımı az çok biliyordum ama. Çünkü “The Beatles ve The Who” gibi grupların bir iki şarkısını dinlediğim için tahmin yürütebiliyordum. Yes’in çıktığı dönem gerek siyasal gerekse de müzikal anlamda oldukça çalkantılı bir dönemdi. Pop müziğin artık insanları tatmin etmiyordu ve insanların içinde var olan anarşik duyguların ve hırçınlıklarının ortaya çıkması lazımdı. Bunu ise elektrik gitarlarını alanlar ve davulları ile klasik tempolar yerine daha farklı çeşitlemeler deneyen elemanların bir araya gelmesi sonucu oluşan “aşırı” olarak adlandırılan Rock müzik sağlıyordu. Hippilerin ellerinde var olan “Country Müzik” tınılarından da oldukça fazla etkileşim sağlayan ilk dalga Rock grupları artık bayraklarını göndere çekmeye hazırlardı. İşte bu ilk dalga gruplarından biri de Yes’ti. Fakat Yes, soft bir Rock müzik ile dinleyicilerin karşısına çıkmak yerine daha progresif bir duruş ile merhaba dedi. Hatta bu progresiflik o dönem için gerçekten de inanılmaz derecede “aşırı” olmuş diyebilirim. Zira yazılan şarkılar hiçte öyle insanlar günü geçirmek için dinlesinler diye yazılmış şarkılar değiller. Bir defa şarkıların süresi ortalamanın üzerinde dostlarım. O zamanki şarkıların süresi ne kadar uzun olursa, radyoda çalınması da o kadar zorlaştığı için en fazla 3 veya 3 buçuk dakikalık şarkıları kabul ediyordu prodüktörler. Fakat Yes bu durumu hiç umursamamış diyebiliriz. Evet, albümde 3 dakikanın altında bir şarkı var. Fakat sadece 1 tane var dostlarım. Albümdeki şarkıların ortalama süresi 4 dakika kadar. Bence bu Yes için sağlam bir duruş sergileme sembolünden başka bir şey değil!

Albümü prodüksiyon açısından değerlendirmenin çok mantıklı olduğunu düşünmüyorum. Zira o dönem çıkan birçok albüm hemen hemen aynı sounda ve aynı kaliteye sahip neredeyse. Fakat Yes için döneminin şartlarına göre oldukça iyi bir prodüksiyon ile çıktığını söyleyebiliriz. Özellikle bas gitarın gerçekten süper ötesi tonu ve “Chris Squire”in müthiş besteleri ile bas senfonisi dinliyorsunuz resmen. İşte bu adamların yaratıcılıkları günümüzde hala birçok grupta yok. Öylesine yavan şeylerle karşılaşabiliyoruz ki bazen, geriye dönüp Yes gibi grupları dinlediğimizde “yazıklar olsun” diyoruz o ruhsuz gruplara. Albüm genel olarak normal bir tempoda ilerliyor. Yer yer davulun çıldırdığı noktalarda sizler de o seksi partisyonlara kayıtsız kalamıyorsunuz tabi ki. Davulun kayıt kalitesi dönemine göre bence çok başarılı olmuş. Modern davul soundu (günümüz için) olmamasına rağmen her şey çok net duyuluyor. Yes’i dinlerken o progresifliği damarlarınızda hissediyorsanız. Eğer sizler günümüz progresif Rock veya Metal grupları ile kıyaslama yaparsanız baya yanlış yapmış olursunuz. Albümü çıktığı yıla ve döneme göre değerlendirmemiz gerekiyor öyle değil mi? Albümün dağıtımını üstlenen "Atlantic Records"un sahibinin de "Ahmet Ertegün" adında bir Türk iş adamı ve söz yazarı olduğunu da belirtmeden geçmeyeyim.

Yazılan gitar riffleri ve melodik besteler gerçekten çok özel olmuş. Birçok günümüz şarkılarının bu bestelerden esinlenip, günümüz grupları tarafından albümlerine dahil edilmiş olduklarını keşfediyorsunuz. O dönemin bir başka popüler olaylarından biri ise; birden fazla kişinin şarkıları söylüyor olmasıymış belli ki. Yes’te de durum böyle dostlarım. John Anderson (esas vokal), Peter Banks (gitar ve geri vokal) ve Chris Squire (bas ve geri vokal) üçlüsü şarkıları dile getiriyorlar. Bu tarz vokaller o dönemki sert müzikler için sırıtmasa da günümüzde çok tercih edilen bir seçenek değil. Bu tek vokal tercihi için şarkıları söyleyen kişinin “frontman”lik egoistliğini yaşamasını da sayabiliriz belki (hepsi için demiyorum elbette). Yazılan besteler çok güzel dostlarım. Zaten bu adamlar görkemli bir çağın açılışını gerçekleştirdikleri için kötü bir şey söylemek zor oluyor.

Yes (1969)

Yes, kendi adlarını verdikleri ilk albümleri ile etkileyici bir çıkış yapmışlar. Progresif ögelerin yanı sıra Jazz ve Blues gibi tınıların da şarkıların içinde gezindiği, oldukça güzide bir albüm dinledim. Yes ile tanışmam çok hoş oldu. Darısı diğer eski gruplarla tanışmama diyeyim. Grubun günümüzde aktif olduğunu okudum. Fakat bu yıl çıkardıkları sadece bir konser albümleri var. En son stüdyo albümleri olan “Heaven & Earth”ü ise 2014 yılında yayınlamışlar. Bir başka yazıda görüşene dek hoşça kalın dostlarım!

Albüm Puanı: 10/10



Yorumlar