Merhaba sevgili dostlarım, bugün sizlere yeni bir grubun ilk albümünden bahsedeceğim. 2 hafta önce keşfettiğim “The Spirit” isimli Alman Black Meral grubunu uzun süredir dinliyorum. Gerçekten oldukça ümit verici bir duruş ile dinleyenlerin karşısına çıkıyor The Spirit. Tamamen şans eseri karşılaştığım The Spirit’in müziğinden fazlası ile memnun kaldım. 2015 yılında karanlık müzik yapmaya başlayan grubun ilk albümü ise geçtiğimiz ayın 13’ünde çıktı. Sizleri safkan Black Metal’i olabildiğince iyi bir şekilde icra eden ve ufak tefek özgün dokunuşlarla kulaklarınıza oldukça süper bir ses cümbüşü sunan “Sounds From The Vortex” albümünden bahsedeceğim.
Black Metal üretmeye başlayan grupların sayısı giderek artıyor. Bu, karanlık müziğin ne kadar etkileyici bir tür olduğunun en büyük kanıtıdır. Aslına bakarsanız Black Metal çatısı altında toplanan grupların fütursuzca lanetli albümler ortaya koyması, yeni cenahın oldukça ilgisini çekiyor. Günahın cezbedici tarafına olan eğilimin artışı beni oldukça mutlu ediyor. Burada günah nedir, ne değildir tartışmasını açacak değilim. Bu müziği dinlediğimiz için süper ahlaklı insanlar tarafından direkt günahkâr olarak adlandırıldığımız için öyle yazdım. The Spirit, ilk defa yer altı sahnesine çıkmış olmasına rağmen oldukça tutarlı ve sağlam bir albüm ile dinleyenlerini selamlıyor. En ufak bir güçsüzlük göstermeden, karanlık müziğin lanetli tarafını kaya gibi bizlerin önüne atıyor. Albüm kendisini öylesine güzel dinlettiriyor ki, sıkıcı olduğunu düşünecek nadir insan çıkar diye düşünüyorum. Bu zamana kadar albümü 8-9 kere baştan sona kadar dinledim ve her dinlediğim de gayet memnun oldum. Çünkü safkan Black Metal’i korumakla kalmamış The Spirit, normalde sürekli kendini tekrar eden birkaç rifften oluşan bu müziğe kallavi riff eklemeleri yapmış. Hal böyle olunca da en ufak bir can sıkıcı duruma rastlayamıyorsunuz albümde.
The Spirit, ilk albümleri ile resmen gövde gösterisi yapmış. Bu alemde yer alan oldukça cüsseli grupların karşısına dimdik çıkmış. Bu çok önemli bir şey dostlarım. Bazı grupların çıkış albümleri sıradan olurken bazıları da işte böyle küheylan gibi oluyor. Albüm prodüksiyon açısından gayet başarılı olmuş. Safkan Black Metal olsa da yapılan tür, çok aşırı bir çiğlik yok albümde. “Gorgoroth”un veya “Marduk”un çıkış albümlerinde var olan o çiğ gitar soundu yok. Ben o leş gibi gitar sesini de çok severim. Fakat The Spirit’in icra ettiği çok riffli Black Metal’e uymazdı o sound zaten. Yer yer melodik tınıların girdiği fakat bir anda patlama etkisi yaratan olağanüstü kaotik rifflerle bezeli şarkıları dinlerken kendimden geçtiğim anlar oldu. Öylesine şahane bir planlama yapmışlar ki albüm için, her bir detayı ile kendisini alkışlattırıyor. Gerek yazılan riffler ve melodik partisyonlar, gerek seleflerinden aşağı kalmayan çiğ vokali, gerek sizleri kendinden geçiren davul atakları ile yılların Black Metal grubuymuş edası veriyor Alman dostlarımız. The Spirit, çok güçlü bir müzik yapıyor. Sizler de dinlediğinizde bu gücü tüm vücudunuzda hissediyorsunuz.
Şarkı sözlerinde karamsarlığa yer veriyor grubumuz. Yine insanlığın geldiği nokta üzerine sıkça duruluyor. Doymak bilmeyen, hiçbir şey ile yetinmeyen ve sürekli daha fazlasını isteyen açgözlü insan evladından bahsediyor dostlarımız. Grubun kimlerden oluştuğunu da yazayım da herkes bilsin. Davulda “MS” (Ex-Crimson Moon), gitarda “AK”, bas gitarda “AT” (Ex-Neocortex) ve vokalde ise bana oldukça tanıdık geldiğini düşündüğüm olan bu ses konusunda yanılmamışım ve kendisi “MT” (Ex-Melechesh Live) solisti imiş. Bütün grubu yazmış olsam da hala belirsizlikler silsilesi elbette devam ediyor.
Özetleyecek olursam; The Spirit ilk albümleri ile oldukça ciddi bir tavır ortaya koymuşlar. Şakalarının olmadığını ve bu karanlık patikada onlara da yer açılması gerektiğini sağlam bir şekilde belirtmiş. Dinlemekten oldukça zevk aldığım ve bu yıl dinlediğim en güzel Black Metal albümlerinden biri olarak nitelendirebileceğim muhteşem bir albüm olmuş “Sounds From The Vortex”. Dinlemezseniz, üzülürsünüz. Görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 9/10
Black Metal üretmeye başlayan grupların sayısı giderek artıyor. Bu, karanlık müziğin ne kadar etkileyici bir tür olduğunun en büyük kanıtıdır. Aslına bakarsanız Black Metal çatısı altında toplanan grupların fütursuzca lanetli albümler ortaya koyması, yeni cenahın oldukça ilgisini çekiyor. Günahın cezbedici tarafına olan eğilimin artışı beni oldukça mutlu ediyor. Burada günah nedir, ne değildir tartışmasını açacak değilim. Bu müziği dinlediğimiz için süper ahlaklı insanlar tarafından direkt günahkâr olarak adlandırıldığımız için öyle yazdım. The Spirit, ilk defa yer altı sahnesine çıkmış olmasına rağmen oldukça tutarlı ve sağlam bir albüm ile dinleyenlerini selamlıyor. En ufak bir güçsüzlük göstermeden, karanlık müziğin lanetli tarafını kaya gibi bizlerin önüne atıyor. Albüm kendisini öylesine güzel dinlettiriyor ki, sıkıcı olduğunu düşünecek nadir insan çıkar diye düşünüyorum. Bu zamana kadar albümü 8-9 kere baştan sona kadar dinledim ve her dinlediğim de gayet memnun oldum. Çünkü safkan Black Metal’i korumakla kalmamış The Spirit, normalde sürekli kendini tekrar eden birkaç rifften oluşan bu müziğe kallavi riff eklemeleri yapmış. Hal böyle olunca da en ufak bir can sıkıcı duruma rastlayamıyorsunuz albümde.
The Spirit, ilk albümleri ile resmen gövde gösterisi yapmış. Bu alemde yer alan oldukça cüsseli grupların karşısına dimdik çıkmış. Bu çok önemli bir şey dostlarım. Bazı grupların çıkış albümleri sıradan olurken bazıları da işte böyle küheylan gibi oluyor. Albüm prodüksiyon açısından gayet başarılı olmuş. Safkan Black Metal olsa da yapılan tür, çok aşırı bir çiğlik yok albümde. “Gorgoroth”un veya “Marduk”un çıkış albümlerinde var olan o çiğ gitar soundu yok. Ben o leş gibi gitar sesini de çok severim. Fakat The Spirit’in icra ettiği çok riffli Black Metal’e uymazdı o sound zaten. Yer yer melodik tınıların girdiği fakat bir anda patlama etkisi yaratan olağanüstü kaotik rifflerle bezeli şarkıları dinlerken kendimden geçtiğim anlar oldu. Öylesine şahane bir planlama yapmışlar ki albüm için, her bir detayı ile kendisini alkışlattırıyor. Gerek yazılan riffler ve melodik partisyonlar, gerek seleflerinden aşağı kalmayan çiğ vokali, gerek sizleri kendinden geçiren davul atakları ile yılların Black Metal grubuymuş edası veriyor Alman dostlarımız. The Spirit, çok güçlü bir müzik yapıyor. Sizler de dinlediğinizde bu gücü tüm vücudunuzda hissediyorsunuz.
"...Açgözlülük ve cehalet dünyalar tahtında hak iddia etti
Bir hastalık kaynaklı yaşam zehirlenmesi,
Nefret ve acı çeken keder ve umutsuzluk,
Lanet bulutları, sonsuz kâbus..." (The Clouds of Damnation)
Özetleyecek olursam; The Spirit ilk albümleri ile oldukça ciddi bir tavır ortaya koymuşlar. Şakalarının olmadığını ve bu karanlık patikada onlara da yer açılması gerektiğini sağlam bir şekilde belirtmiş. Dinlemekten oldukça zevk aldığım ve bu yıl dinlediğim en güzel Black Metal albümlerinden biri olarak nitelendirebileceğim muhteşem bir albüm olmuş “Sounds From The Vortex”. Dinlemezseniz, üzülürsünüz. Görüşmek üzere, hoşça kalın!
Albüm Puanı: 9/10
Yorumlar
Yorum Gönder