Merhaba sevgili dostlarım, birkaç günlük kısacık aradan sonra tekrar klavyenin başına oturdum. Albüm incelemelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz. Yıl sonuna kadar albüm incelemeleri ile devam edeceğiz. Yeni yıl ile birlikte, yeni kategorilerde de yazılar okuyacaksınız sitede. Bu kısa açıklamadan sonra, isterseniz bugünün albümüne geçelim. Daha önce duymadığım gruplardan bir başkası olan Almanyalı “Ascension”un 2018 yılı damgalı albümü “Under Ether”den sizlere söz edeceğim.
Grup hakkında araştırma yaptığım süre boyunca ne yazık ki elle tutulur, gözle görülür bir bilgiye ulaşamadım. Sadece grubun Almanya’dan peyda olduğunu ve Black Metal yaptıklarını biliyorum. Yani yine bilinmez bir grup ile karşı karşıyayız. Heriflerin tipi falan da gizli değil ama neden bir bilgiye ulaşamıyorum orasını anlayamadım. Artık burasına takılmadan yazıya devam etmem gerekiyor. Şimdi bu dostlarımızın yaptığı müzik için tam anlamıyla bir Black Metal diyemiyorum ben. Evet, Black Metal tınıları var fakat içinde Doom ve Heavy Metal öğeleri de yok değil. Anlayacağınız yine birkaç türün karışımı ile bir araya gelen bir tür yapıyor grubumuz. Bu duruma artık alıştım ben. Zira bu durum aslında daha zengin bir müzik ortaya koymak adına güzel bir yöntem oluyor. Tabi ki her grup bunu başarılı bir şekilde yapamıyor. Ascension, 2010 yılından bu yana aktif olarak Black Metal sahnesinde müziğini sergiliyor. Yani çok eski bir grup diyemeyiz kendilerine. Grubun önceki albümlerini dinlemedim. Yukarıda da dediğim gibi yeni keşfettiğim bir grup oldu kendileri. Under Ether ile birlikte dinlemeye başladım Alman dostlarımızı. İlk dinlediğimde açıkçası bana çok yavan bir müzik yapıyorlar gibi geldi. Black Metal albümleri ilk dinlediğimde eğer benim kanıma giremiyorsa, sonrasında da çok bir şey değişmiyor. Kaldı ki, Under Ether’de de durum ne yazık ki böyle oldu.
Öncelikle albüm için seçilen prodüksiyon tam olarak iyi bir sound veremiyor. Davulu çok fazla bilgisayar ile haşır neşir etmek istememişler. Fakat gitar tonları çok çiğ olmadığı için de, davulun böyle bir sounda sahip olması açıkçası gereksiz olmuş. Beni tatmin etmedi. Sanki Doom Metal albümlerinden birini dinliyormuşum gibi bir hava veriyor bana. Ne yazık ki Doom Metal yapmıyor tam olarak Ascension. Aslına bakarsanız grubun yaptığı müzikte “iki arada bir derede” kalmak deyimini gördüm ben. Her şeyden azar azar ama ortaya! Hal böyle olunca da albümün hissettirdikleri de yarım yamalak oluyor. Her hangi bir şarkı için bu tam olmuş diyemedim. Şu an yazarken de dinliyorum ve yine diyemiyorum. Yazılan riffler ise ne yazık ki etkileyici olmamış. Basit riff yazımının da belli bir karakteristik yapısı oluyor ama Ascension burada sıradanlıktan öteye gidemiyor. Hani şu şarkının da şurası beni çok etkiledi diyemiyorum ne yazık ki. Baya üzücü şeyler yazıyorum albümle ilgili ama durum böyle benim için ne yazık ki.
Yarı Blast beatler, yarı klasik 4x4 lük vuruşlar ile albümün ortalama bir temposu var. Çok hızlı şarkılar yok, hatta yer yer tempo oldukça düşebiliyor. Birbirini tekrar eden sıradan riffler şarkıları oluşturuyor. Durum böyle olunca da ister istemez sıkılma durumu baş gösteriyor. Gitar soloları ile ortamı biraz değiştirme çabaları olsa da, o da çok etkili olamıyor. Ascension ile ilk tanışmamız çokta heyecan verici olmadı benim için. Albümü her baştan sona dinlediğimde aynı “yarım kalmışlık” hissini yaşadım. Under Ether 9 şarkıdan oluşuyor ve albümün toplam süresi yaklaşık 44 dakika kadar. “Star to Dust” diğer şarkılara nazaran daha bir oturaklı olmuş. En azından tam olmuşluk hissini yaşatabiliyor bir nebze de olsa. Under Ether’ı bir daha dinler miyim şimdilik bunun cevabını vermek zor. Dinlemem dersem erkenden haksızlık etmiş olurum. Fakat geriye dönüp bir kez daha dinleyip, yine aynı tatsızlığı yaşarsam da ebediyen albümü listemden silerim. Bir sonraki yazıda görüşene dek hoşça kalın!
Albüm Puanı: 6/10
Grup hakkında araştırma yaptığım süre boyunca ne yazık ki elle tutulur, gözle görülür bir bilgiye ulaşamadım. Sadece grubun Almanya’dan peyda olduğunu ve Black Metal yaptıklarını biliyorum. Yani yine bilinmez bir grup ile karşı karşıyayız. Heriflerin tipi falan da gizli değil ama neden bir bilgiye ulaşamıyorum orasını anlayamadım. Artık burasına takılmadan yazıya devam etmem gerekiyor. Şimdi bu dostlarımızın yaptığı müzik için tam anlamıyla bir Black Metal diyemiyorum ben. Evet, Black Metal tınıları var fakat içinde Doom ve Heavy Metal öğeleri de yok değil. Anlayacağınız yine birkaç türün karışımı ile bir araya gelen bir tür yapıyor grubumuz. Bu duruma artık alıştım ben. Zira bu durum aslında daha zengin bir müzik ortaya koymak adına güzel bir yöntem oluyor. Tabi ki her grup bunu başarılı bir şekilde yapamıyor. Ascension, 2010 yılından bu yana aktif olarak Black Metal sahnesinde müziğini sergiliyor. Yani çok eski bir grup diyemeyiz kendilerine. Grubun önceki albümlerini dinlemedim. Yukarıda da dediğim gibi yeni keşfettiğim bir grup oldu kendileri. Under Ether ile birlikte dinlemeye başladım Alman dostlarımızı. İlk dinlediğimde açıkçası bana çok yavan bir müzik yapıyorlar gibi geldi. Black Metal albümleri ilk dinlediğimde eğer benim kanıma giremiyorsa, sonrasında da çok bir şey değişmiyor. Kaldı ki, Under Ether’de de durum ne yazık ki böyle oldu.
Öncelikle albüm için seçilen prodüksiyon tam olarak iyi bir sound veremiyor. Davulu çok fazla bilgisayar ile haşır neşir etmek istememişler. Fakat gitar tonları çok çiğ olmadığı için de, davulun böyle bir sounda sahip olması açıkçası gereksiz olmuş. Beni tatmin etmedi. Sanki Doom Metal albümlerinden birini dinliyormuşum gibi bir hava veriyor bana. Ne yazık ki Doom Metal yapmıyor tam olarak Ascension. Aslına bakarsanız grubun yaptığı müzikte “iki arada bir derede” kalmak deyimini gördüm ben. Her şeyden azar azar ama ortaya! Hal böyle olunca da albümün hissettirdikleri de yarım yamalak oluyor. Her hangi bir şarkı için bu tam olmuş diyemedim. Şu an yazarken de dinliyorum ve yine diyemiyorum. Yazılan riffler ise ne yazık ki etkileyici olmamış. Basit riff yazımının da belli bir karakteristik yapısı oluyor ama Ascension burada sıradanlıktan öteye gidemiyor. Hani şu şarkının da şurası beni çok etkiledi diyemiyorum ne yazık ki. Baya üzücü şeyler yazıyorum albümle ilgili ama durum böyle benim için ne yazık ki.
Yarı Blast beatler, yarı klasik 4x4 lük vuruşlar ile albümün ortalama bir temposu var. Çok hızlı şarkılar yok, hatta yer yer tempo oldukça düşebiliyor. Birbirini tekrar eden sıradan riffler şarkıları oluşturuyor. Durum böyle olunca da ister istemez sıkılma durumu baş gösteriyor. Gitar soloları ile ortamı biraz değiştirme çabaları olsa da, o da çok etkili olamıyor. Ascension ile ilk tanışmamız çokta heyecan verici olmadı benim için. Albümü her baştan sona dinlediğimde aynı “yarım kalmışlık” hissini yaşadım. Under Ether 9 şarkıdan oluşuyor ve albümün toplam süresi yaklaşık 44 dakika kadar. “Star to Dust” diğer şarkılara nazaran daha bir oturaklı olmuş. En azından tam olmuşluk hissini yaşatabiliyor bir nebze de olsa. Under Ether’ı bir daha dinler miyim şimdilik bunun cevabını vermek zor. Dinlemem dersem erkenden haksızlık etmiş olurum. Fakat geriye dönüp bir kez daha dinleyip, yine aynı tatsızlığı yaşarsam da ebediyen albümü listemden silerim. Bir sonraki yazıda görüşene dek hoşça kalın!
Albüm Puanı: 6/10
Yorumlar
Yorum Gönder