Merhaba dostlarım, yağmurlu bir Pazar gününden bu defa sizleri selamlıyorum. Pazar günü yağmur yağdığı için haliyle bir yerlere çıkma şansım olmuyor. Yağmurlu havalarda dışarıda olmaktan hiç haz etmiyorum. O yüzden siteye yazı girişini bugün öne çektim. 2018 yılında çıkan albümleri incelemeye kısa bir ara vermek istedim bugün. Zira dünkü Gearea albümü olan “Unsettling Whispers”ta da adı geçen Mgła’nın uzun zamandır yazmak istediğim “Groza” adlı albümünden bugün sizlere bahsedeceğim. Hatta bu yaz tişörtünü almıştım Groza’nın. En sevdiğim siyah tişörtlerimden biri oldu kendisi. Hatırlayanlar vardır daha önce grubun son çıkan albümü “Exercises In Futility” albümlerini incelemiştim. 2016 yılında yazdığım o albüm değerlendirmesinden sonra baya bir zaman geçti fakat Mgła dinlemekten ben vazgeçemedim. Her ne kadar sadece bir albüm değerlendirmesi sitede yer alıyor olsa da, yaptığı müzik ile Mgła en süper gruplardan birisi benim için. Gelin şimdi bu karanlık ve dehşet verici korku seansının içine dalalım. Bakalım Groza bizlere neler sunuyor.
Exercises In Futility incelemesinde Mgła’nın ismini doğru yazmamıştım. Açıkçası birçok yerde normal “L” harfi ile yazıldığı için ben de çok dikkat etmedim. Fakat ismin okunuşunu baya bir etkiliyormuş ortasında çizgi bulunan “L” harfi. “Mıgla” diye okunmuyor “Mıgva” diye okunuyormuş. Böylece ben de öğrenmiş oldum ve hatamı bu albüm yazısında giderdim. Artık doğrusunu yazıyorum. Mgła, yaptığı müzik ile karanlık atmosferin en tekinsiz gruplarından biri olduğunu herkese duyuruyor. Öyle ki , grubun takındığı karanlık tavır birçok Black Metal grubu tarafından da büyük övgülerle karşılanıyor. İki kişiden oluşan Mgła’nın yaptığı karanlık müziğin konusu da tam anlamıyla karanlık aslına bakarsanız. Bunun yanında Nihilizm ve İnsan düşmanlığı da yine grubun sırtını dayadığı temalardan bazıları. Yüzlerinde siyah örtü ve deri montları ile kendilerini bir bakıma bu dünyadan soyutluyorlar gibi görünüyor. En azından bu dünyayı kirleten insanlıktan belki de kendilerini soyutluyorlar. Böyle bir çıkarım yaptım fakat başka bir anlamı da olabilir elbette. Mgła, safkan Black Metal’i icra eden nadide gruplar arasında devam ediyor. Black Metal’in özünü günümüzde en iyi icra eden oluşumlardan biri bu Polonyalı dostlarımız. O çiğlik, o iç gıcıklayan gitar tonları ve orta-yüksek tempo arasında gidip gelen temposu ile sapına kadar Old-School bir Black Metal dinliyoruz bu adamlardan.
Bundan 10 yıl önce çıkmış, yani 2008 yılında dinleyenlere sunulmuş Groza. Groza’yı neden diğer Mgła albümleri arasında seçip çıkardığımla ilgili her hangi fikir yürütmenize gerek yok. Albüm kapak resmi ile öylesine yakın göz teması kurduk ki, ben de “aha bunu yazacağım” dedim. Bu arada Mgła’nın Spotify’da yer almıyor oluşu da ayrı bir üzdü beni. Bunun nedeni ile ilgili kısa bir araştırma yaptım fakat her hangi bir sonuca erişemedim. Sadece benim gibi serzenişlerini yazılı olarak dile getirmiş vatandaşların portallardaki yazılarını gördüm. Neyse ben zaten albümü daha öncesinden almıştım. Fakat online dinlemek isteyenleriniz için ne yazık ki durum böyle. Artık YouTube’dan falan dinleyeceksiniz. Groza, soundu ile beni gayet memnun eden bir albüm olmuş. Çiğ ve kaotik tınısı ile gitar riffleri oldukça muazzam bir şekilde çıkıyor. Eğer sizler de benim gibi çiğ gitar tonlu Black Metal albümlerini sevenlerdenseniz, bu durum sizleri de mutlu edecektir. Mgła, köklerine bağlı kalan ve yaptığı müzik ile nasıl ciddi olduklarını gösteren etkileyici bir grup gerçekten. Groza’yı dinlediğim süre boyunca kendimi hep iyi hissettim. Çünkü iyi bir Black Metal albümü dinliyordum. Yazılan riffler kendilerini sürekli tekrarlıyor olsa bile, o tekrar seansı içindeki riffler hakkını fazlasıyla veriyordu. Zaten bir old-school Black Metal albümünün temelinde de riff çeşitliliğinden daha çok, yazılan birkaç riffin şarkıyı nasıl baştan sona götürdüğü oluyor. Mgła da bunu iyi bir şekilde başarmış.
Siteye yazdığım Exercises In Futililty bana göre Black Metal camiasının en iyi albümlerinden biridir. Bugün o albümü baştan sona dinlediğim zaman bile tüylerim diken diken oluyor. Gerek yaratılan atmosfer gerekse de yazılan şarkı sözleri muazzamlığın bir göstergesi durumundalar. Groza bir Exercises In Futility değil belki, fakat camia içinde değerlendirdiğimizde de yine üst sıraları zorlayan bir albüm olmuş. “Mikołaj Żentara”, yani kısaca “M” Groza için yine bir hayli ter dökmüş. Yaratılan atmosfer öylesine rahatsız edici ki, insanlıkta bir şeylerin yanlış gittiğini şarkı sözlerini duymadan da anlayabiliyorsunuz. Rahatsız etmek iyidir. İnsanların rahatlığa delicesine alıştığı şu dönemde, böylesi bir rahatsızlık iyidir. Sanat, zaten bu değil midir? İnsanı ahmaklığından çekip kurtarmak değil midir?
"Aslında, aslında, tüm şeytanların en gerekli olanlarından birinin varlığında olabiliriz: Ekümenik birleştirici, inkar edilemez ayrımları kaldırmak için tüm çabaların şampiyonu doğa ile beslenme, beden ve ruh, kesişme ve dürtü, zaman ve sonsuzluk, birey ve toplum, erkek ve dişi, Cehennem ve Cennet ve En nihayetinde, insan ile Tanrı arasında.” (GROZA 1)
Yukarıda yazan muhteşem sözler aslında Mgła’nın neleri böylesine haykırarak anlattığının özeti gibi bir şey. İnsanın anlamsız arayışı, savaşı, yok edişi, ezişi, ezilişi, tüketişi, sömürüşü her şeyi ile çoktan iblisleştiğinin bir kanıtı oluyor. Müzikal açıdan Mgła ne kadar mükemmelse, felsefi ve edebi açıdan da o derece mükemmel bir grup dostlarım. Groza’nın Türkçe anlamı “Islah Etmek”. Bu saatten sonra ıslah olacak bir insan yok artık. İnsan, var olması ile yeterince böbürlendi. Bu böbürlenme duygusu her şeyi kendisinden alçak görmesine neden oluyor. Artık hepimiz iyi biliyoruz. ŞEYTAN KAZANDI!
Albüm Puanı: 8/10
NOT: Muhteşem bir canlı performans videosu. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim!
Exercises In Futility incelemesinde Mgła’nın ismini doğru yazmamıştım. Açıkçası birçok yerde normal “L” harfi ile yazıldığı için ben de çok dikkat etmedim. Fakat ismin okunuşunu baya bir etkiliyormuş ortasında çizgi bulunan “L” harfi. “Mıgla” diye okunmuyor “Mıgva” diye okunuyormuş. Böylece ben de öğrenmiş oldum ve hatamı bu albüm yazısında giderdim. Artık doğrusunu yazıyorum. Mgła, yaptığı müzik ile karanlık atmosferin en tekinsiz gruplarından biri olduğunu herkese duyuruyor. Öyle ki , grubun takındığı karanlık tavır birçok Black Metal grubu tarafından da büyük övgülerle karşılanıyor. İki kişiden oluşan Mgła’nın yaptığı karanlık müziğin konusu da tam anlamıyla karanlık aslına bakarsanız. Bunun yanında Nihilizm ve İnsan düşmanlığı da yine grubun sırtını dayadığı temalardan bazıları. Yüzlerinde siyah örtü ve deri montları ile kendilerini bir bakıma bu dünyadan soyutluyorlar gibi görünüyor. En azından bu dünyayı kirleten insanlıktan belki de kendilerini soyutluyorlar. Böyle bir çıkarım yaptım fakat başka bir anlamı da olabilir elbette. Mgła, safkan Black Metal’i icra eden nadide gruplar arasında devam ediyor. Black Metal’in özünü günümüzde en iyi icra eden oluşumlardan biri bu Polonyalı dostlarımız. O çiğlik, o iç gıcıklayan gitar tonları ve orta-yüksek tempo arasında gidip gelen temposu ile sapına kadar Old-School bir Black Metal dinliyoruz bu adamlardan.
Bundan 10 yıl önce çıkmış, yani 2008 yılında dinleyenlere sunulmuş Groza. Groza’yı neden diğer Mgła albümleri arasında seçip çıkardığımla ilgili her hangi fikir yürütmenize gerek yok. Albüm kapak resmi ile öylesine yakın göz teması kurduk ki, ben de “aha bunu yazacağım” dedim. Bu arada Mgła’nın Spotify’da yer almıyor oluşu da ayrı bir üzdü beni. Bunun nedeni ile ilgili kısa bir araştırma yaptım fakat her hangi bir sonuca erişemedim. Sadece benim gibi serzenişlerini yazılı olarak dile getirmiş vatandaşların portallardaki yazılarını gördüm. Neyse ben zaten albümü daha öncesinden almıştım. Fakat online dinlemek isteyenleriniz için ne yazık ki durum böyle. Artık YouTube’dan falan dinleyeceksiniz. Groza, soundu ile beni gayet memnun eden bir albüm olmuş. Çiğ ve kaotik tınısı ile gitar riffleri oldukça muazzam bir şekilde çıkıyor. Eğer sizler de benim gibi çiğ gitar tonlu Black Metal albümlerini sevenlerdenseniz, bu durum sizleri de mutlu edecektir. Mgła, köklerine bağlı kalan ve yaptığı müzik ile nasıl ciddi olduklarını gösteren etkileyici bir grup gerçekten. Groza’yı dinlediğim süre boyunca kendimi hep iyi hissettim. Çünkü iyi bir Black Metal albümü dinliyordum. Yazılan riffler kendilerini sürekli tekrarlıyor olsa bile, o tekrar seansı içindeki riffler hakkını fazlasıyla veriyordu. Zaten bir old-school Black Metal albümünün temelinde de riff çeşitliliğinden daha çok, yazılan birkaç riffin şarkıyı nasıl baştan sona götürdüğü oluyor. Mgła da bunu iyi bir şekilde başarmış.
Siteye yazdığım Exercises In Futililty bana göre Black Metal camiasının en iyi albümlerinden biridir. Bugün o albümü baştan sona dinlediğim zaman bile tüylerim diken diken oluyor. Gerek yaratılan atmosfer gerekse de yazılan şarkı sözleri muazzamlığın bir göstergesi durumundalar. Groza bir Exercises In Futility değil belki, fakat camia içinde değerlendirdiğimizde de yine üst sıraları zorlayan bir albüm olmuş. “Mikołaj Żentara”, yani kısaca “M” Groza için yine bir hayli ter dökmüş. Yaratılan atmosfer öylesine rahatsız edici ki, insanlıkta bir şeylerin yanlış gittiğini şarkı sözlerini duymadan da anlayabiliyorsunuz. Rahatsız etmek iyidir. İnsanların rahatlığa delicesine alıştığı şu dönemde, böylesi bir rahatsızlık iyidir. Sanat, zaten bu değil midir? İnsanı ahmaklığından çekip kurtarmak değil midir?
"Aslında, aslında, tüm şeytanların en gerekli olanlarından birinin varlığında olabiliriz: Ekümenik birleştirici, inkar edilemez ayrımları kaldırmak için tüm çabaların şampiyonu doğa ile beslenme, beden ve ruh, kesişme ve dürtü, zaman ve sonsuzluk, birey ve toplum, erkek ve dişi, Cehennem ve Cennet ve En nihayetinde, insan ile Tanrı arasında.” (GROZA 1)
Yukarıda yazan muhteşem sözler aslında Mgła’nın neleri böylesine haykırarak anlattığının özeti gibi bir şey. İnsanın anlamsız arayışı, savaşı, yok edişi, ezişi, ezilişi, tüketişi, sömürüşü her şeyi ile çoktan iblisleştiğinin bir kanıtı oluyor. Müzikal açıdan Mgła ne kadar mükemmelse, felsefi ve edebi açıdan da o derece mükemmel bir grup dostlarım. Groza’nın Türkçe anlamı “Islah Etmek”. Bu saatten sonra ıslah olacak bir insan yok artık. İnsan, var olması ile yeterince böbürlendi. Bu böbürlenme duygusu her şeyi kendisinden alçak görmesine neden oluyor. Artık hepimiz iyi biliyoruz. ŞEYTAN KAZANDI!
Albüm Puanı: 8/10
NOT: Muhteşem bir canlı performans videosu. Kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim!
Yorumlar
Yorum Gönder