Albüm Kritik 261 (Ignis Haereticum / Luciferian Gnosis)


Avangart (Fransızca: avant-garde), Fransızca askeri bir terim olan öncü birlik sözcüğünden gelir. Gerek Fransızca'da gerek diğer dillerde kültür, sanat ve politika ile bağlantılı olarak, "yenilikçi" kişiler veya "deneysel" işler anlamına gelir. (Wikipedia alıntısıdır.) Neden böyle bir giriş yaptım ki? Black Metal’in en çok dinlediğim ve en çok dibimin düştüğü türü olan Avant-garde ya da Türkçesiyle “Avangart” Black Metal’i yıllardır dinliyorum ve sizlere de anlatıyorum. Avant-garde’ın kelime anlamını içinizden merak edenler vardır illa ki diye düşündüm ve kelimenin aslında neyi tanımladığını da sizlere göstermek istedim. Black Metal’de kullanılmasının da gayet yerinde bir karar olduğunu düşünüyorum. Çünkü Avant-garde’ın sanatta yenilikçi ve kitleleri şaşırtan ve peşinden sürükleyen tanımını Black Metal’i bambaşka noktaya getiren gruplar vermiştir aslında. Hiç denk gelmediğimiz bestelere ve akıllara zarar virtüözlüklere ve ses cambazlıklarına Avant-garde Black Metal’de denk geliyoruz. İşte günümüzün en önemli Avant-garde Black Metal temsilcilerinden biri olan “Ignis Haereticum”un 2014 yılında çıkardığı “Luciferian Gnosis” adlı albümlerinden sizlere bahsedeceğim. Arkanızı yaslanıp okuyun, sonra beliniz ağrımasın.

İyi ki bu müziği dinliyorum diyorum sürekli. Her bir şarkıda, her bir albümde bunu hep söylüyorum. Çünkü o kadar muhteşem işler yapılıyor ki, o kadar muhteşem atmosferler sunuluyor ki resmen bütün Black Metal gruplarının önünde secde etmek geliyor içimden. Başka hangi türde duygularınız böylesine etinizden, kemiğinizden sıyrılmak ister bilmiyorum. Benim için öyle bir tür yok. Metal müziğin DNA’sı resmen benim oluşum formülüm gibi. Özellikle Ignis Haereticum gibi kolay kolay duyamayacağınız şeyleri size duyuran manyaklar olduğu sürece ruhunuz kabına sığmayacaktır. Bu Kolombiyalı kanı bozukların albümlerini yoğun bir şekilde dinliyorum artık. Grubun ilk incelediğim albümleri 2017 yılında çıkardıkları ve şu an için son albümleri olan “Autocognition of Light”ı da oldukça beğenmiştim. İlk dinlediğim zaman “oha bir tane daha Deathspell Omega” buldum diye sevinmiştim. Tabi ki Deathspell Omega’nın daha hayvansı olduğunu o yazıda söylemiştim. Fakat gelin görün ki Luciferian Gnosis’i bana Deathspell Omega’nın yeni albümü diye verselerdi inanırdım. Dostlarım dinlediğim en görkemli albümlerden biri olmuş Luciferian Gnosis. Hani size yer yer diyorum ya tüylerim diken diken oldu diye, işte Luciferian Gnosis de öyle bir albüm olmuş. Baştan sona mükemmelliğin doruk noktasını temsil ediyor. Bu adamlara Metal müzik yapıyorlar diyemeyiz sadece. Artık Avant-garde Black Metal grupları Metal Müzik’ten ziyade, kendi ütopyalarını gerçekleştiriyorlar. Ve bu ütopyalarının o görkemli atmosferine bizleri de davet ediyor olmaları çok büyük bir cömertlik gerçekten.


Ignis Haereticum, takındığı müzikal tavır ile hayatınızda dinleyeceğiniz en nadide gruplardan biri gerçekten. Özellikle bu albümlerinin atmosferi bambaşka olmuş. Gerçi ben grubun bütün albümlerini beğendim fakat Luciferian Gnosis tam bir Allahsızlık örneği! Prodüksiyondan bahsetmeye gerek var mı bilmiyorum ama bu albümde her şey olması gerektiği gibi olmuş. Yazılan dehşet verici riffleri çok rahatlıkla duyuyorsunuz. Cehennemin davullarını çalıyormuş gibi davulunu çalan “Fr. T.VHMNS”ın çeşitlemelerinin içinde aklınızı kaybetmeniz olası bir durum. Yazılan sözler elbette karanlık dünyadan esinlenen sözler dostlarım. Böylesi kaotik bir albümde başka bir şey duymanız abes olurdu. Albümü dinlemek muhteşem bir haz veriyor bana. Dinledikçe bir yandan da üzülüyorum elbette. Çünkü bu adamları canlı izlemeyi çok isterdim. Türkiye’ye gelme olasılığı, Moğolistan çöllerinde konser verme olasılıklarından daha düşük Ignis Haereticum’un.


Kusursuzluğun Black Metal’deki anlamına eşit olan bir albüm ile 2014 yılın şenlendirmiş Ignis Haereticum ve ben bunu 2018 yılında dinliyorum. Üzücü ama sonuçta dinliyorum. Şu an yazıyı yazarken de dinliyorum. Hatta ara ara yazı yazmaya ara veriyor , öyle aval aval ekrana bakıyorum. Öylesine etkileyici şarkılardan oluşuyor ki Luciferian Gnosis, dudağımda her an uçuk çıkabilir. Gırgır, şamata bir yana muhteşem bir albümden sizlere bahsettiğim için çok keyifliyim. Son olarak değinmek istediğim şey ise albümün kapak resmi olacak. Bakın, artık binleri aşan albüm dinlemişimdir belkide, gördüğüm en muhteşem albüm kapaklarından biri olmuş desem hiçte abartmış sayılmam. Tişörtünü yaptıracağım en kısa zamanda. Bir sonraki yazıda görüşene dek hoşça kalın!

Albüm Puanı: 10/10



Yorumlar