Albüm Kritik 257 (Arch Enemy / Will to Power)


Merhaba sevgili dostlarım, umarım güzel bir gün başlamıştır sizin için ve gün sonuna kadar da öyle devam eder. Artık yazı yazmaya başladım ve istikrarlı bir şekilde devam edeceğimi umuyorum. Malum hiçbirimiz ileriyi göremediğimiz için, kesin konuşamıyorum. Dün sert bir albüm ile sezonu açmak yerine “Daron Malakian and Scars On Broadway”in “Dictator” adlı Rock albümlerini sizler için değerlendirmiştim. Bugün ise bu zamana kadar zerre ilgimi çekmemiş bir grubun albümünü sizlere değerlendireceğim. Mutlaka dinle baskılarına daha fazla dayanamayıp sonunda ben de “Arch Enemy”den bir albüm dinledim. Albümü seçerken belli bir kıstasım yoktu. Son albümlerine kulak vermek istedim açıkçası. İsveç’ten çıkmış bir grup ve oldukça iyi müzisyenleri barındırmasına rağmen bu zamana kadar gruba en ufak bir ilgim olmamıştı. 2017 yılında yayınlanan “Will To Power” adlı albümlerini dinledim ve bendeki izlenimlerinden sizlere bahsetmek istiyorum.

Öncelikle Arch Enemy’e olan bu antipatik tutumun nedenini açıklamak istiyorum. Bir nedeni yok. Evet, yanlış okumadınız bir nedeni olmadığı halde Arch Enemy’i dinlemiyordum. Bazı gruplar vardır gereksiz yere gökyüzüne çıkartılırlar. Arch Enemy de benim için öyle bir grup olduğu için dönüp de arkama bakmadım dinlemek için. Arch Enemy hayranları bana şu an sövüyorlar büyük ihtimalle ama benim için durum böyle. Fakat bu ön yargıya bir son verip yıllar sonra grubun bir albümünü dinlemeye karar verdim. Bu arada daha önce grubun birkaç şarkısını da dinledim. Şarkılarını dinlemeden bir şeyler söylemiyorum. Şarkıların da aşırı şişirilmiş birer balon olduğunu anlayınca benim için ifade edecek bir şeyi yoktu grubun. Bu gruba eş değer “Korn” var mesela benim için. Fakat Korn’u dinlemek gibi bir niyetim yok yakın gelecekte. Onlar daha da antipatik ve gıcık bir topluluk olma özelliği taşıyorlar. Müzikal açıdan tamamen popülerlik peşinden koşan ve adam akıllı işler yapmayan bir başka grup Korn da. Neyse lafı daha fazla dolandırmadan Will To Power’dan neler bekliyordum ve neler buldum bunlardan biraz konuşalım.

Hiçbir şey beklemiyordum. Zira Arch Enemy albümlerini dinlemeyen biri olduğum için haliyle beni ne bekliyor bir tahminde bulunmak da zor oluyor. O yüzden hiçbir beklentim olmadan kulaklığımı taktım ve oynat tuşuna bastım. Albümün açılış şarkısı olan “Set Flame to The Night”ın introsunu duyduğumda açıkçası hoşnut olmuştum. Gayet güzel bir melodi ile giriş yapılıyor şarkıya fakat o introdan sonra gelen riff ne yazık ki heyecanımı kırıyor. Neyse ki çok kısa tutulmuş o kısım ve sonrasında oldukça gaz bir riff giriş yapıyor böğüren ablamızın sesi ile birlikte. Grup da baya bir değişiklik yaşanmış. Özellikle vokal kısmındaki değişiklikler Arch Enemy’nin kaderini belirleyen faktör olmuş. İlk olarak erkek bir vokal ile yola çıkan grup daha sonra “Angela Gossow” adlı böğüren ablayı keşfediyor ve uzunca bir süre onunla yola devam ediyor. Fakat yaratık gibi böğürmek kadınların ses tellerini daha hızlı bir şekilde yıprattığı için Angela da sesini kaybediyor ve Arch Enemy ile yolları ayrılıyor. Arch Enemy, çok zeki elemanlardan oluşan bir grup. Daha doğrusu grubun kurucusu “Michael Amott” Arch Enemy’i gayet iyi bir şekilde pazarlıyor. Angela’nın Arch Enemy’nin duyulmasındaki katkısını çok iyi bildiği için yine bir kadın vokal ile anlaşıyor. “Alissa White-Gluz” grubun şu anki şarkıları söyleyen kadın ve Will to Power’ın da böğüren kadını kendisidir.

Will to Power, prodüksiyon açısından sıkıntısız ve güçlü bir albüm olmuş. Enstrümanlar çok iyi bir şekilde duyuluyor. Fakat yazılan gitar riffleri beni çok fazla etkileyemedi. Melodic Death Metal yapan birçok grup dinledim ve dinliyorum da, ne yazık ki Arch Enemy’nin çok iyi besteler yazdığını söyleyemeyeceğim bu albümde. Önceki albümlerini dinlemediğim için sadece bu albüm üzerinden konuşuyorum ve kıyaslamayı da türdeş gruplarının albümleri ile yapıyorum doğal olarak. Yaratıcılıktan uzak yazılmış gitar riffleri haliyle dinleyenleri bir süre sonra sıkabiliyor. Açıkçası ben dinlerken baya bir sıkıldım. Bu, ön yargım olduğu için değil, dediğim gibi o kadar çok Metal albümü dinliyorum ki, beni etkileyen bir albüm daha ilk şarkısında zaten kendini belli edebiliyor. Melodik yönü oldukça kuvvetli olmuş Will to Power’ın. Yer yer duygusallığın tavan yaptığı anlar da yaşanmıyor değil. Davul çeşitlemeleri bile çok sıradan olmuş dostlarım. Acaba ben mi çok seçiciyim bilmiyorum fakat Will to Power gayet sıradan bir Metal albümü olmuş. Dinlenmez mi? Ben bir daha dinleyeceğimi sanmıyorum fakat, bir yandan işlerinizi hallederken arka planda kısık bir şekilde çalarsa sorun olmaz diye düşünüyorum. Çok mu acımasız oldu be?


Evet, dostlarım Arch Enemy dediniz dediniz bak ne oldu şimdi? Kesinlikle dinlediğim için pişman değilim ve zaman kaybı olarak da görmüyorum. Fakat bir daha dinleyeceğimi sanmıyorum. Albümde beni aşırı heyecanlandıran (ya da sadece heyecanlandıran) bir şarkı olmadı ne yazık ki. O yüzden buraya yazamıyorum. Bir başka albümde görüşene dek hoşça kalın!

Albüm Puanı: 6/10


Yorumlar