Güneşin kavurduğu bu günleri özleyenleriniz var mıydı aranızda bilmiyorum ama ben çok özlemiştim. Bir an önce yaz gelsin diye yakınıp duruyordum. Haziran ayının son haftasında yaz mevsiminin geldiğini hissetmeye başladım. Şu an ağustostayız ve sıcaklık 40 dereceleri buluyor zaman zaman. Elbette ben de bazen bayıyorum fakat seviyorum sıcak havaları. Yaz mevsimine giriş yaptıktan sonra ben de tatile çıktım. Bu tatil döneminde haliyle bloğa yazı yazamadım. Tatil öncesinde de amatör bir albüm üzerinde çalıştığımı sizlere söylemiştim. O albüm de bitti. Artık dinlemek için hazır ve nazır durumda. Amatör bir albümün bir tık ötesinde olduğunu düşünüyorum. Albümden daha sonra bahsedeceğim. Bugünün açılış yazısı ise bir albüm değerlendirmesi olacak. İnsan kendi albümünü değerlendiremeyeceği için ben de bu görevi başka bir albüm üzerinde yapacağım. Bu yaz açıkçası yeni gruplar keşfetme arayışındaydım aynı zamanda. Bu gruplardan ilkinin yeni çıkan bir albümünden sizlere söz edeceğim. “Daron Malakian and Scars On Broadway” in “Dictator” adlı albümünü sizler için irdeliyorum, hemen aşağıda!
Daron Malakian’ı büyük bir kısmınız tanıyordur zaten. “System of A Down” adlı Ermenistan/ABD menşeli grubun bestecisi, söz yazarı idi kendisi. System of A Down’dan sonra 2008 yılında Scars On Broadway adlı grubu kuran ve bu proje için üretim yapan Malakian’ın, Rock tarzında bir müzik tarzı belirlediğini belirtmek istiyorum. System of A Down da bir Metal grubu değildi ama Scars On Broadway’den daha sert bir oluşum oldukları da aşikar. Daron’un oldukça yetenekli bir müzisyen olduğunu söylemem gerekiyor. Zaten bunu sizler benden daha iyi biliyorsunuzdur. Multi-enstrümanist olan Daron aynı zamanda prodüktörlük de yapıyor. Scars On Broadway’de de bu hünerlerinin hepsini ortaya koymuş. Scars on Broadway’in varlığını da yine “artık bir lütuf olarak gördüğüm” Spotify sayesinde öğrendim. Albümün çıkmasına yakın çıkardıkları “Lives” adlı single’ını dinlediğim de oldukça kulağıma hoş gelen bir şarkı dinlemiştim. Şarkı oldukça akılda kalıcı melodiler ve rifflerle bezeli olmasının yanı sıra, söz yazma konusunda ve güfte konusunda Malakian’ın ne kadar da yetenekli bir adam olduğunu bir kez daha anlamış olduğum bir parça olmuş.
Lives'ı dinlemek ne kadar güzelse, Scars On Broadway’in çektiği harikulade renkli klibi ile izlemek de ayrı bir hoşnut ediyor insanı. Ermeni motiflerinin ve folklorunun bizimkine benzerliğinden dolayı belki de içimizde sıcak bir meltem estiriyor. Albümü iki günden beri dinliyorum. Aslına bakarsanız Temmuz sonuna doğru çıkmıştı fakat ben daha yeni fırsat bulup dinleyebildim. 12 şarkıdan oluşan bir albüm Dictator ve şarkılar oldukça keskin sözlerle yazılmış. Savaş, ırkçılık, asimilasyon konularının çatısı altından yazılmış şarkı sözleri ve bazı kesimleri rahatsız edebilecek düzeydeler. Siyasi ve politik şarkı sözleri yazanları pek sevmiyorum. Çünkü politika bataklığın ta kendisi zaten ve buna karşı olunsa da bu karşıtlığı şarkılarla yazmak bana çok da hitap etmiyor. Metal ve Rock müziğin doğasında var olan anarşik yapının bir başka dışa vurumu diyor ve albümün teknik detaylarına geçiyoruz.
Lives'ı 45-50 kere dinlemiş biri olarak albümün tamamı elime geçtiğinde aynı yoğunlukla diğer şarkıları da dinlerim diye düşünüyordum. Çünkü Lives gerçekten basit riffler ve keskin sözlerle bütünleşmiş, gayet güzel bir şarkı olmuş. Şarkının klibini izledikten sonra, şarkıyı her dinlediğim de gözümün önüne dans eden beyler ve hanımlar geliyor. Çünkü şarkının temposu buna çok müsait olmuş. Albümün geri kalan şarkılarını büyük bir dikkatle ve özveriyle dinledim. Albümü başa sarıp sarıp dinledim ve Lives’ın dışında kalan şarkılar ne yazık ki beni çok da cezp edemedi. Şarkıları oluşturan gitarların tonu, ve davulun uyumu oldukça yerinde olmuş. Fakat basgitarın o kalın sesini duymak biraz güç oluyor albümde. Gitar soundunun daha üstün bir tavır sergilediği bir albüm olmuş. Zaten prodüksiyon açısından her hangi bir soruna sahip değil Dictator. Her şey gayet berrak bir şekilde kulaklarımızda çınlıyor. Evet, Lives albümün en iyi parçası olmuş fakat geri kalan şarkılar kötü olmuş dersem büyük haksızlık etmiş olurum. Hemen arkasından gelen “Angry Guru” da gayet başarılı olmuş. Zaten şarkının temposunun düştüğü riff kısmında Lives etklileri de görünmüyor değil. Aslına bakarsanız albümde yer alan bütün şarkılar belirli bir riff aralığında yazılmış ve belirli bir konsept içinde oluşturulmuşlar. Albüme adını veren “Dictator” adlı şarkı da albümün en güçlü şarkılarından birisi olmuş.
Daron Malakian |
Albüm kendisini gayet güzel bir şekilde dinlettiriyor. Açıkçası ben hiç sıkılmadım dinlerken. Kaç kere başa sarıp sarıp dinledim ve her defasında “güzel albüm olmuş be” dedim. Çok süper bir albüm olduğunu söyleyemem elbette ama dinlediğim en güzel Rock albümlerinden biri olarak benim listeme girdi. Daron’un sesini ayrı bir sevdim. Daha önce System of A Down’da geri vokal olarak sesini duymuş olsam da Scars on Broadway’de gerçekten etkileyici bir performans sergiliyor. Albümü dinlemenizi kesinlikle öneririm. Yaz tatili dönüşü bir Black Metal albümü ile sizlere merhaba diyeceğimi düşünenleri şaşırtmış oldum. Fakat esas yıkım elbette karanlık ve kaotik albümlerle olacak. Beklemede kalın!
Albüm Puanı: 7,5/10
Yorumlar
Yorum Gönder