Merhaba dostlarım, hafta sonunun son gününe geldik. Umarım herkesin güzel bir hafta sonu olmuştur. İyi dileklerimden sonra bugünün albümünü açıklamanın zamanı geldi. 2016 yılında ilk defa siteye konuk ettiğim “Aura Noir”ın “Out to Die” adlı albümünü yazmıştım. O albümü oldukça fazla beğenmiştim. Zira Thrash Metal adına dinlediğim gruplar öylesine daralmıştı ki Aura Noir bana ilaç gibi gelmişti. Bugün yine bu Norveçli Thrash Metal grubunu sitede ağırlamaktan onur duyuyorum. Out to Die ile beni keyiflendiren Aura Noir, daha 2 gün önce çıkan ve grubun adını verdikleri albümleri ile yine beni mutlu edeceklerini umuyorum. Albümün içine dalma zamanı geldi.
Aura Noir için her ne kadar Thrash Metal grubu dense de, zamanında Black Metal’den öylesine etkilenmiş ki bu adamlar, hala albümlerinde Black Metal tınılarını duyabiliyorsunuz. Zaten Black Metal ile Thrash Metal’in ortak paydanın iki elemanı olduğunu bildiğimiz için bu durum çok da şaşırtıcı olmuyor. Üzerine bir de grubun anavatanının Norveç olması da bu etkileşimin gayet doğal olduğunu kanıtlıyor. Auro Noir belki de bu yüzden benim beğenimi kazandı. Zira şöyle bir çevreme baktığımda bu grubu bilene denk gelmedim. Zaten çok fazla bir kitlesi olmadığını biliyordum fakat en azından çevremden tanıyanlar olur diye ummuştum. Grup her ne kadar az bilinse de gayet güzel müzik yapıyorlar ve güzel güzel de dinliyorsunuz. Şahsen ben bu adamları dinlerken mutlu oluyorum. Out to Die ile oldukça enerjik bir albüm dinlemenin yanı sıra, etkilendikleri o Black Metal’in karanlığını da albümlerine güzel bir şekilde yansıtmış olmaları durumu daha da güzelleştiriyordu. Kendi adlarını verdikler Aura Noir albümleri de yine dinlemesi keyif verici bir albüm olmuş. Out to Die’da gördüğüm o agresif gitar rifflerinin yerine bu defa daha keskin fakat aynı zamanda biraz daha melodik riffler var.
Aura Noir albümünü dinlediğim süre boyunca prodüksiyondan ne yazık ki pek hoşnut kalamadım. Evet, old-school bir prodüksiyon ile dinleyicilerin karşısına çıkmak istemiş grup ama ne yazık ki zayıf bir işe imza atmışlar. Aslında zayıflık sadece davul da var desem daha doğru olur. Çünkü kicklerin var ile yok arası bir sese sahip olmaları beni pek tatmin etmedi. Bunun yanı sıra gitar tonlarını çok beğendim. İstedikleri o old-school havasını gitarlar çok iyi bir şekilde albüme yansıtıyor. Bunun yanında basgitarın da arkada sessiz sedasız, seksi bir şekilde çeşitlemeler yapmasını da duyuyor olmamız güzel olmuş. Albüm için yazılan riffleri ben beğendim. Daha iyi olabilirdi elbette ama Aura Noir’ın neler yapabileceğini az çok bildiğim için, bu hali kesinlikle grubun özverili bir şekilde çalıştığını kanıtlıyor. Zaten yeterli düzeyde şarkılara imza atmışlar. Dinlerken hiç sıkılmadım ve daha fazla şeyler duymak da istemedim. Dediğim gibi grubun potansiyelini biliyor olmamdan kaynaklanıyor bu durum. Fakat benim albümde en çok beğendiğim performans ise “Aggressor”un süper vokali oldu. Out to Die’da da benim oldukça beğenimi kazanmıştı Aggressor ve bu albümde de yine güzel bir iş ortaya koymuş.
Dokuz şarkıdan oluşan Aura Noir’ın süresi 32 buçuk dakika kadar. Yine oldukça kısa süreli şarkılardan oluşuyor albüm. Fakat daha uzun olmasını emin olun istemezsiniz. Zira daha uzun olursa şarkılar, aynı zevki alamayabilirsiniz. Şahsen ben sıkılabilirdim. Grup kendisini o kadar iyi analiz etmiş ki, neyi nasıl yapacağını gayet iyi biliyor. Aura Noir albümünü de beğenerek dinledim. Fakat Out to Die hala benim favorimdir. Sizler de eğer yeni çıkan albümlere göz atıyorsanız, Aura Noir’a bir kulak verin derim. Hoşça kalın!
Albüm Puanı: 7,5/10
Aura Noir için her ne kadar Thrash Metal grubu dense de, zamanında Black Metal’den öylesine etkilenmiş ki bu adamlar, hala albümlerinde Black Metal tınılarını duyabiliyorsunuz. Zaten Black Metal ile Thrash Metal’in ortak paydanın iki elemanı olduğunu bildiğimiz için bu durum çok da şaşırtıcı olmuyor. Üzerine bir de grubun anavatanının Norveç olması da bu etkileşimin gayet doğal olduğunu kanıtlıyor. Auro Noir belki de bu yüzden benim beğenimi kazandı. Zira şöyle bir çevreme baktığımda bu grubu bilene denk gelmedim. Zaten çok fazla bir kitlesi olmadığını biliyordum fakat en azından çevremden tanıyanlar olur diye ummuştum. Grup her ne kadar az bilinse de gayet güzel müzik yapıyorlar ve güzel güzel de dinliyorsunuz. Şahsen ben bu adamları dinlerken mutlu oluyorum. Out to Die ile oldukça enerjik bir albüm dinlemenin yanı sıra, etkilendikleri o Black Metal’in karanlığını da albümlerine güzel bir şekilde yansıtmış olmaları durumu daha da güzelleştiriyordu. Kendi adlarını verdikler Aura Noir albümleri de yine dinlemesi keyif verici bir albüm olmuş. Out to Die’da gördüğüm o agresif gitar rifflerinin yerine bu defa daha keskin fakat aynı zamanda biraz daha melodik riffler var.
Aura Noir albümünü dinlediğim süre boyunca prodüksiyondan ne yazık ki pek hoşnut kalamadım. Evet, old-school bir prodüksiyon ile dinleyicilerin karşısına çıkmak istemiş grup ama ne yazık ki zayıf bir işe imza atmışlar. Aslında zayıflık sadece davul da var desem daha doğru olur. Çünkü kicklerin var ile yok arası bir sese sahip olmaları beni pek tatmin etmedi. Bunun yanı sıra gitar tonlarını çok beğendim. İstedikleri o old-school havasını gitarlar çok iyi bir şekilde albüme yansıtıyor. Bunun yanında basgitarın da arkada sessiz sedasız, seksi bir şekilde çeşitlemeler yapmasını da duyuyor olmamız güzel olmuş. Albüm için yazılan riffleri ben beğendim. Daha iyi olabilirdi elbette ama Aura Noir’ın neler yapabileceğini az çok bildiğim için, bu hali kesinlikle grubun özverili bir şekilde çalıştığını kanıtlıyor. Zaten yeterli düzeyde şarkılara imza atmışlar. Dinlerken hiç sıkılmadım ve daha fazla şeyler duymak da istemedim. Dediğim gibi grubun potansiyelini biliyor olmamdan kaynaklanıyor bu durum. Fakat benim albümde en çok beğendiğim performans ise “Aggressor”un süper vokali oldu. Out to Die’da da benim oldukça beğenimi kazanmıştı Aggressor ve bu albümde de yine güzel bir iş ortaya koymuş.
Dokuz şarkıdan oluşan Aura Noir’ın süresi 32 buçuk dakika kadar. Yine oldukça kısa süreli şarkılardan oluşuyor albüm. Fakat daha uzun olmasını emin olun istemezsiniz. Zira daha uzun olursa şarkılar, aynı zevki alamayabilirsiniz. Şahsen ben sıkılabilirdim. Grup kendisini o kadar iyi analiz etmiş ki, neyi nasıl yapacağını gayet iyi biliyor. Aura Noir albümünü de beğenerek dinledim. Fakat Out to Die hala benim favorimdir. Sizler de eğer yeni çıkan albümlere göz atıyorsanız, Aura Noir’a bir kulak verin derim. Hoşça kalın!
Albüm Puanı: 7,5/10
Yorumlar
Yorum Gönder