Merhaba sevgili dostlarım, birkaç günlük ayrılıktan sonra tekrar birlikteyiz. Ben hasta olmaktan bıktım fakat vücudum hiç oralı bile değil. En ufak salgında hemen virüslere yenik düşüyor kendileri. Kendimi bugün daha iyi hissettiğimden dolayı artık klavyenin başına geçmenin zamanı geldi dedim. Albüm değerlendirmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz. Hem de olabildiğince sert ve ahlaksız bir şekilde… Bugün sizlere 2 sene önce tanıştığım ve dinledikten sonra allak bullak olduğum “Cattle Decapitation”nı sunuyorum. Amerikalı Death Metal ve Grindcore grubunu tekrar sitede ağırlamaktan onur duyuyorum. Grubun 2004 yılında çıkardığı ve albüm kapak resmi ile görenleri dehşete düşürdüğü albümü “Humanure”dan bahsedeceğim sizlere. Yerinize sağlam bir şekilde oturun zira deprem etkisi yaratacak cinsten bir albüm olma özelliği taşıyor Humanure.
Cattle Decapitation, oldukça progresif bir grup ve bu yenilikçi yaklaşımını müziğine de oldukça iyi bir şekilde yansıtıyor. Death Metal’in bütün öğelerini içinde barındırmasının yanında, Grindcore’un o bütün karmaşık düzenini de bizlere iyi bir şekilde dinlettirmeyi başarıyor. Cattle Decapitation, oldukça sert bir grup ve bu sert grubun şarkı sözlerini ise genellikle hayvanların aşırı şekilde tüketilmesi ve insanlar tarafından vahşice kıyılması, yaşadığımız çevreyi yağmalamamız gibi konular oluşturuyor. Bu yüzden de diğer birçok Death Metal grubundan da ayrılmış oluyor. Yaptıkları müzik bir hayli sert ve teknik olunca haliyle bu grubun albümlerini çok dikkatli ve özenli bir şekilde dinlemek gerekiyor. Daha önceden dinleyenleriniz varsa ne demek istediğimi anlamıştır. Üst düzey gitar riffleri sanki bir uvertür dinliyormuşsunuz havası yaratabiliyor. Cattle Decapitation, sadece yüksek tempolu şarkı yazıp bir kenarı çekilmek yerine, bu şarkılara olabildiğince müzikal değerler katmayı misyon edinmiş bir grup dostlarım. Üç dakikalık bir şarkıda bile birçok geçişlere denk gelebiliyorsunuz. Grubun ilk incelediğim albümü 2015 yılında çıkardıkları ve o yılın hiç şüphesiz en iyi albümlerinden biri olan “The Anthropocene Extinction”ı ilk dinlediğimde resmen dimağım donmuştu. Böylesine güçlü bir albüm dinlemek beni oldukça heyecanlandırmış ve böylesine sert bir albüm olmasına rağmen dehşet verici riffleri barındırıyor olması da beni gayet mutlu etmişti. Zaten The Anthropocene Extinction’a da tam puan vermiştim. Humanure’den beklentilerim de bu yüzden çok büyüktü.
Humanure'un anlamına baktığımda ‘Human ve Manure’ kelimelerinin İngilizce argosunda birleştirilerek “insan dölü” anlamına geldiğini buldum. Yani grubumuz albüm ismi için oldukça dikkat çekici bir isimlendirme yapmış. Cattle Decapitation’ın protest tutumundan yukarıda da bahsetmiştim. O yüzden bu albüm ismi ve ismin yazıldığı albüm kapağı gerçekten çok cüretkâr olmuş. Zaten albümün genel havasına baktığımızda da hayvanlara yapılan vahşi kıyımlardan bahsedildiğini görebiliriz. Özellikle albümün son şarkısı ya da “outro” diye adlandırılan kısmı da bir domuz kesim hanesinden sesleri kulaklarınıza getiriyor. En azından ben böyle anladım. Oldukça dehşete düşürücü bir bitiş olduğunu söylemem gerek. Albümü dinlerken yine oldukça heyecan duydum. Zira bu adamların yaptıkları şarkıları dinlemek bir nevi kendinizi kaosun içinde hissettiriyor. Dur durak bilmeyen ve kulaklarınızda dans eden gamlar gerçekten Cattle Decapitation’ın o kendine has karakteristik yapısını ortaya koyuyor. Albümün prodüksiyonu gayet iyi olmuş. Tabi ki The Anthropocene Extinction ile kıyaslama yaptığımızda bir adım gerisinde kalıyor. Çünkü The Anthropocene Extinction’ın soundu çok daha güçlü ve tok bir sounda sahip olmasına rağmen de hiçbir enstrüman sesinden de taviz vermiyordu. Humanure ise biraz daha tiz bir sounda sahip fakat çok az bir tizlikten bahsediyorum. Dediğim gibi albümün prodüksiyonu gayet iyi olmuş.
Humanure öylesine güçlü riffler barındırıyor ki, dinlediğiniz her an için gruba teşekkürü bir borç biliyorsunuz. Gitarlarla adeta hayvansı bir bağ kurdukları aşikar. “Josh Elmore” gayet iyi bir iş çıkarmış, kendisine tebriklerimi iletiyorum. Albümde yer alan bütün enstrümanlar oldukça iyi bir şekilde kaydedilmiş. Zaten davul, gitar ve basgitardan oluşan klasik bir enstrüman grubu var albümün içinde. Cattle Decapitation albümlerindeki o kaotik havayı Humanure da çok iyi bir şekilde dinleyenlerine yansıtmış. Gitar soloları da yerinde ve dozunda olmuş. Şarkılara ses veren adamımız Travis Ryan’ın sesi de her zamanki gibi olağan üstü olmuş. Öküz gibi böğürmeyi çok iyi başarıyor bu adam. Yüksek tempolu bir albümü dinlemek her zaman bana enerji vermiştir. Humanure da yine böylesine enerji verici albümlerden biri olmuş. Albümde 11 şarkı yer alıyor ve albümün toplam süresi 47 buçuk dakika kadar. Albümün en uzun parçası “outro” dediğimiz “Men Before Swine” adlı dehşet seslerden oluşan parçadır. Kendisini güzel güzel dinleten bir albüm olmuş. Fakat eğer benim gibi art arda birkaç kez dinlemeyi heves ederseniz de kafanızın içinde oluşacak olan karmaşıklığa da hazır olun. Çünkü öylesine yoğun bir riff bombardımanına maruz kalıyorsunuz ki –n’oluyor ya- diyorsunuz albümün bitiminde.
Evet, dostlarım bugün sizlere albüm kapak resmi ile oldukça dehşete düşürmesi yetmiyormuş gibi, içindeki kallavi şarkılarla da sizi sizden alacak Humanure’dan bahsettim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere hoşça kalın!
Albüm Puanı: 9/10
Cattle Decapitation, oldukça progresif bir grup ve bu yenilikçi yaklaşımını müziğine de oldukça iyi bir şekilde yansıtıyor. Death Metal’in bütün öğelerini içinde barındırmasının yanında, Grindcore’un o bütün karmaşık düzenini de bizlere iyi bir şekilde dinlettirmeyi başarıyor. Cattle Decapitation, oldukça sert bir grup ve bu sert grubun şarkı sözlerini ise genellikle hayvanların aşırı şekilde tüketilmesi ve insanlar tarafından vahşice kıyılması, yaşadığımız çevreyi yağmalamamız gibi konular oluşturuyor. Bu yüzden de diğer birçok Death Metal grubundan da ayrılmış oluyor. Yaptıkları müzik bir hayli sert ve teknik olunca haliyle bu grubun albümlerini çok dikkatli ve özenli bir şekilde dinlemek gerekiyor. Daha önceden dinleyenleriniz varsa ne demek istediğimi anlamıştır. Üst düzey gitar riffleri sanki bir uvertür dinliyormuşsunuz havası yaratabiliyor. Cattle Decapitation, sadece yüksek tempolu şarkı yazıp bir kenarı çekilmek yerine, bu şarkılara olabildiğince müzikal değerler katmayı misyon edinmiş bir grup dostlarım. Üç dakikalık bir şarkıda bile birçok geçişlere denk gelebiliyorsunuz. Grubun ilk incelediğim albümü 2015 yılında çıkardıkları ve o yılın hiç şüphesiz en iyi albümlerinden biri olan “The Anthropocene Extinction”ı ilk dinlediğimde resmen dimağım donmuştu. Böylesine güçlü bir albüm dinlemek beni oldukça heyecanlandırmış ve böylesine sert bir albüm olmasına rağmen dehşet verici riffleri barındırıyor olması da beni gayet mutlu etmişti. Zaten The Anthropocene Extinction’a da tam puan vermiştim. Humanure’den beklentilerim de bu yüzden çok büyüktü.
Humanure'un anlamına baktığımda ‘Human ve Manure’ kelimelerinin İngilizce argosunda birleştirilerek “insan dölü” anlamına geldiğini buldum. Yani grubumuz albüm ismi için oldukça dikkat çekici bir isimlendirme yapmış. Cattle Decapitation’ın protest tutumundan yukarıda da bahsetmiştim. O yüzden bu albüm ismi ve ismin yazıldığı albüm kapağı gerçekten çok cüretkâr olmuş. Zaten albümün genel havasına baktığımızda da hayvanlara yapılan vahşi kıyımlardan bahsedildiğini görebiliriz. Özellikle albümün son şarkısı ya da “outro” diye adlandırılan kısmı da bir domuz kesim hanesinden sesleri kulaklarınıza getiriyor. En azından ben böyle anladım. Oldukça dehşete düşürücü bir bitiş olduğunu söylemem gerek. Albümü dinlerken yine oldukça heyecan duydum. Zira bu adamların yaptıkları şarkıları dinlemek bir nevi kendinizi kaosun içinde hissettiriyor. Dur durak bilmeyen ve kulaklarınızda dans eden gamlar gerçekten Cattle Decapitation’ın o kendine has karakteristik yapısını ortaya koyuyor. Albümün prodüksiyonu gayet iyi olmuş. Tabi ki The Anthropocene Extinction ile kıyaslama yaptığımızda bir adım gerisinde kalıyor. Çünkü The Anthropocene Extinction’ın soundu çok daha güçlü ve tok bir sounda sahip olmasına rağmen de hiçbir enstrüman sesinden de taviz vermiyordu. Humanure ise biraz daha tiz bir sounda sahip fakat çok az bir tizlikten bahsediyorum. Dediğim gibi albümün prodüksiyonu gayet iyi olmuş.
Humanure öylesine güçlü riffler barındırıyor ki, dinlediğiniz her an için gruba teşekkürü bir borç biliyorsunuz. Gitarlarla adeta hayvansı bir bağ kurdukları aşikar. “Josh Elmore” gayet iyi bir iş çıkarmış, kendisine tebriklerimi iletiyorum. Albümde yer alan bütün enstrümanlar oldukça iyi bir şekilde kaydedilmiş. Zaten davul, gitar ve basgitardan oluşan klasik bir enstrüman grubu var albümün içinde. Cattle Decapitation albümlerindeki o kaotik havayı Humanure da çok iyi bir şekilde dinleyenlerine yansıtmış. Gitar soloları da yerinde ve dozunda olmuş. Şarkılara ses veren adamımız Travis Ryan’ın sesi de her zamanki gibi olağan üstü olmuş. Öküz gibi böğürmeyi çok iyi başarıyor bu adam. Yüksek tempolu bir albümü dinlemek her zaman bana enerji vermiştir. Humanure da yine böylesine enerji verici albümlerden biri olmuş. Albümde 11 şarkı yer alıyor ve albümün toplam süresi 47 buçuk dakika kadar. Albümün en uzun parçası “outro” dediğimiz “Men Before Swine” adlı dehşet seslerden oluşan parçadır. Kendisini güzel güzel dinleten bir albüm olmuş. Fakat eğer benim gibi art arda birkaç kez dinlemeyi heves ederseniz de kafanızın içinde oluşacak olan karmaşıklığa da hazır olun. Çünkü öylesine yoğun bir riff bombardımanına maruz kalıyorsunuz ki –n’oluyor ya- diyorsunuz albümün bitiminde.
Humanure (2004) yılına ait Cattle Decapitation |
Evet, dostlarım bugün sizlere albüm kapak resmi ile oldukça dehşete düşürmesi yetmiyormuş gibi, içindeki kallavi şarkılarla da sizi sizden alacak Humanure’dan bahsettim. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere hoşça kalın!
Albüm Puanı: 9/10
Yorumlar
Yorum Gönder