Albüm Kritik 228 (Behexen / Nightside Emanations)

Hayatta bazı zamanlar vardır sürekli aynı zaman diliminde kalma isteğinizi uyandıracak ve ne bir adım öteye gitme arzunuzu ne de bir adım geriye gitme duygunuzu sizlere hissettirecek. O an içinde bulunduğunuz durumun hiç bitmesini istemediğiniz, hayattan kendinizi soyutladığınız ve sadece ruhunuzu o zaman dilimine teslim ettiğiniz… Ben bu durumu birçok kez yaşadım. Hayvan gibi grupların aynı hayvanlıktaki albümlerini dinlediğim anlarda. Her şeyi bir kenara bıraktığım ve sadece efsane bir zaman geçirdiğim o albümlerin ismini oturup size teker teker sayabilirim. Böylesine grupların varlığı bile başlı başına bir nimet olurken bir de efsane albümlerle bizlerin hayatını güzelleştirdiklerinde işte o zaman her şey tastamam oluyor. Bu mükemmel zaman geçirme olayını da en çok Black Metal albümleri ile yaşamışımdır. Tekinsiz arazilerde dolaştıran, kanınızın çekilmesine sebep olan, dehşet dakikalarına sizi sürükleyen mükemmel albümlere denk geldiğinizde yapmanız gereken tek şey, kıpırdamadan, direnmeden bu karanlık muazzamlığa kendinizi teslim etmeniz olacaktır. İşte bugün sizlere yukarıdaki betimlemenin gözüne gözüne vurduğum bir albümü sunuyorum. Finlandiya’dan çıkan belki de en öküz grup olma özelliğini taşıyan “BEHEXEN”in 2012 yılında çıkardığı ve ortalığı kasıp kavuran lanetli albümü “Nightside Emanations”ı sitede ağırlamaktan onur duyuyorum.

Satanizm propagandasını sonuna kadar yapan Behexen, bunu öylesine güçlü, öylesine hayvansı bir şekilde yapıyor ki olduğunuz yere çivileniyorsunuz. Muazzam şarkı sözlerine imza atmaları şöyle dursun, yazdıkları öküz gibi şarkılarla sizlere kötü yola doğru çekmeyi başarabiliyorlar. Eğer o kötü yolda Behexen’in böylesine muazzam şarkılarını dinleyeceksem, en ön safta yer alırım. Karanlığın en derinliklerinde bir şeyler üretmek belli başlı grupların yapacağı türden bir iştir. Behexen, gerek görünümü, gerek üretimi gerekse de yarattığı şeytani atmosfer ile son zamanlarda beni benden alan gruplar arasında ilk 3’e yerleşti. Behexen ile tanışmam 2016 yılında çıkardıkları “The Poisonous Path” adlı kusursuzluk abidesinde yer alan “Pentagram of The Black Earth” şarkısı ile olmuştu. O şarkıyı ilk dinlediğim anda yaşadığım duyguları hala hatırlıyorum. Gözlerimi yuvalarından çıkarırcasına açtıran ve olduğum yere çivileyen bir şarkı dinledim desem herhalde yeterli olur. Öylesine süper bir şarkı dinliyordum ki, beynimi yaktığımı falan düşünüyordum. Genellikle Deathspell Omega şarkılarını dinlerken başıma gelen bu duyguyu Behexen’de de yaşamış olmam, bu adamların sonsuza kadar hayatıma giriş yaptıklarının bir göstergesiydi. The Poisonous Path ile sağlı sollu ağzımı, yüzümü dağıtan Behxen, Nightside Emanations ile resmen ölüm vuruşu yaptı.

The Poisonous Path’in muazzamlığından sonra açıkçası Nightside Emanations’ı dinlemeden önce beklentim arşa çıkmıştı. Grubun The Poisonous Path’ten bir önceki albümü olsa da, benim beklentim her daim en iyisini dinleyeceğim yönündeydi. Zira bunu bana empoze eden Behexen’in ta kendisidir. Nightside Emanations’ı iki gündür dinliyorum, kendimi duvarlara çarpasım geliyor resmen. Hayır, yani kusursuz albüm yapma iksiri mi içmiş bu adamlar ne yapmış anlamadım ki! Albümün son şarkısı da bittiğinde, adeta Lucifer’ın beni öldüresiye dövdüğünü falan hissediyorum. Yani böylesine uç noktada duygulara zerk ettiriyor Nightside Emanations. Şeytanı ve onun akranlarını yine yüceltmeye devam ediyor Behexen bu albümlerinde de. Resmen şeytana sempati duyduruyorlar insana bu ahlaksızlar. Albümün kusursuzluğunun unsurlarından biri de, şarkıların kayıt altına alındığı muazzam soundu. Çiğ gitar tonlarını, modern davul sesi ile buluşturan Behexen bu konuda harikulade bir iş çıkarmış. Tek bir kusur bulamazsınız dostlarım. Hayvan gibi yardırdıkları şarkılar öylesine güzel bir şekilde kulaklarınızda çınlıyor ki, bu çınlamaların hiç bitmemesini istiyorsunuz. Albümün açılışı “J.S. Bach” ın kilise orgu ile yaptığı bestelerden birini andıran bir şarkı ile gerçekleşiyor. Açıkçası bu açılış bile albümün ne denli tekinsiz ve pislik bir albüm olacağına işaret ediyor. Bu introdan sonra zaten işler dur durak bilmeden çirkinleşiyor dostlarım. Size asla soluk aldırmayan bir albüm Nightside Emanations.

Nightside Emanations’ın riffleri öylesine kuvvetli ki, hiçbir şekilde dil uzatamıyorsunuz. Her şarkıda muazzam riffler var ve bu rifflerin geçişleri de yine aynı muazzamlık düzeyinde. Her riffi çok rahat bir şekilde duyuyorsunuz en ufak bir detayı bile kaçırmıyorsunuz. İşte ben buna sağlam bir prodüksiyon derim. Behexen’in bana göre en vurucu özelliklerinden biri de bu şeytani şarkıları seslendiren vokal “Hoath Torog”un sesinin kusursuz olmasıdır. Hani bu adamın sesi için bana Lucifer’ın sesi deseler kabul ederim. Hiç sorgulamam bile. Öylesine şeytani, öylesine tüyler ürpertici ve öylesine hayvansı! Hacı sen ne yapmışsın ya! Albümdeki her şarkıda resmen cehennemin sesi olmuş durumda Hoath. Şeytanın yeryüzündeki en büyük seslerinden biri de Hoath hiç şüphesiz. Albüm için ter döken herkes gerçekten en iyi performanslarını sergilemişler. Davuldan, basa kadar her şey olması gerektiği gibi, üst düzey bir şekilde şarkılara kaydedilmiş. Nightside Emanations’ı dinlediğim her an benim için kıymetli anlardan biri oldu. Olmaya da devam ediyor. Bu albümü bir iki gün dinleyip de bir köşeye atamazsınız. Tıpkı Belphegor’un “Totenritual”ının aklımı başımdan alması gibi bir olay tekrar başıma geldi. Nightside Emanations da tıpkı Totenritual gibi öylesine güçlü ki, böyle bir albümün varlığını unutmanız imkânsız.


Albümde 10 tane efsane şarkı var dostlarım. Her şarkı öylesine etkileyici ki, içlerinden şu şarkıyı daha çok sevdim demem gerek bile yok. Her şarkı olması gerektiği gibi kusursuz ve dinleyenlerin aklını başından alıyor. Nightside Emanations’ın süresi ise 50 dakika kadar dostlarım. Emin olun hayatınızda geçireceğiniz en süper 50 dakika olacaktır. Ben 10 kere falan dinledim herhalde baştan sona Nightside Emanations’ı. Yetti mi peki? Tabi ki HAYIR! Yazıyı yazarken de dinliyorum ve muhtemelen yazıyı yayınladıktan sonra da dinlemeye devam edeceğim. Behexen’i çok seviyorum. Bana The Poisonous Path mi yoksa Nightside Emanations mu diye sorarsanız eğer, Nightside Emanations'ın beni bir tık daha fazla mutlu ettiğini söyleyebilirim. İyi ki böylesine insanlıktan nasibini almamış, cehennemin en pislik grubu var! Bir sonraki yazıda görüşene dek hoşça kalın!

Albüm Puanı: 10/10



Yorumlar