Albüm Kritik 212 (Leviathan / Scar Sighted)

Merhaba dostlarım, tekrar bir albüm kritiği ile birlikteyiz. Güzel albümlerle sizleri buluşturmaya devam ediyorum. İlginç bulduğum ve keşfettiğim grupları ve onların seçtiğim albümlerini yazmak heyecan verici oluyor. Bugün ise çok enteresan bir durum ile karşı karşıyayız dostlarım. Benim sık sık denk gelmediğim bir olay olduğu için epeyce bir şaşırdım. Ne İskandinavya bölgesinden ne de Avrupa’dan bir Black Metal grubunu ağırlayacağım sitede. Bugünün konuğu Black Metal ile pek yan yana göremediğimiz ülke olan ABD’den dostlarım. 1998 yılından bu yana karanlık müziği icra eden grubun ismi ise “Leviathan”. Oldukça çarpıcı ve açık bir anlama sahip bir ismi var grubun. Tevrat ve İncil’de bir su canavarının ismi olarak geçiyor Leviathan. Bu ipe sapa gelmeyen canavarın 2015 yılında çıkardığı “Scar Sighted” adlı albümünden bahsedeceğim sizlere.

Leviathan da yine bir tek kişilik projenin ürünü dostlarım. Solo-grup projeleri özellikle Black Metal’de oldukça yaygın. Acaba günaha girmek isteyen adam bulamıyorlar mı bu dostlarımız? Şaka bir yana solo-grup projeleri genel olarak beni tatmin eden işler ortaya koyuyorlar. Solo-grup denince de aklıma hep “Falkenbach” geliyor. Markus Tümmers’ten ne ses var ne de soluk. Hasret kaldık bu adamın yapacağa müziğe. 2013 yılında çıkan “ASA” adlı albümlerinden bu yana her hangi bir ses yok Falkenbach’tan. Neyse bu konuya girince içim burkuluyor adeta. O yüzden biz konuğumuz olan Leivathan’a geri dönelim. Wrest adındaki vatandaş tarafından her şeyi yazılıyor ve çalınıyor albümün. Oldukça çok yönlü bir müzisyen olduğu aşikâr. Bu adamın başından birkaç tatsız olay geçmiş fakat ben burada onları hiç girmeyeceğim. Leviathan’ın yaptığı müzik türü “Ambient Black Metal” olarak adlandırılıyor dostlarım. Daha önce denk gelmediğim bir adlandırma olduğu için ilk önce bir garipsedim. Fakat bu tür için aslında Avant-garde ve Blackened Death Metal karışımı desek çok da yanlış olmaz diye düşünüyorum. En azından bana bu iki türü anımsattı. Doğrusunu söylemek gerekirse bu albümün seçmemin nedeni yine gözlerimi kanatan albüm kapak resmidir. Zira benim oldukça beğenimi kazandı. Böylesi albüm kapak resimleri albümü dinlemeye sizleri teşvik ediyor zaten. Bunun en güzel örneğini “Soen”in “Tellurian” albümünde yaşamıştım. Oldukça çarpıcı bir albüm kapak resmine sahip olmasına rağmen, Progressive Metal tarzındaki müzikleri gayet sofistikeydi. Peki, Scar Sighted bizlere neler sunuyor?


En başta şunu söylemek istiyorum, Scar Sighted dinlemesi oldukça fazla konsantrasyon isteyen bir albüm olmuş. Bunun nedeni karmaşık riffler veya davul çeşitlemeleri değil. Albümün ambiyansının oldukça yoğun olmasıdır. Bu yoğunluğu yazı ile tanımlamak biraz zor olsa da deneyeceğim. Kendinizi şeytani bir atmosferde hissettiğiniz apaçık ortada. Kapkaranlık bir sonbahar gecesinde bulutların arasına saklanmış dolunayın sızdırdığı ışıkla yalınayak gazellerin arasında yürüyorsunuz. Bu gazellerle dolu patika sizleri ağzına kadar ölülerle dolu bir mezarlığa götürüyor. Orada yerin altındaki dehşet çığlıklara şahit oluyorsunuz ve bu karanlık diyar sizi de kendisine çekiyor. Ne kadar doğru betimleyebildim bilmiyorum ama Scar Sighted ben de böyle hisler uyandırdı. Kendimi böylesine ürkünç bir atmosferin içinde buldum. Bundan mütevellittir ki bu albümü öyle ayaküstü dinleyeyim derseniz bütün bu hislerden yoksun kalabilirsiniz. Oldukça uzun süreli şarkılardan oluşan bir albüm olduğu için, tek bir şarkıda bile birçok öğe barınabiliyor. Bir yandan karanlık atmosferde kendinizi kaybederken, bir yandan da yazılan rifflerin etkileşimi ile ölümlü diyarın müziğini tüylerinize kadar hissediyorsunuz.

Klasik Black Metal öğelerini de bünyesinde barındırıyor albüm. Blast beatleri yine duyorsunuz ve yazılan riffler de yine safkan Black Metal’e göz kırpıyor. İşin en önemli kısmı Wrest’in ağzından çıkan şeytani sesler de bitiyor. Bütün bu atmosferi yaratan da bu adamın bağırışları, haykırışları ve depresif vokal çeşitlemeleri oluyor. Albüm için yazılan riffler öylesine üst düzey işler değil. Çok fazla karışık işlere girilmeden, ortaya güzel bir iş çıkarmayı başarmış Leviathan. Elbette gitar dışında klavyeden de oldukça yararlanmış. Bizlere belli bir temayı soldurmak amacında olan birçok Black Metal grubunun yaptığı gibi Wrest de bunu es geçmemiş. İlkel çağda var olan davul çeşitlemelerine Leviathan’ın da hayran olduğunu görüyoruz. Zira davul çeşitlemelerinin bazıları sizlere bu ilkel havayı da veriyor. Basgitarın arkada ara sıra yaptığı şımarıklıkları da beğendim. Ne çok fazla ne de çok az, tam istenilen şekilde basgitarı ön plana çıkarmış Wrest.

Wrest
Dinlerken keyif aldığım bir albüm olsa da yer yer sıkıldığımı da itiraf etmeliyim. Zira yaklaşık 65 dakikalık ve 10 şarkıdan oluşan bir albüm olmasından dolayı sizleri sıkabiliyor. Bunun bence en büyük nedeni rifflerin çok fazla sizleri etkiliyor olmamasıdır. Evet, çok iyi bir atmosferi var albümün fakat tek başına ne yazık ki yeterli değil bu atmosfer dostlarım. Bir sonraki yazıda görüşene dek hoşça kalın!

Albüm Puanı: 7,5/10



Yorumlar