Merhaba sevgili sert müzik seven dostlarım bugün yeni bir haftanın
ilk günü ve bugünün albüm kritik yazısı ile sizleri selamlıyorum. Bugün oldukça
ağır bir açılış yapacağız haftaya. Benim ilgimi çeken gruplardan biri olan “Skepticism”
bir kez daha siteye konuk oluyor. Oldukça kendine has bir grup olan bu
Finlandiyalı ağır ağabeyleri dinleyen sayısı kaç kişidir bilmiyorum ama
onlardan biri de işte benim. Kendi türlerini yaratan bir grup olma özelliği
taşıyor Skepticism. Funeral Doom Metal adında bir tür icra ediyor bu elemanlar
ve bu gruptan bir tane daha yok. Varsa da ben bilmiyorum. Çoğunluğu etkileyecek
türde bir müzik yapmıyorlar. Benim merakımı da bu özelliği çekti belki de. Zira
bu adamlar oldukça düşük bir tempoda müzik icra ediyorlar. Diğer bir güzellikleri
ise benim sesine taptığım kilise orgu kullanıyor olmaları dostlarım. Daha önce
bu ağır ağabeylerin “Lead and Aether” adlı albümlerini incelemiştim. Şimdi sıra
geldi 2015 yapımı ve grubun çıkardığı son albüm olan “Ordeal”i değerlendirmeye.
Lead and Aether’da değindiğim bir şey vardı; Skepticism dinlemek istiyorsanız o zamanınızı sadece bu gruba ayırmanız gerekiyor. Zira oldukça durağan bir türde müzik yaptıkları için ve şarkıları da bir hayli uzun olduğundan mütevellit yüzde yüz konsantrasyon istiyor. Ben ilk başta dinlediğim de Lead and Aether’ı açıkçası başım ağrımıştı ve biraz da sıkılmıştım. Çünkü o zaman albüm bir an önce bitsin artık diye dört gözle bekliyordum. Fakat Finli bu dostlarımızın yaptıkları müzik ne yazık ki aceleye getirilecek bir müzik değil dostlarım. Gel gelelim Lead and Aether’ı dinlemek için adeta kendi içime kapandığımda öylesine keyif aldım ki, bazı noktalarında tüylerim diken diken oldu hatta. Çünkü daha önce böyle bir şey deneyimlememiş olmam ve ilk dinlememdeki özensizlikten sonra tüm fikrimin değişmesi beni çok etkilemişti. Bir defa kilise orgunun etkileyici sesi zaten benim gönlümü fethetmişti. Şimdi geldik grubun son işine (son işi derken dağılmadı grup) ve Ordeal bizlere neler sunuyor iyice bir irdelemeye. Ordeal’in içine geçmeden önce albüm kapak resminin çok orijinal olduğundan bahsetmek istiyorum. Zira Skepticsim’in baş adamı “Matti”nin sahnede giydiği frakın bir bölümünü kullanmış grup Ordeal’in kapağı için. Oldukça sevdim ben fikirlerini ve gayet de güzel olmuş. Sahne şovları da elbette şarkıları gibi durağan bir şekilde oluyor grubun. Fakat etkileyici olduklarını da söylemem gerekir.
Ordeal'in en büyük özelliği hiç şüphesiz seyirciler önünde kaydedilmiş
bir albüm olmasıdır. Bir salonda toplanan seyirciler önünde yarattıkları
şarkıları kayıt altına almış grup. Gerçekten harikulade bir fikir olmuş ve
seyircilerin şarkı sonlarındaki alkışlarıyla birlikte ben de alkışladım
Skepticism’i. Keşke o ana ben de tanıklık edebilseydim dedim içimden. Çünkü
Skepticism’in yeri ben de oldukça farklı dostlarım. Her ne kadar seyircilerin
önünde kaydedilmiş olsa da albüm oldukça iyi bir prodüksiyon çalışması olmuş.
Gruptan alışık olduğumuz o görkemli atmosfer çok iyi bir şekilde yedirilmiş
albüme. Bu arada albümde var olan şarkılardan ilk 6 tanesi yeni olmakla beraber
diğer iki şarkılardan “Pouring” grubun ilk albümü olan “Stormcrowfleet”ten ve “The
March and The Stream” “Lead and Aether” albümlerinden alınmadır. Daha doğrusu
bu şarkılar da diğer 6 şarkı gibi aynı atmosferde kaydedilmiştir. Ordeal’i
dinlediğim andan beri öylesine mutluyum ki ve öylesine şanslı hissediyorum ki
kendimi bu şahesere tanık olduğum için. Ordeal ile birlikte Skepticism kendi
alanında iyice gökyüzüne yükselmiş dostlarım. Albüm için yazılan riffler
genellikle korkutucu riffler olmakla beraber çok fazla bir çeşitliliğe sahip
riffler değil dostlarım. Zaten Skepticism’in esas olayı da oldukça karmaşık
rifflerle şarkılar yapmak değil. Bunun yerine kilise orgu ile dinleyenlerini
etkilemeyi başarıyor. Bazen eski korku filmlerinin müzikleri tadında bazen de
kilisede gerçekleşen cenaze törenlerinin daha anarşik bir versiyonunun tadını
alıyorsunuz. Aralara serpiştirilen melodik tınıları da es geçmemek lazım.
Akustik gitar ile yapılan bu ufak dokunuşlar gayet güzel bir hava katmış Ordeal’e.
Grupta yer alan 5 elemana 1 kişi daha eklenmiş dostlarım. Bu albüm ile birlikte bir gitaristimiz daha olmuş. İşleri bir tık daha ilerletmiş bu hamlesiyle Skepticism. Yeni elemanımızın ismi ise “Timo Sitomaniemi” imiş. Bu arada gitar soloları da gayet başarılı olmuş dostlarım. Diğer albümlerine nazaran Ordeal’de biraz daha melodikleşmiş diyebiliriz Skepticism için. Çünkü diğer albümleri tam bir karanlık cenaze töreni havasında idi. Bu biraz daha grimsi olmuş. Türünün tek örneği olan Skepticism’i elbette her hangi bir grupla kıyaslama gibi bir şansım yok. Olsa da yine bu adamların maçı kazanacağına bahse girerim. Albümün açılış şarkısı olan “You” gayet iyi bir seçim olmuş. Çünkü birazdan nasıl bir ağıt dinleyeceğinizin habercisidir adeta bu parça. Esas vurucu parça bana göre "Closing Music" olmuş. İnanılmaz bir şarkı yaratmış bu şık giyimli dostlarımız. Son iki şarkı zaten Skepticism'in klasikleşmiş şarkıları ve onlar için söylenecek tek kelime var: MÜKEMMEL! Yukarıda da dediğim gibi albüm 8 şarkıdan oluşuyor dostlarım ve tahmin edeceğiniz üzere bir hayli uzun metrajlı bir albüm Ordeal. Ben dinlerken gayet memnun bir şekilde dinledim fakat sizler yaklaşık 78 dakikalık bu albümü tek seferde sindirebilir misiniz bilmiyorum. Eğer kilise orgunun sesinden çok hoşlanıyorsanız (çünkü ben J.S. Bach hastası bir vatandaş olarak Skepticism’i güle oynaya dinliyorum) bir kulak verin derim Ordeal’e. Kendinize çok iyi bakın ve hoşça kalın dostlarım!
Albüm Puanı: 10/10
Lead and Aether’da değindiğim bir şey vardı; Skepticism dinlemek istiyorsanız o zamanınızı sadece bu gruba ayırmanız gerekiyor. Zira oldukça durağan bir türde müzik yaptıkları için ve şarkıları da bir hayli uzun olduğundan mütevellit yüzde yüz konsantrasyon istiyor. Ben ilk başta dinlediğim de Lead and Aether’ı açıkçası başım ağrımıştı ve biraz da sıkılmıştım. Çünkü o zaman albüm bir an önce bitsin artık diye dört gözle bekliyordum. Fakat Finli bu dostlarımızın yaptıkları müzik ne yazık ki aceleye getirilecek bir müzik değil dostlarım. Gel gelelim Lead and Aether’ı dinlemek için adeta kendi içime kapandığımda öylesine keyif aldım ki, bazı noktalarında tüylerim diken diken oldu hatta. Çünkü daha önce böyle bir şey deneyimlememiş olmam ve ilk dinlememdeki özensizlikten sonra tüm fikrimin değişmesi beni çok etkilemişti. Bir defa kilise orgunun etkileyici sesi zaten benim gönlümü fethetmişti. Şimdi geldik grubun son işine (son işi derken dağılmadı grup) ve Ordeal bizlere neler sunuyor iyice bir irdelemeye. Ordeal’in içine geçmeden önce albüm kapak resminin çok orijinal olduğundan bahsetmek istiyorum. Zira Skepticsim’in baş adamı “Matti”nin sahnede giydiği frakın bir bölümünü kullanmış grup Ordeal’in kapağı için. Oldukça sevdim ben fikirlerini ve gayet de güzel olmuş. Sahne şovları da elbette şarkıları gibi durağan bir şekilde oluyor grubun. Fakat etkileyici olduklarını da söylemem gerekir.
Solist "Matti Tilaeus" |
Piyanist "Eero Pöyry" |
Grupta yer alan 5 elemana 1 kişi daha eklenmiş dostlarım. Bu albüm ile birlikte bir gitaristimiz daha olmuş. İşleri bir tık daha ilerletmiş bu hamlesiyle Skepticism. Yeni elemanımızın ismi ise “Timo Sitomaniemi” imiş. Bu arada gitar soloları da gayet başarılı olmuş dostlarım. Diğer albümlerine nazaran Ordeal’de biraz daha melodikleşmiş diyebiliriz Skepticism için. Çünkü diğer albümleri tam bir karanlık cenaze töreni havasında idi. Bu biraz daha grimsi olmuş. Türünün tek örneği olan Skepticism’i elbette her hangi bir grupla kıyaslama gibi bir şansım yok. Olsa da yine bu adamların maçı kazanacağına bahse girerim. Albümün açılış şarkısı olan “You” gayet iyi bir seçim olmuş. Çünkü birazdan nasıl bir ağıt dinleyeceğinizin habercisidir adeta bu parça. Esas vurucu parça bana göre "Closing Music" olmuş. İnanılmaz bir şarkı yaratmış bu şık giyimli dostlarımız. Son iki şarkı zaten Skepticism'in klasikleşmiş şarkıları ve onlar için söylenecek tek kelime var: MÜKEMMEL! Yukarıda da dediğim gibi albüm 8 şarkıdan oluşuyor dostlarım ve tahmin edeceğiniz üzere bir hayli uzun metrajlı bir albüm Ordeal. Ben dinlerken gayet memnun bir şekilde dinledim fakat sizler yaklaşık 78 dakikalık bu albümü tek seferde sindirebilir misiniz bilmiyorum. Eğer kilise orgunun sesinden çok hoşlanıyorsanız (çünkü ben J.S. Bach hastası bir vatandaş olarak Skepticism’i güle oynaya dinliyorum) bir kulak verin derim Ordeal’e. Kendinize çok iyi bakın ve hoşça kalın dostlarım!
Albüm Puanı: 10/10
Yorumlar
Yorum Gönder