Merhaba dostlarım, sizlerin de canı benim gibi şöyle tam gaz bir
albüm çekti mi? Şahsen benim çekti. Ne güzel ki bu ihtiyacımı gidereceğim bir
albümle karşılaşmıştım zamanında. Bu albümü inceleme takvimine alırken biraz
arkalarda bırakmam iyi olmuş aslında. Önden daha ağır ve temposu bu albüme
nazaran biraz daha düşük albümleri verdim ki biraz şenliğe hazırlayayım sizi
diye. Nasıl taktik ama? Çok mu saçma? Yok, yok değil! Her neyse lafı daha fazla
uzatmadan bugünün konuğu olan “Mile”ın 2015 yılında piyasaya sürdükleri “Lost”
adlı albümlerini huzurlarınıza sunuyorum.
Ne güzeldir ki bu grup da İsveçli bir grup dostlarım. İsveçli gruplara kanım ayrı kaynıyor bunu sizler de biliyorsunuz. Bunun nedeni muhteşem birçok grubun İsveç menşeili olmasıdır. Açıkçası Mile’ı ilk dinlememde, yani grup hakkında henüz hiçbir bilgi sahibi değilken, bu adamların Amerikalı olduklarını düşünmüştüm. Çünkü İskandinav Yarımadası’ndan genellikle daha ekstrem şeyler dinlediğimiz için ben de öyle bir izlenim bıraktı. Yaptıkları türe Melodic Metal diyorlar kendileri ama bu bildiğimiz Heavy Metal dostlarım. Old-school bir Heavy Metal’den bahsedemeyiz ama Mile yeni nesil bir Heavy Metal grubu izlenimi bırakıyor. En azından bende öyle bir izlenim bıraktı. Melodik yönü de yok değil ama öyle çok aşırı bir melodi silsilesi de yok. Mile da yeni kurulan bir grup dostlarım. 2013 yılında müzik hayatına resmi olarak başlamış bu elemanlar da. Aşağı yukarı 5 yıllık bir grup olan Mile’ı ben olukça beğendim. Dinlemekten zevk aldığım gruplardan biri oldu bu arkadaşlar da.
Mile'ın ilk albümü olan Lost, grubun kuruluşundan 2 yıl sonra çıkmış bir albümdür. Hatta şu sıralar grubun yeni albümü de çıktı dostlarım ona da yakın zamanda göz atacağım. Açıkçası yeni albümleri olan “The World in Focus”u da merak ediyorum. Fakat biz şimdi esas konuğumuz olan Lost’a geri dönelim. Bu genç dostlarımız ilk albümleri olmasına rağmen oldukça iyi bir iş çıkarmışlar. Fakat bazı şarkılarda yine benim sevmediğim elektronik müzik akımından bazı tınılar da duyulmuyor değil. Ne güzel müzik yapıyorsunuz gençler, ne gerek var bunlara hı? Neyse ki çok fazla bulaşmamışlar elektronik zırvalıklara. Albümün prodüksiyonu oldukça yeterli olmuş dostlarım. Fakat ben bir tık daha tiz bir kayıtla yapılmasını isterdim. O zaman davulun zillerini daha rahat duyabilirdik diye düşünüyorum. Ben albümleri online ortamdan edindiğim için cd ve plak kalitesini bilemiyorum. O yüzden bu değerlendirmeleri yaparken sizler de bunu göze alırsanız sevinirim. Yine de birçok albüm buna rağmen daha iyi prodüksiyon kalitesi verebiliyorlar. Kötü bir prodüksiyonu yok albümün yukarıda da dediğim gibi biraz fazla tok bir sounda sahip. Albüm için yazılan riffler tam bir Heavy Metal havası veriyor dostlarım. Kafanızı fütursuzca sallıyorsunuz. Grubun melodiye daha ağırlık verdikleri yer ise şarkıların nakarat kısımları olmuş. Fakat ne yazık ki onlarda pek başarılı olamamışlar. Bence oralarda da hardcore rifflerle devam edilseymiş işler daha da güzelleşirmiş diye düşünüyorum.
Lost'ta bulunan şarkıların çoğunluğu “bam küt bam küt” şeklindeki temposuyla beni oldukça gaza getirdi. Şarkıları dinlerken enerji patlaması yaşadım adeta. Yalnız çok komik bir şey oldu albümü dinlerken bundan bahsetmeden geçemeyeceğim. Albümü ilk olarak Spotify’da dinlemeye başlamıştım. İlk şarkıdan başladım güzel güzel dinliyorum albümü. Spotify’ın reklamsız versiyonunu kullanıyorum (bunu söylemem lazımdı hikayenin gidişatı açısından, yoksa hava atmak gibi bir niyetim yok) ve birden R&B ve elektronik müzik introsu duydum. Dedim ne oluyor? Spotify reklamı mı girdi acaba diye düşündüm. Meğerse Lost’ta bulunan beşinci şarkı olan “Ripped of all Hope” adlı şarkının girişi imiş. Çok kötü bir giriş olduğunu söylemekten kendimi alamayacağım. Sonrasındaki riff yine durumu biraz kotarmış. Fakat şarkı albümün en kötü şarkılarından biri dostlarım. Adamlar bazı şarkılarda öylesine devleşmiş ki dimağım tutuldu adeta. Gerçekten Heavy riffler yazmayı iyi biliyor Mile. Grubun ismi de öyle bahtsız ki dostlarım, haklarında bilgi edinmek için Google kardeşten arama yapıyorum ve önüme Miles&Smiles’a kadar bir sürü saçma sapan öneriler çıkıyor. Miles&Smiles’ı görünce de bir gülme aldı ki beni sormayın gitsin.
Toparlayacak olursak Mile için gayet güzel bir başlangıç albümü olmuş dostlarım. Eksiklikleri elbette var. Daha iyi bir prodüksiyon olsaydı, elektronik zırvalıklar olmasaydı ve melodi yönünde daha iyi işler çıkabilseydi bence çok güzel albümler kategorisinde yerini alabilirdi. Umarım yeni albümlerinde melodilerden ziyade çok iyi yaptıkları öküz gibi Heavy rifflere yoğunlaşmışlardır ve bunları da daha iyi bir prodüksiyon ile bizlere sunmuşlardır. Kendinize çok iyi bakın dostlarım. Hoşça kalın!
Albüm Puanı: 7,5/10
Ne güzeldir ki bu grup da İsveçli bir grup dostlarım. İsveçli gruplara kanım ayrı kaynıyor bunu sizler de biliyorsunuz. Bunun nedeni muhteşem birçok grubun İsveç menşeili olmasıdır. Açıkçası Mile’ı ilk dinlememde, yani grup hakkında henüz hiçbir bilgi sahibi değilken, bu adamların Amerikalı olduklarını düşünmüştüm. Çünkü İskandinav Yarımadası’ndan genellikle daha ekstrem şeyler dinlediğimiz için ben de öyle bir izlenim bıraktı. Yaptıkları türe Melodic Metal diyorlar kendileri ama bu bildiğimiz Heavy Metal dostlarım. Old-school bir Heavy Metal’den bahsedemeyiz ama Mile yeni nesil bir Heavy Metal grubu izlenimi bırakıyor. En azından bende öyle bir izlenim bıraktı. Melodik yönü de yok değil ama öyle çok aşırı bir melodi silsilesi de yok. Mile da yeni kurulan bir grup dostlarım. 2013 yılında müzik hayatına resmi olarak başlamış bu elemanlar da. Aşağı yukarı 5 yıllık bir grup olan Mile’ı ben olukça beğendim. Dinlemekten zevk aldığım gruplardan biri oldu bu arkadaşlar da.
Mile'ın ilk albümü olan Lost, grubun kuruluşundan 2 yıl sonra çıkmış bir albümdür. Hatta şu sıralar grubun yeni albümü de çıktı dostlarım ona da yakın zamanda göz atacağım. Açıkçası yeni albümleri olan “The World in Focus”u da merak ediyorum. Fakat biz şimdi esas konuğumuz olan Lost’a geri dönelim. Bu genç dostlarımız ilk albümleri olmasına rağmen oldukça iyi bir iş çıkarmışlar. Fakat bazı şarkılarda yine benim sevmediğim elektronik müzik akımından bazı tınılar da duyulmuyor değil. Ne güzel müzik yapıyorsunuz gençler, ne gerek var bunlara hı? Neyse ki çok fazla bulaşmamışlar elektronik zırvalıklara. Albümün prodüksiyonu oldukça yeterli olmuş dostlarım. Fakat ben bir tık daha tiz bir kayıtla yapılmasını isterdim. O zaman davulun zillerini daha rahat duyabilirdik diye düşünüyorum. Ben albümleri online ortamdan edindiğim için cd ve plak kalitesini bilemiyorum. O yüzden bu değerlendirmeleri yaparken sizler de bunu göze alırsanız sevinirim. Yine de birçok albüm buna rağmen daha iyi prodüksiyon kalitesi verebiliyorlar. Kötü bir prodüksiyonu yok albümün yukarıda da dediğim gibi biraz fazla tok bir sounda sahip. Albüm için yazılan riffler tam bir Heavy Metal havası veriyor dostlarım. Kafanızı fütursuzca sallıyorsunuz. Grubun melodiye daha ağırlık verdikleri yer ise şarkıların nakarat kısımları olmuş. Fakat ne yazık ki onlarda pek başarılı olamamışlar. Bence oralarda da hardcore rifflerle devam edilseymiş işler daha da güzelleşirmiş diye düşünüyorum.
Lost'ta bulunan şarkıların çoğunluğu “bam küt bam küt” şeklindeki temposuyla beni oldukça gaza getirdi. Şarkıları dinlerken enerji patlaması yaşadım adeta. Yalnız çok komik bir şey oldu albümü dinlerken bundan bahsetmeden geçemeyeceğim. Albümü ilk olarak Spotify’da dinlemeye başlamıştım. İlk şarkıdan başladım güzel güzel dinliyorum albümü. Spotify’ın reklamsız versiyonunu kullanıyorum (bunu söylemem lazımdı hikayenin gidişatı açısından, yoksa hava atmak gibi bir niyetim yok) ve birden R&B ve elektronik müzik introsu duydum. Dedim ne oluyor? Spotify reklamı mı girdi acaba diye düşündüm. Meğerse Lost’ta bulunan beşinci şarkı olan “Ripped of all Hope” adlı şarkının girişi imiş. Çok kötü bir giriş olduğunu söylemekten kendimi alamayacağım. Sonrasındaki riff yine durumu biraz kotarmış. Fakat şarkı albümün en kötü şarkılarından biri dostlarım. Adamlar bazı şarkılarda öylesine devleşmiş ki dimağım tutuldu adeta. Gerçekten Heavy riffler yazmayı iyi biliyor Mile. Grubun ismi de öyle bahtsız ki dostlarım, haklarında bilgi edinmek için Google kardeşten arama yapıyorum ve önüme Miles&Smiles’a kadar bir sürü saçma sapan öneriler çıkıyor. Miles&Smiles’ı görünce de bir gülme aldı ki beni sormayın gitsin.
Toparlayacak olursak Mile için gayet güzel bir başlangıç albümü olmuş dostlarım. Eksiklikleri elbette var. Daha iyi bir prodüksiyon olsaydı, elektronik zırvalıklar olmasaydı ve melodi yönünde daha iyi işler çıkabilseydi bence çok güzel albümler kategorisinde yerini alabilirdi. Umarım yeni albümlerinde melodilerden ziyade çok iyi yaptıkları öküz gibi Heavy rifflere yoğunlaşmışlardır ve bunları da daha iyi bir prodüksiyon ile bizlere sunmuşlardır. Kendinize çok iyi bakın dostlarım. Hoşça kalın!
Albüm Puanı: 7,5/10
Yorumlar
Yorum Gönder